AK Parti ile CHP'nin çöp kavgası
Abone olErdoğan, İstanbul'un çöpe döndüğü yılları, yani temizlik işçilerinin greve gittği yılları hatırlattı. Bu konuda cevap verecek tek kişi var; Nurettin Sözen... İşte Sözen'in sözleri.
Nurettin Sözen, Erdoğan'a Yalçın Bayer'in aracılığı
ile uzun cevap verdi. İşte Sözen'in ağzından İstanbul'un çöpe
döndüğü günler:
Yazı: Yalçın Bayer
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı (1989-94) ve CHP Sivas
Milletvekili Prof. Nurettin Sözen (kendinden sonraki belediye
başkanı 1994-1999; 1999-2000), Başbakan Tayip Erdoğan’ı sert bir
dille eleştiriyor, ‘Benim gerçekleşmiş veya başlamış uluslararası
çapta en az 10 büyük projemi sayabilirim; ama kendisi belediye
başkanlığı döneminde böyle bir proje açıklayamaz’ dedi.
Başbakan’ın, Rize’de Hemşin’den geçerken yolda çöp
yığınları gördüğünü söyleyerek ‘Çöp sorununu çözmek merkezi
yönetimin değil, belediyelerin işidir. 1994 öncesini şöyle bir
hatırlarsak İstanbul’da da yollar çöp yığınlarıyla doluydu. Niye,
CHP zihniyeti işbaşındaydı. Bu zihniyet ancak çöp üretir’ demesi
üzerine Prof. Sözen, ‘Söylenenler hiç de Başbakan’ın söylediği gibi
değil’ diyerek bize gerçekleri açıklamak istediğini belirtiyor:
Prof. Sözen diyor ki:
‘Sayın Başbakan gerçekleri söylemiyor. Evet bir kez çöp yığınları
oldu, bu da grev dolayısıyladır. Toplu sözleşme görüşmelerinde
sendika demokratik bir şekilde hakkını kullanmış, eylem
yapmıştır.
Demokratik bir ülkede bunlar olağandır.
İstanbul’un çöp sorunu Bizans’tan beri çözümlenememiştir. Çöpler
mavnalarla ya denize atılır ya da bir yere yığılıp yakılırdı. Çöp
ciddi bir sorundu İstanbul için. Göreve geldiğimizde büyük bir çöp
projesini hayata geçirdik. Amerikalı bir şirket hiç para almadan bu
projeyi verdi, Kopenhag Belediyesi’nin bir şirketi ile bir Türk
şirketi, belediyenin bulduğu dış bir kaynakla bu projeyi
gerçekleştirdi. Kapasite olarak dünyanın en büyük çöp projesidir
bu. Çöpler kurduğumuz ara istasyonlara taşınıyor, oradan
sıkıştırılmış olarak Kemerburgaz’a götürülüyor, ayrışımı yapılarak
bunlardan geri kazanım sağlanıyor, çöp suları da biyolojik
arıtmadan geçiriliyor. Ayrıca elektrik de üretiliyor. Bunların
taşınması için yine dış kredi ile özel bir taşıma filosu
oluşturuldu. Bugün bunlar hálá çalışıyor. Ayrıca, hastane çöpleri
için bir yönetmelik çıkartıldı ve bunlar özel bir tesiste zararsız
hale getirilmeye başlandı.
Bu arada projenin bazı bölümlerinin bitirilmesinin kendi dönemine
yansıması da doğaldır.
15 yıl önce bunları yapan bir belediye başkanına dönük bu sözleri
sarf etmek iftira olduğu kadar da haksızlıktır. Mavnalarla çöpü
denize atan bir anlayıştan nereye gelindiğini unutmamak
lazımdır.
BİR TEK PROJESİ BİLE YOK
Bu vesileyle vurgulamak istiyorum.
Sayın Başbakan, büyük bir belediyeci gibi konuşuyor... Şimdi
kendisine soruyorum: Döneminde başlanmış ve bitirilmiş, kendi
felsefesini ortaya koyan kaç projesi vardır? Yoktur. Ben ve ekibim
için en az 10 proje sayabilirim; doğalgaz, metro, kentiçi tramvayı
(25 km), onlar 10 km yapamadılar. Mevcut Darülaceze’den daha büyük
2. bir Darülaceze, 2500 otobüs, çöp projesi, Lütfi Kırdar Kongre
Sarayı, Istranca derelerinin Terkos’a akıtılması, Sazlıdere Barajı,
Kazlıçeşme’ndeki dericilerin kaldırılması, atıksulardan
arındırılması ve sahillerin düzenlemeleri... Bunların tümü
uluslararası büyüklükteki ciddi projelerdir. Benzer bir tek projeyi
yaptım diyemez. Sakın, 20 yıllık tüpgeçit projesinin Başbakanlığı
döneminde temelini atmasını, Harem-Pendik tramvay hattını
söylemesin. Üstgeçitleri söylemeye kalkarsa, bizim yaptığımız yol
ve geçitleri de söylerim o zaman. Hangi uluslararası projeyi
kazandırdı Sayın Erdoğan lütfen söylesin. Meclis’te de bu konuyu
bir iki kez gündeme getirdim, cevap verilmedi.
GALATAPORT YASALARA AYKIRI
Galataport denilen projeyle ilgili olarak önemli bir şey
söyleyeceğim.
Dalan döneminde Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile İmar Kanunu’nun
bir maddesi değiştirilerek, plan yapmak ve turizm alanı ilan etmek
yetkisi hükümete verilmişti. Bu nedenle 9-10 bölge turizm alanı
ilan edilmişti. Biz gelince bu uygulamanın kent plan anlayışına
uygun olmadığı gerekçesiyle Danıştay’a gittik ve iptal ettirdik.
Danıştay, ilgili maddenin, yani hükümete yetki veren maddenin iptal
edilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne gitti. Anayasa Mahkemesi de İmar
Kanunu’ndaki bu yetkiyi iptal etti.
İptal gerekçesinde, kentle ilgili planlar kent meclisinin vereceği
kararlarla yapılır, yani hükümet bu konuda yetkili değildir,
dedi.
NEREDE YEREL YÖNETİMLER
Bu hükümet döneminde de Anayasa’ya aykırı görüşlere ve ilkelere
karşın, kentin yetkilerine müdahale eden yasalar çıkartıldı.
Mesela, Büyükşehir’i devre dışı bırakan Haydarpaşa ve Süleymaniye,
Zeyrek ve Zeytinburnu gibi koruma adı altında rehabilite bölgeleri
için... Büyükşehir Belediye Meclisi yok bunların içinde, plan yapma
yetkisine Ankara sahip, karar mercii o. TOKİ’ye de, belediye
meclisinin kararları dışında böyle yetkiler verildi. Galataport
projesi de buna dahil. Fakat kanundan yasadışılıkla kaçarken
belediyenin önüne gelinecek yine; çünkü beş ve binlik planları
çıkarmak belediyelerin işi.
Peki belediyelerin planlarına uymak zorunda değiller mi? O zaman ne
olacak? AKP iktidarı, ‘Yerel yönetimleri güçlendireceğiz’ diyordu.
Doğru güçlendiriyor; ama asıl yetkisini de elinden alıyor.’