AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal'dan 'kayıp silah' iddialarına yanıt
Abone olAK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “20 tugayı donatacak 100 binden fazla silah kayıp” iddialarını değerlendirdi. Ünal, “15 Temmuz'la ilgili millet nezdinde ve uluslararası alanda oluşmuş olan meşruiyeti yaralayan, itibarsızlaştıran argümanlar maalesef içeriyor. Kayıp silahlar iddiası daha önce FETÖ'cü hesaplar tarafından ortaya atıldı” dedi.
AK Partili Mahir Ünal, 15 Temmuz'u siyasi tartışmanın malzemesi
yapmanın son derece yanlış olduğunu öne sürerek, "Çünkü; o geceyi
bu Meclis'te CHP'lisi, MHP'lisi, AK Partilisi birlikte yaşadı. 15
Temmuz'da bir millet mutabakatı oluştu. Bu millet mutabakatı
aslında 7 Ağustos Yenikapı mitinginde de mevcuttu. O millet
mutabakatının içerisinde CHP de vardı. Ama 7 Ağustos'tan sonra ne
oldu bilmiyoruz. CHP, 15 Temmuz'a 'kontrollü darbe', 'tiyatro'
demeyi seçti. Bu gecede millet çıplak elleriyle, istiklaline,
devletine, geleceğine sahip çıktı" dedi.
CHP’nin KHK’larla görevinden uzaklaştırılan memurlarla ilgili açıklamalarını eleştiren Ünal, "15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde CHP'nin, CHP'nin yandaş medyasının hem KHK'lıları gündeme getirmesi, hem kayıp silahlar konusunu gündeme getirmesi, bunun da 15 Temmuz'un yıl dönümüne denk gelmesi, 15 Temmuz'la ilgili millet nezdinde ve uluslararası alanda oluşmuş olan meşruiyeti yaralayan, itibarsızlaştıran argümanlar maalesef içeriyor. Kayıp silahlar iddiası daha önce FETÖ'cü hesaplar tarafından ortaya atıldı. Türkiye'de de hemen bazı hesaplar bunu alıp kullanmaya ve yaymaya başladılar. Bunları iyi niyetli açıklamalar olarak görmek mümkün değil" diye konuştu.
100 binin üzerinde başvuru yapıldı
OHAL İzleme Komisyonu'na yüz binin üzerinde başvuru yapıldığını söyleyen Ünal, “Bu başvuruların birçoğunun, yaklaşık 50 binin üzerinde başvurunun tek bir kalemden çıktığı, sadece altındaki imzaların değiştirildiği açık bir şekilde ortaya çıktı. OHAL İzleme Komisyonu bütün bu başvuruları en ince detaylarına kadar inceledi. Herhangi bir mağduriyet oluşmuşsa, bunların geri dönüşlerine ilişkin hukuki alt yapıyı oluşturdu. O yüzden burada birilerinin Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu gerçeğini unutmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
KHK’lıların davalarıyla ilgili CHP’nin tutumunu eleştiren
Ünal, şöyle konuştu: "Yani AİHM'de görülecek davalara
ilişkin, Türkiye aleyhine oluşturulmak istenen bir altlık var.
İkincisi, o dönem Kemal Kılıçdaroğlu mahkemelerle ilgili çok kötü
açıklamalar yaptı. Türkiye'deki yargılamanın gayri meşru olduğunu,
o gece suçüstü yakalanmış darbecilerin yargılandığı mahkemeleri
bile gayri meşru ilan etti. Savcıları 'satılmış savcılar, satılmış
hakimler' ifadeleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargı
sistemini tartışmaya açtı. Bütün bu söylemler aslında Türkiye'nin
uluslararası alanda yalnızlaştırılması, tecrit edilmesi,
Türkiye'deki hukuk sisteminin meşruiyetinin yara görmesine zemin
hazırladı. Bu çalışmalarıyla da AİHM'e dönük bir altlık oluşturmayı
amaçladılar. Peki bunun adı muhalefet midir? Muhalefet, 'Türkiye'de
mal ve can güvenliği yok' diyerek, aslında uluslararası alanda
Türkiye'ye karşı uygulanan tecrit, Türkiye'nin tam bağımsızlık
mücadelesine karşı uygulanan o tecrit politikasının bir aparatı ve
parçası haline geldi"