AK Parti darbe için ABDyi uyarmış
Abone olEdelman'ın açıklamaları şaşırttı. İddiaya göre AK Parti hükümeti, Türkiye'de darbe olabilir diyerek Washington'u uyarmış!
AK Parti hükümeti, 2004 ve 2005’te Washington’u
Türkiye’de darbe girişimi olabileceği konusunda iki kez uyarmış;
ancak ne hükümet, ne de ABD kaynaklarında Ergenekon davasının özünü
oluşturan Ayışığı ve Sarıkız girişimleriyle ilgili somut bilgi
sahibi olmadığı için herhangi bir adım atılamamış.
O dönem ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak görev yapan Eric Edelman,
Milliyet’e darbe planlarıyla ilgili açıklamalar yaparak, “Ordudan
kimse bana bu konuda konuşmadı. Ama gelseydiler ABD’nin seçilmiş
hükümetlerin devrilmesi için anayasa dışı yollara başvurulmasına
karşı olduğunu söylerdim” dedi.
Edelman’la Washington’da
Dönemin en kritik tanıklarından biri olarak konuyla ilgili
sessizliğini bozan Edelman “2004 kışı ve 2005 baharında AK Parti
liderliğine yakın isimler birkaç defa darbe olabileceği kaygısını
iletti. Ancak kaygının ötesinde ne olduğuna dair somut bir veri ya
da kanıt yoktu” dedi.
ABD Elçisi, hükümet temsilcileri-ni ‘Washington’un seçilmiş
hükümetin anayasa dışı yollarla devrilmesine karşı olduğu’
sözleriyle rahatlatmış.
Hükümet çevrelerinin askeri müdahale kaygıları, özellikle 2004 kışı
ve 2005 ilkbaharında başlayıp Ağustos 2005’teki Yüksek Askeri Şûra
toplantısı öncesinde yoğunlaşmış. Bu zamanlama, kamuoyunda Sarıkız
ve Ayışığı olarak adlandırılan ve dönemin Jandarma Genel Komutanı
Şener Eruygur’un inisiyatifinde olduğu iddia edilen süreçle
eşzamanlı.
O sıcak yıllara tanıklık eden Edelman’la, bir süre önce
Washington’da Beyaz Saray’a yakın Bombay Palace isimli Hint
lokantasında buluşuyoruz. Edelman akademik analizleriyle ün salmış
bir diplomat. Emekli Büyükelçi, şimdi geriye bakarak Ankara’daki
görev süresinde gelişen bazı olayları Ergenekon’da ortaya çıkan
yeni bilgiler ışığında yorumluyor. Geriye dönüp baktığında,
hükümetin artan endişelerini Ayışığı ve Sarıkız’la
ilişkilendiriyor.
Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu
iddia edilen günlüklerle ortaya çıkan ve Ergenekon davasının da
özünü teşkil eden bu darbe planları, 2003-2004’te Hava, Kara, Deniz
ve Jandarma komutanları arasında gizli buluşmalarda gündeme gelmiş,
ancak Genelkurmay Başkanı Özkök’ün uyarı ve engellemesiyle son
bulmuştu. Ergenekon iddianamesindeki bilgilere göre, 2003 sonunda
devreye giren Sarıkız, 2004 Nisan’ında Annan Planı referandumuyla
rafa kalktı. Ancak günlüklere göre, Eruygur daha sonra 2004’ün
ikinci yarısında Ayışığı ve Yakamoz planlarını hazırlatarak, diğer
kuvvet komutanlarının itirazlarına rağmen darbe ortamı yaratmak
konusunda ısrarcı olmuştu.
O döneme tanıklık eden farklı ABD’li yetkililerle sohbetler, orduda
bazı kademelerde AK Parti’den rahatsızlık olduğunu bildikleri,
ancak dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’ün ordudaki kontrol gücüne
güvendiklerini gösteriyor.
‘Bizim kaynaklarda yok’
Edelman’a o dönem Amerikalıların istihbari olarak planlardan ne
ölçüde haberdar olduklarını soruyorum. “Bizim kaynaklarımızdan
gelen bir şey yoktu” diyor.
Anladığım kadarıyla, Amerikalılar Ankara’da birçok kişi gibi o
dönem binbaşı ve albaylar seviyesinde rahatsızlık ve bazı
çalışmalar olduğu dedikodularını duymuş; ancak gerçekten komuta
kademesinin içinde olduğu bir plan olduğuna ihtimal vermemiş.
Genelkurmay Başkanı Özkök’ün liderliğine güvenmişler.
Davetlere gelmemişler
Büyükelçinin anlattıklarından en çarpıcı olanı, darbe planladığı
iddia edilen kuvvet komutanlarının kendisiyle birebir görüşmekten
kaçınması, Amerikan elçiliğindeki davetlere gelmemesi ve hatta bazı
durumlarda ABD elçisinin özel randevu talebini geri çevirmesi. Bu
durum şaşırtıcı çünkü gerçekten darbe girişiminde olan bir grubun
ilk yapmak isteyeceği şey, Washington’la sağlam bir ilişki kurmaya
çalışmak olmaz mı?
ABD elçiliği 2004’te komutanlardan gelen bu ilgisizliği 4 Temmuz
Süleymaniye Çuval Skandalı’ndan kalma bir tavır olarak yorumlamış.
Ancak yeni bilgiler ışığında Edelman bu durumu kuvvet
komutanlarının Genelkurmay Başkanı Özkök’ten çekinmesine; darbeyi
engellemek isteyen Genelkurmay Başkanı ve İkinci Başkan Org. İlker
Başbuğ’un karargâh dışı temaslar konusunda sıkı bir disiplin
kurmasına yoruyor. İlginçtir ki, Ankara’da Amerikan Elçiliği’nin
kapısını çalmayan bazı kuvvet komutanları, yurtdışı seyahatlerinde,
ısrarla ‘Amerikalılarla temas kurma’ girişiminde bulunmuş.
Bu bilgiyi, o dönem Ankara’da görev yapan bir başka üst düzey
Avrupalı diplomat doğruluyor. Darbe planları tartışılırken kuvvet
komutanları Avrupa gezilerinde Amerika’yla ‘özel kanal’ arayışına
girmiş, Washington’la temas kurmak istemişler. Ancak ABD’li
yetkililerin buna yanaşmaması ve görüşmeler için Ankara’daki
elçiliği adres göstermesiyle bu girişim başarısız olmuş.
Günlüklerde komutanlar arasındaki tartışmalarda ABD’nin AKP’ye
yönelik tavrı eleştiriliyor, sık sık Wahington’un hükümeti
desteklediği dile getiriliyor. Bu süreçte Eruygur’la hareket eden
1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon da ABD’ye yönelik sert
açıklamalarıyla öne çıkıyor.
Darbe fikri, 2004’te Kara Kuv. Ko. Org. Aytaç Yalman’ın ayrışması,
2005’teki ise Tolon, Hava Kuv. Komutanı İbrahim Fırtına ve Örnek’in
emekliye ayrılmasıyla tamamen son buluyor. Edelman “Kimse bana bu
konuda konuşmadı. Gelmiş olsalardı, böyle bir hamlenin, askeri
ilişkimizin kesilmesine neden olacağını söylerdim.” Edelman, Başkan
Bush’un Tayyip Erdoğan’ı 11 Eylül sonrası Washington’da görkemli
bir biçimde ağırladığını hatırlatarak Türkiye’nin Bush yönetimi
için ‘İslam ve demokrasinin bir arada yaşayabileceğinin’ önemli bir
sembolü olduğunu hatırlatıyor.
EDELMAN ZOR DÖNEMDE ANKARA’DAYDI
2003-2005 yılları arasında Ankara’da büyükelçilik yapan Eric
Edelman, belki de 1974 silah ambargosundan bu yana Türk-Amerikan
ilişkilerinin en çalkantılı dönemine tanıklık etti.
Edelman’ın büyükelçiliği, 2003 Irak Savaşı sonrası Amerikan
karşıtlığının ve ulusalcılığın tavan yaptığı bir döneme denk
gelmişti. Vaktinin çoğunu 1 Mart tezkeresi sonrası ikili ilişkileri
toparlamak ve Türkiye’de yükselen Amerikan karşıtlığıyla mücadeleye
ayırmak zorunda kalan büyükelçi, kendisi de bu dalganın hedefi
oldu. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in makamında çalışmış
olması nedeniyle Türkiye’de ‘neo-con’ olarak görüldü. Daha
Ankara’ya varmadan internette dolaşan ve sahte bilgiler içeren
email zincirleri, antisemitik ifadelerle büyükelçiyi gittiği
ülkeleri ‘bölmekle’ suçluyordu. Bush yönetiminin şahin kanadıyla
özdeşleştirildiği için bir dönem Türkiye’de adeta ‘istenmeyen adam’
muamelesi gören Edelman ve ailesi, Ankara’da zor yıllar yaşadı.
Ayrılmadan önce Başbakan Erdoğan’dan altı hafta boyunca randevu
alamaması, Irak Savaşı sonrası Türk-Amerikan ilişkilerinin girdiği
zorlu yolun bir sembolü oldu. Edelman 2005’te Türkiye’den
ayrıldıktan sonra daha da çetrefil bir göreve, Amerika iki ayrı
cephede aynı anda sıcak savaşın içindeyken, Pentagon’da iki numara
koltuğuna atandı. Elçi, Barack Obama’nın seçilmesiyle ABD
bürokrasisindeki bir geleneğe uyarak kendi isteğiyle Pentagon’daki
görevinden ayrıldı.
Aslı Aydıntaşbaş - Milliyet