AK Parti Cemaat geriliminde kim kazanırsa ne olur?
Abone olErdoğan ve Gülen aradındaki kavgada taraflardan biri galip gelecek. Galibiyet sonrasında Türkiye’nin dış politikası da, Kürt meselesi de Ergenekon davaları da anayasa değişiklikleri de etkilenecek.
Mavi Marmara ile başlayan, Hakan Fidan krizi ile devam
eden, Dershaneler ile görünürlüğü iyice artan ve AK Parti ile
Hizmet Hareketi arasında artık resmen kavgaya dönüşen süreci hep
beraber yaşıyoruz.
"Eğer bir uzlaşma olmazsa sonuçta bu kavga şu anda
siyaset arenasındaki iki güçten birinin galibiyeti ile
sonuçlanacak." diyen Radikal si yazarı Cüneyt Özdemir,
köşesinde kavgayı kazanan tarafa göre Türkiye'nin yeniden
şekillenebileceğini ileri sürdü.
"Bu galibiyet sonrasında Türkiye’nin iç politikasından dış
politikasına kadar bir dizi sonucu olacak. Bu sonuçlar Kürt
meselesini de Ergenekon davalarını da anayasa değişikliklerini de
etkileyecek." diyen Özdemir, köşesinde filmi ileri sardı,
olasılıkları sıraladı.
İşte o yazıdan çok çarpıcı bir bölüm:
İsterseniz biz filmi ileriye sarıp olasılıkları konuşmaya dış politikadan başlayalım. AK Parti’nin içinden geldiği Milli Görüş DNA’sında Arap Yarımadası’na dini referanslardan dolayı çok güçlü bir bağı ve ilgisi var.
AK PARTİ KAZANIRSA DIŞ
POLİTİKA
Eğer bu kavgada Ak Parti taviz vermeyip, kazanırsa bu ilgi de büyüyerek devam edecek demektir. Yani Mısır’dan Gazze’ye, Suriye’den Irak’a kadar Türkiye; Ortadoğu coğrafyası liderliğine oynayan, İsrail’le ilişkileri ‘komplocu Siyonistler’ düzeyine indiren, İran ile ‘Hizbullah-Esad’a verilen destek ve özünde Şiilik’ meselesi nedeniyle uzak duran Ortadoğu politikası aynen devam edecektir.
Yine AK Parti’nin siyasete tamamen hâkim olması durumunda Avrupa Birliği hayali rafa kaldırılıp Şanghay 5’lisi gibi yeni maceralar denenecektir, ki denenmeye başladı bile. Bu tutumun ileride Türkiye’yi Çin füzeleri alma olayında görüldüğü üzere NATO üyeliğinin bile sorgulanmasına dönüştürecek bir noktaya getirmesi mümkündür. Elbette buna ABD’de yeni oluşan ‘İslamcı Ak Parti-otoriter Erdoğan’ imajı eklenince dış politikada yeni denizlere açılınması kaçınılmazdır.
CEMAAT KAZANIRSA DIŞ
POLİTİKA...
Peki ya tersi olursa… Yani cemaat şöyle ya da böyle AK
Parti’yi bu mücadelede alt etmeyi başarırsa dış politikada ne
değişir?
Bugüne kadar gerek Fethullah Gülen’in gerekse cemaate yakın kanaat
önderlerinin kimi kritik olaylarındaki tutumları, demeçleri ve
yazılarına baktığınızda çok şeyin değişeceğini görüyorsunuz.
En önemli değişim Türkiye-İsrail ilişkilerindeki yumuşama
olur. Fethullah Gülen’in Mavi Marmara hakkındaki AK
Parti’ye neredeyse tam ters istikametteki çıkışından yola çıkarsak
İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler eski günlerine
dönebilir.
Cemaatin Avrupa Birliği’ne bakışında bir değişiklik olmazsa
muhtemelen AB’nin ipine yeniden sarılınabilir. Bu yönde
anayasa değişiklikleri dahil pek çok iç konunun halledilmesine hız
verilir. Türkiye’nin dış politikadaki merkezi Ortadoğu’dan yani
Gazze’den, Mısır’dan, Katar’dan hatta Suriye’den uzaklaşarak farklı
bir noktaya odaklanabilir.
Cemaat okullarına bile izin vermeyen Rusya ile cemaatin bir
alışverişi olması çok zor. Özellikle dünyadaki okulların
etkisi ile Türkiye küresel bir soft power olmaya konsantre
olabilir. ABD ile ilişkilerin eskisinden bile iyi
olacağını Gülen’in yıllardır Pennsylvania’da yaşadığını
hatırlatarak söylemek zor değil.
CEMAAT KAZANIRSA KÜRT MESELESİNDE NE
YAPAR?
Gelelim Kürt meselesine.. Şurası açık ki cemaatin önde gelenleri
KCK operasyonlarına sıcak bakıyor hatta Oslo sürecine de satır
aralarından karşı çıkıyordu. 7 Şubat MİT krizi denilen şeye bir
günde gelinmemişti. Cemaatin bu bakış açısı yine etkin
olursa eski güvenlikçi politikalara geri
dönülür.
AK PARTİ KAZANIRSA KCK AFFI
ÇIKABİLİR
Eğer Ak Parti bu şekilde devam ederse başta KCK tutukluları
olmak üzere genel olmasa da kapsamlı aflar çıkabilir.
İlker Başbuğ’un cezaevinden çıkıp çıkmayacağından kızlı-erkekli
eğitim sistemine, imam-hatiplerin geleceğinden üniversite sınavına
kadar Türkiye’nin gündemindeki pek çok farklı konuya somut etkisi
olacak bir kavgadır bu kavga…
SEÇİMLER CEMAATİN OYUNU TEST EDECEK
Meselenin sadece dershaneler olmadığı gibi seçimlerde cemaatin oyunun test edilmesinin de ötesinde taraflar için farklı ‘endişeler’ taşıdığını görüyoruz. Her iki kesimin demeçlerinin alt metnine sinen ‘zamanında cemaat ile uğraşan 28 Şubat dönemindeki generalerin şimdiki (tutuklu) durumlarına yapılan atıflar’ ile ‘zamanında AK Parti ile uğraşan generallerin şimdiki (tutuklu) durumlarına yapılan atıflar’ bizi ortak bir endişeye çıkartıyor...
CEMAAT AK PARTİDEN BAŞKA İSİMLERLE YOLA
DEVAM EDEBİLİR
Bu ‘endişeye’ gelmeden önce bir düzeltme
yapmamızda da fayda var. Bu kavga aslında bir ‘AK
Parti–cemaat kavgası’ gibi gözükse de aslında
‘Başbakan Erdoğan ve cemaat kavgası’dır. Cemaat
galip çıkarsa AK Parti’den başka isimlerle eski günlere dönülme
ihtimali hâlâ vardır.
MAHKEMEYE DÜŞME
ENDİŞESİ...
Bu kavganın sonucuna göre günlerden bir gün cemaatin kendisini KCK
operasyonlarının bir benzerinin hedefi olarak bulması sürpriz
olmaz.
Başbakan Erdoğan ise zaten kendisinin KCK operasyonlarının bir
uzantısı olarak hedefe konulduğunu iddia ediyor.
Her iki tarafın ortak ‘endişesi’ günün birinde bu işin
sonunun mahkemede bitebilme ihtimalidir!
Bu da az bir ‘endişe’ değildir.