AK Parti bölünüyor mu Yeni Şafak yazarı açıkladı
Abone olYeni Şafak Yazarı Aydın Ünal, AK Parti'deki değişimi bugünkü köşesine taşıdı. Aydın Ünal, yazısında "AK Parti'nin seçim başarılarının mimarı teşkilat, yani, isimler değil, isimsiz kahramanlardır." dedi.
Yeni Şafak Yazarı Aydın Ünal, bugünkü
"soru-cevap" başlıklı yazısında Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun
görevini bırakması ve AK Parti'deki değişimin nedeni hakkında
önemli açıklamalarda bulundu.
"AK Parti bölünüyor mu?" sorusuna Aydın Ünal, "AK Parti, bugün yaşanan değişimlerden daha büyüklerini geçmişte yaşadı. Büyük badireler de atlattı. Her değişimden, her badireden güçlenerek, kenetlenerek çıktı. 22 Mayıs'taki kongre, AK Parti'nin bir kez daha kenetleneceği, güçleneceği, bir ve beraber olarak yola tekrar revan olacağı bir kongre olacak" yanıtını verdi.
İşte Aydın Ünal'ın bugünkü yazısındaki o bölüm:
"Türkiye'de ve AK Parti'de her şey yolunda
gidiyordu. Genel Başkan ve Başbakan değişikliğine neden ihtiyaç
duyuldu?
Değişim olması için illa bir sorun olması gerekmiyor. Değişim, reform, tekamül, ilerleme üst bir aşamaya geçmek içindir. Nöbet değişimi, sorun var diye yapılmaz. AK Parti'de isimler değil, politikalar ve istikamet önemlidir. Bugün yaşadığımıza benzer değişimler son 15 yıl içinde defalarca yaşanmıştır. 2003'te Abdullah Gül Başbakanlık'tan Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı görevine geçmiştir. 2007'de yine Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilmiştir. 2014'te yaşanan benzeri bir değişimle Sayın Ahmet Davutoğlu Başbakan olmuştur. 14 yıllık iktidar sürecinde defalarca bakanlar, milletvekilleri, il, ilçe, kadın, gençlik kolları başkanları değişmiş, değiştirilmiştir. AK Parti, değişerek, nöbet değişimleriyle büyüyerek bugünlere gelmiş bir partidir.
Seçim kazanmış bir genel başkanı değiştirmek doğru
mu?
AK Parti'nin seçim başarılarının mimarı teşkilat, yani, isimler
değil, isimsiz kahramanlardır.
Muhalefetin dediği gibi, bu bir darbe
mi?
n Darbeler, Anayasa ve yasaları ortadan kaldırmak için, zorla
ve zorbalıkla yapılır. Darbeler millete, milletin iradesine karşı
yapılır. AK Parti'deki değişim, Anayasa, yasalar ve Parti Tüzüğü
çerçevesinde, tamamen kurallara uygun şekilde gerçekleşiyor.
Türkiye'de neyin darbe, neyin darbe olmadığını en iyi bilecek olan
parti, darbe uzmanı CHP'dir. Kasetli bir darbeyle iş başına gelmiş
bir Genel Başkan'ın, AK Parti'deki değişimi darbe olarak
nitelendirmesi ironiktir.
Cumhurbaşkanı siyasete müdahale mi
ediyor?
Cumhurbaşkanı'nın, kurucusu olduğu partiyle ilgili tavsiyelerde
bulunması ve istikamet göstermesi son derece tabiidir. AK
Parti'deki değişim, ilgili karar mekanizmaları olan MKYK ve MYK
tarafından, yani demokratik kurallar çerçevesinde ve kurullar
eliyle gerçekleşmektedir.
AK Parti bölünür mü?
AK Parti, bugün yaşanan değişimlerden daha büyüklerini geçmişte
yaşadı. Büyük badireler de atlattı. Her değişimden, her badireden
güçlenerek, kenetlenerek çıktı. 22 Mayıs'taki kongre, AK Parti'nin
bir kez daha kenetleneceği, güçleneceği, bir ve beraber olarak yola
tekrar revan olacağı bir kongre olacak.
Ekonomi bu değişimden olumsuz etkilenir
mi?
Tam tersine, değişim, ekonomiye güç katacak. Ekonomi,
sorulardan, soru işaretlerinden, flu alanlardan kurtulmuş şekilde
büyümeyi sürdürecek.
Terörle mücadele, iç ve dış politika değişir
mi?
Hayır. AK Parti'de politikalar isimlerle değil, her kesimin ve
ilgili kurulların istişareleriyle şekillenmiştir. İsimler değişir,
politikalar değişmez.
Yeni Başbakan düşük profilli mi
olacak?
“Düşük profil” tanımlaması tamamen şahsi kanaatimdir ve mevcut başbakan adaylarını ya da başbakan seçilecek kişiyi tanımlamak için değil, yeni başbakanlık konumlandırmasını tanımlamak için kullanılmıştır. Ayrıca “düşük profilli” tanımlaması, asla tahkir ve tezyif amacıyla da kullanılmamıştır. Aslında yaşanan değişim, 27 Mayıs 1960'ta demokrasiye yapılan darbenin son izlerinden birini daha silmektedir. 1960 darbesiyle birlikte, “milletin başbakanının” karşısında, “devletin cumhurbaşkanı” konumlandırması yapılmıştı. Onun için de, 1960 darbesi sonrasında hem cumhurbaşkanlarının seçimi, hem de cumhurbaşkanı-başbakan ilişkileri hep sorunlu oldu. 2007'deki Anayasa değişikliği ve 2014'deki cumhurbaşkanlığı seçimleri, 27 Mayıs darbesinin sistemde açtığı yarayı tedavi etti. Bugün ise, cumhurbaşkanı-başbakan ilişkileri yeniden şekillendiriliyor ve sistemdeki bir arıza, bir sorun daha gideriliyor. Mutlak çözüm ise, ya Başkanlık Sistemi'yle, ya da Partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle mümkün olacaktır.
Yeni başbakanın, geçmişteki kötü örneklere benzer şekilde yıpratılmasının önüne geçmek için, yeni durumu tartışmak ve iyi anlamak, iyi anlatmak zorundayız. Yeni durumu anlamazsak, doğru konumlandırmayı yapmazsak, geçmişte yaşanmış bazı sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Başbakanların milli iradeyi, cumhurbaşkanlarının devlet iradesini temsil ettiği bir dönemden, milli iradeyi ve devleti aynı anda temsil eden, yani milletle devleti kucaklaştıran cumhurbaşkanları dönemine geçtik. Yaşadığımız değişim görünenden bile büyük."
AYDIN ÜNAL KİMDİR?
1970 yılında Ankara'da doğdu. Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi, ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde okudu. Yörünge, Belde, Ülke, İkindi Yazıları, Hece, Tezkire gibi yayınlarda yazdı. Hak-iş Basın danışmanlığı, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı, Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevlerinde bulundu. 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde Ankara Milletvekili seçildi. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ve NATO PA Üyesi. Türkiye-Filistin Dostluk Grubu Başkanı. Evli, 1 çocuk babası.