AK Parti aranan iktidar değil
Abone ol"Bu halkın aradığı tek başına iktidar değil" diyen Baykal, özlem duyulan partinin adresini verdi: "CHP"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hükümetin, uyguladığı programa
tam olarak inanmadığını ya da programı uygulama konusunda gönülsüz
olduğunu iddia ederek, ''Bu iktidar, Türkiye'nin aradığı tek parti
iktidarı değildir'' dedi. Turizm, Ekonomi, Bilimsel Araştırma,
Tanıtma Merkezi (TEBİAT) tarafından düzenlenen ''Ekonomide Çıkış
Arayışları ve Tek Parti İktidarı'' konulu 5. Ekonomi Zirvesi'nin
açılışında konuşan CHP Genel Başkanı, partisinin, seçimlerden önce
tek parti iktidarının önemine işaret ettiğini, bunun da
gerçekleştiğini belirterek, tek parti iktidarının Türkiye'nin
özlediği bir sonuç olduğunu kaydetti. Ancak, şimdiki hükümetin, tek
parti iktidarının özelliklerini taşıdığından söz etmenin mümkün
olmadığını söyleyen Baykal, ''Ezici çoğunlukla iktidara gelen bu
hükümetin, ne yaptığını bilen, uyguladığı plana inanan, o planı
eşgüdüm içinde uygulayan bir iktidar olması gerekiyordu. Ancak,
şimdiki manzara, iktidarın zihninin karışık olduğunu ortaya
çıkardı. Bakanlar birbirleriyle çelişen açıklamalar yapmaya,
uyumsuz beyanlarda bulunmaya başladı'' diye konuştu. Türkiye'nin
ekonomik krizden çıkabilmesi için net bir fotoğrafın ortaya
konulması gerektiğinden söz eden Baykal, ancak hükümetin kafasının
karışık olduğunu, deneyen, sorgulayan, vazgeçen, tereddüt
içerisinde bir anlayışa sahip olduğunu belirtti. Baykal, şöyle
devam etti: ''Bir arayış, bir tereddüt içinde oldukları, tek parti
iktidarı gibi davranmadıkları gerçeği artık ortaya çıktı. Aylar
geçti, IMF ile itiştik, kakıştık. Bütçe hazırlanırken, bakanlar
arasında çelişkili açıklamalar yapıldı, Türkiye ne yapacağını bilen
bir iktidar arıyordu, ancak olmadı. En son Devlet Bakanı doğrudan
sonbaharda kriz beklentisi içinde olduğuna dair açıklamalar yaptı.
Sanki ortada tek parti hükümeti yok da, bir koalisyon tablosu var.
Koalisyonun taraflarından birisi uygulamalardan rahatsız da, ama
sözü geçmiyor da, bir şeyi bir şekilde ifade etmeyi görev biliyor.
Sanki tarihe not düşüyor. Kayda geçiriyor. (Eylül'de kriz geliyor,
haberiniz olsun) diyor. Diğer iki bakan da onu tekzip ediyor. Bu
iktidar Türkiye'nin aradığı tek parti iktidarı değildir. Ekonomik
krizden çıkış yollarını arayan bir tek parti iktidarından
beklediğimiz manzara bu değildir. Bunun çok ağır bir bedeli olur.
Bu zihni kargaşa, belirsizlik, tereddüt, Türkiye'yi ciddi
sorunlarla karşı karşıya bırakabilir. Ortada uyumsuz bir tek parti
çoğunluğu, uyguladığı plana inanmayan, programına karşı gönülsüz
bir parlamento çoğunluğu var. Tek parti iktidarı uyumsuzdur,
uyguladığı plana inanmamaktadır. Bu programa karşı gönülsüzdür.''
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN MALEZYA GEZİSİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Malezya gezisini de eleştiren CHP Lideri, hükümetin uyguladığı
ekonomik programın ya ödün vermeden uygulanmasına devam edilmesi ya
da değiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Baykal, ''Hükümet, IMF
ile 19. programı taahhüt altına almış, onu uygulamaya çalışırken
Başbakan, Malezya'da model arayışlarını sürdürüyor. (Malezya'da
IMF'yi reddeden bir program nasıl uygulanıyor şunu bir denesek)
diye açıklama yapıyor. Bunlar şaka kaldıracak konular değil. Bunlar
ciddi konular. IMF programını bırakmak istiyorsan Malezya'yı
ziyarete gerek yok. Rakamlar, bilgiler ortada. Bilenler biliyor. Ne
yapacağına karar ver. Bu, senin programına inanmadığını, gönülsüz
davrandığını itiraf ettiğini ortaya koyuyor. Türkiye, programı
inançla başarıya götüreceği izlenimini bırakmazsa, güçlükler,
sıkıntılar artar. Bu programı uygulamakta zorlanırsanız, şartları
daha ağır bir program uygulamakla karşı karşıya kalırsınız.''
Hükümetin, özelleştirme çalışmalarını da eleştiren Baykal,
özelleştirme çalışmalarının ''büyük bir fiyasko olduğunu'' savundu.
Baykal, özelleştirmenin hukuki altyapısının ve temelinin
oluşturulmadığını, bu yüzden hükümetin özelleştirmede ''yüzakı
olabilecek bir örnek ortaya koyamadığını'' ileri sürdü.
Özelleştirme uygulamasının yanlış olduğunu söylemediğine dikkati
çeken Baykal, ''Ancak özelleştirme yanlış uygulanmıştır. Balıkesir
SEKA'dan tutun Petkim'in özelleştirilmesine kadar giden zincir tam
bir başarısızlıktır. İktidar, inanmadığı programı uygularken, ek
bir kaynak olabilecek özelleştirme umudunu da yok etmiştir. Bu
yüzden yabancı sermaye girişine ilişkin umutlar da kaybolmuştur'
diye konuştu. ''YOLSUZLUKLARLA MÜCADELEDE CİDDİ ÇABA'' Türkiye'nin
temel meselelerinden birisinin siyaset ve ekonomiyi birbirinden
ayırmak olduğuna da dikkati çeken Baykal, ''Ama bu iktidarın da
kendine yakın grupları himaye altına aldıklarını görüyoruz'' dedi.
Türkiye'nin yolsuzluklarla hesaplaşması gerektiğini ve bu konuda
parlamentoda ciddi bir çaba içerisine girildiğini memnuniyetle
gördüğünü anlatan Baykal, geçmişte yaşanan yolsuzlukların
sorumluları olan siyasilerin yargı önüne çıkmaları gerektiğini
vurguladı. Baykal, ''Şimdi siyasetin yargı önüne gitmesinin önünün
açıldığını görüyorum. Bundan da memnuniyet duyuyorum. Ama
geçmişteki siyasetçilerin yargı önüne gitmesine olanak sağlarken,
kendi üzerinizdeki dokunulmazlık zırhını koruyacaksınız. Bu
olmaz... Bu vicdanları kanatır. Hakkında soruşturma açılan bir çok
bakan ve milletvekili olduğunu, bu yüzden siyasetçilerin
kendilerini koruma güdüsünde olduğunu toplum görüyor.'' Baykal,
hükümetin, Türkiye'nin gelecekte ekonomisinin temel direklerinden
olabilecek turizm konusunda da başarısız olduğunu iddia etti. Deniz
Baykal, bazı geçici sorunlardan kaynaklanan turist sayısının
düşmesi dışında en önemli sorunun, fiyatların düşmesi olduğuna
dikkati çekerek, ''kalıcı sorun fiyatlardaki düşüklüktür. Bu,
gelecekte Türkiye'nin ucuz turizm ülkesi olduğu imajını ortaya
koyarak, geleceği de ipotek altına alacaktır. Turizm sektörünün
kendi haline bırakılması, tasavvur edilemez'' dedi. CHP Genel
Başkanı, 3 Kasım'dan bu yana hükümetin iç ve dış borç ödemeleri
yaptığını, ancak ödemelerden daha fazlasını da borçlandığını
söyledi. Baykal, borç stokonun 20 milyar dolar arttığını da ifade
ederek, ''Bugünkü iktidar, borçları ödeyen bir iktidar değil,
borçlanmaya devam eden bir iktidardır. Altı ay içinde borç stoğunun
yüzde 10 artması kabul edilebilir değildir'' diye konuştu.