AK Parti Amerikan projesi mi?
Abone olFehmi Koru bugünkü yazısında son günlerde gündeme oturan 'AK Parti'nin Amerikan projsi olduğu' iddialarına dair çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
İNTERNETHABER.COM
'Ak Parti'nin bir Amerikan projesi
olduğu'na dair Cemaate yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi yazarı
Ali Bulaç'ın 23 Aralık'ta kaleme aldığı yazı, gündeme bomba gibi
düştü.
'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amerikalılarla anlaşarak
yola çıktığı ve Erdoğan’ın yolunu Amerika'nın açtığı'
iddiaları üzerine Habertürk yazarı Fehmi Koru, çok çarpıcı bir yazı
kaleme aldı.
Koru'ya göre, ortaya atılan tez, iddia edildiğinden çok daha farklı
ve bu tezi sıcak tutmak için olağanüstü çaba sarf diliyor.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
(...)
Teze göre, Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül Washington’dan aldıkları
icazetle AK Parti’yi kurmuşlar. ABD “Benim çıkarlarımı kolla,
İsrail’le iyi geçin” tavsiyesiyle önce Necmettin Erbakan’a
yaklaşmış, o reddedince, onlarla irtibat kurmuş...
AK Parti, sizin anlayacağınız, bir “Amerikan projesi” imiş...
İnanan çıkar mı bilmiyorum, AK Parti’nin izlediği politik çizgiyle ters düştüğü için de sanmıyorum; ancak yine de birileri şu günlerde tezi sıcak tutmak için olağanüstü çabalar sarf ediyor.
Benim gözleme dayalı bilgim ise tezin iddia ettiğinden çok farklı.
Robert Pearson, AK Parti’nin kurulduğu dönemde ABD’nin Ankara
Büyükelçisi’ydi. Ülkelerini Ankara’da temsil eden neredeyse bütün
büyükelçiler yeni kurulan partiyi ziyaret ettikleri ve birkaç kez
uzak durmasının mahzurları kendisine de çıtlatıldığı halde,
Pearson, kapısından içeri adımını atmaya aylarca direndi.
DAVOS TOPLANTISI
Yıllar sonra Tayyip Erdoğan’ın “One minute” çıkışıyla ünlenecek
Davos toplantısı, 11 Eylül (2001) eylemleri sonrasında New York’ta
yapıldığında, Gül-Erdoğan ikilisi de davetliydi. Davos toplantısı
sonrasında AK Parti heyeti Washington’a gitti. Bülent Alirıza’nın
Türkiye bölümü başkanı olduğu CSIS dışında kendilerine ev sahipliği
edecek itibarlı bir düşünce kuruluşu çıkmadığı gibi, çok alt
düzeyde bürokratlarla muhatap edilmek istendiler.
Washington’un 2002 seçiminde beklediği, AK Parti’siz bir koalisyondu.
1 MART TEZKERESİ KRİZİ
Gözleme dayalı bu bilgiye ek olarak, AK Parti’nin iktidar oluşunun
dördüncü ayında baş gösteren 1 Mart tezkeresi krizi, Büyükelçi Eric
Edelman’la aleni sürtüşmeler, İsrail’le hiçbir zaman düz gitmeyen
hükümet politikası ve en önemlisi Wikileaks belgelerinde okuduğumuz
Amerikalı diplomatların Erdoğan ile Gül’e dair değerlendirmeleri de
tezi boşa çıkartıyor.
“Abesle iştigal” buna denir işte.