AK Parti adayı Berat Albayrak'tan teşekkür yazısı
Abone olAK Parti İstanbul 1. Bölge 6. Sıra Milletvekili adayı Berat Albayrak, adaylığı sonrası köşesinden teşekkür yazısı yayınladı.
AK Parti adayları listesinin en önemli isimlerinin
başında gelen Sabah gazetesi yazarı Berat Albayrak bugünkü
köşesinden adaylığına destek verenlere teşekkür etti.
Siyasi hayatının 30 yıl önce başladığını yazan Berat Albayrak,
"Biz, bize öğretilen istikamette yeni bir sefere çıktık.
Gelecek ve akıbet, muhakkak tüm irade ve gök kubbeyi kuşatan mutlak
güç sahibinin elindedir. Allah sonumuzu hayreylesin"
dedi.
AK Parti milletvekili adayı Berat Albayrak'ın yazısından öne çıkan
bölümler şöyle:
"Bundan yaklaşık 30 küsur yıl önce Yusuf İslam'ın (Cat
Stevens) ilk Türkiye ziyaretinde katıldığı bir mitingde, kendisine
sahnede çiçek vererek fiili olarak başlayan siyasi yolculuğumuz
geçtiğimiz hafta gerçekleşen adaylık süreciyle birlikte artık resmi
bir hal aldı.
Biz, bize öğretilen istikamette yeni bir sefere çıktık.
Gelecek ve akıbet, muhakkak tüm irade ve gök kubbeyi kuşatan mutlak
güç sahibinin elindedir. Allah sonumuzu hayreylesin. Bu
vesileyle bize ulaşıp kalben dua eden ve destek veren herkese çok
teşekkür ediyoruz. Dostlarımıza selam olsun..."
KİM NE DERSE DESİN...
Berat Albayrak köşesinin başka bir bölümünde ise Yeni Türkiye
yazısı yazdı.
"Son dönemde özellikle birileri tarafından Yeni Türkiye söyleminin
bilinçli ve planlı olarak değersizleştirilmeye çalışıldığına şahit
oluyoruz" diye yazan Albayrak, "Ancak kim ne derse desin ne tür
plan yaparsa yapsın toplumun bütün paydaşları bu sürece
katılmaktadır ve bireylerin kafasında bu zihinsel dönüşüm
başlamıştır. Hiç şüphe yok ki bu zihinsel dönüşüm yine muhalefete
değil, iktidar partisine nasip olmuştur" tespitinde bulundu.
Albayrak şöyle devam etti:
"Yazıktır ki, Yeni Türkiye vizyonunda daha özgür, demokratik,
özgüvenli, şuurlu olan, ekonomik ve siyasi olarak da daha güçlü
duran bir Türkiye yine aynı grupları rahatsız etmektedir. Bunların
toplumsal karşılığı ise her geçen gün erimektedir. Tabii ki,
kendilerini mezhepsel ve etnik bir söylemden kurtaramayanların,
ülkeyi ve toplumu birleştirici ve kucaklayıcı bir siyaset
çizgisinde duramayanların, yahut kendinden menkul elitist bir
yaklaşımla sürekli toplum mühendisliğine soyunanların statükodan
yana olup "Yeni Türkiye"den rahatsız olmaları
gayet doğaldır.
Bugün, bölgesel sorunların her geçen gün daha da tırmandığı, iç ve
dış ekonomik tehditlerin daha da arttığı, ülke huzur ve istikrarına
yönelik fitnelerin ve provokatif eylemlerin daha fazla gündeme
gelmeye başladığı bir süreçte işte bu yeni ve güçlü Türkiye'ye olan
ihtiyaç belki de 200 yıldır hiç bu kadar fazla olmamıştır. Tüm
Türkiye'yi yekvücut bir söylem ve siyasetle kuşatamayanların bunu
anlaması ve buna çözüm üretmesi de beklenemez.
Onun içindir ki, bu tarihsel sürecin ve pozisyonun farkında olan
herkese düşen öncelikli görev, bu sürecin ne kadar kıymetli ve
ehemmiyetli olduğunun farkında olmayan her bir bireyin idrak
edebilmesi için sonuna kadar çalışmaktır. Belki de yıllar sonra bu
çalışmanın karşılığını, nesiller boyu süren başka bir
"Diriliş" hikâyesine konu olarak muhataplarının
duasıyla ahirette alacaklardır..."