AK Parti 7. Olağan Kongresi! Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dolar ve altın çağrısı
Abone olANKARA'da yapılan AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan çarpıcı açıklamalar geldi. Erdoğan vatandaşa altın ve dolar için çağrı yaptı. Yeni anayasa için tarih veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçerli oyların tamamını alarak yeniden AK Parti Genel Başkanı seçildi.
AK Parti'nin 7. Büyük Kongresi Ankara'da yoğun güvenlik ve korona önlemleri eşliğinde başladı. Salonda büyük coşku yaşanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023 Manifestosu'nu açıklayacağı konuşmayı yaptı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi'nde 1428 geçerli oyun tamamını alarak yeniden AK Parti Genel Başkanlığına yeniden seçildi.
Erdoğan dövizde yaşanan dalgalanmayla ilgili ilk kez konuştu ve "Son bir kaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor" dedi. "Sadece kendilerini güvende hissetmek amacı ile evlerinde döviz ve altın tutan vatandaşlarıma buradan bir çağrıda bulunuyorum" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Bu vatandaşlarımdan, milli servetimiz olan evlerindeki döviz ve altını, çeşitli finans araçlarına yatırarak, ekonomiye ve üretime kazandırmalarını istiyorum."
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları...
- AK Parti 7.Olağan kongremize hoş geldiniz. Sizlerin şahsında kalbi memleket sevdası ile çarpan genci, kadını, erkeği, yaşlısı herkesi selamlıyorum. Bu memleketin kalkınması için gecesini gündüzüne katanları selamlıyorum. Vatanın her karışını alınteri ile sulayan işçiyi, çiftçiyi her meslekten kardeşimi selamlıyorum.
- Hangi mezhep ve meşrepten olursa olsun 84 milyon insanın hepsini selamlıyorum. İstiklal ve istikbalimiz için canlarını ortaya koyan şehitlerimizi, gazilerimizi ve bugün de aynı mücadeleyi sürdüren tüm kahramanlarımızı selamlıyorum. Gözü ve gönlü Türkiye'de olan, bu salonda olamasa da kalbi burada atan tüm kardeşlerimizi selamlıyorum. Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla.
- Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz, bizi doğru yola, nimet verdiklerinin yoluna ilet. Duamızı kabul buyur. Her işimizi olduğu gibi, insanlığa ümmete hizmet mücadelemizin yeni bir safhasının ilk adımı olan kongremize de duamız ile başlıyoruz.
- Biz hangi başarıları kazandıysak, hepsini bu iman ve azim ile gerçekleştirdik. Bundan sonra da aynı hissiyat ile sıratı müstakim üzere yol yürümeye devam edeceğiz. Eksikten ve yanlıştan uzak olan yalnızca Rabbimizdir. Biz fanilerin yanlışı olmuştur, olacaktır. Önemli olan azmi güçlü tutmaktır. Gerisi Allah'ın izni, milletimizin takdiridir. Niyet hayır, akıbet hayır olsun.
Cumhur İttifakı mesajı, MHP ve Bahçeli'ye özel teşekkür
- MHP'ye ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, büyük ve güçlü Türkiye için bizimle birlikte yürüdükleri için kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Milletimizin 15 Temmuz'da meydanlarda kurduğu Cumhur İttifakı'nı Meclis'te koruyup sürdürdük. Cumhur İttifakı'n mensup her bir kardeşime ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
- Türkiye'yi önce 2023 hedefleri sonra 2053 vizyonuna Cumhur İttifakı ile inşallah kavuşturacağız.
- AK Parti Büyük Kongreleri, kadrolarımızı yenilediğimiz, bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz hizmetlerin muhasebesini yaptığımız, vizyonumuzu güncellediğimiz demokrasi şölenleridir.
- Ekim 2003'teki ilk olağan kongremizde, "Herşey Türkiye için, bu ışık hiç sönmeyecek" diyerek yola çıkmıştık.
Kasım 2006'daki ikinci olağan kongremizde, "Türkiye'nin Partisi, Türkiye'nin lideri" diyerek milletimizle kucaklaşmıştık.
- Ekim 2009'daki üçüncü olağan kongremizde, "Biz birlikte Türkiye'yiz" diyerek ülkemizi kucaklamıştık.
- Eylül 2012'deki dördüncü olağan kongremizi, "Büyük millet, büyük güç, hedef 2023" diyerek taçlandırmıştık.
- Eylül 2015'deki beşinci olağan kongremizde "2023 kararlılığımızı" tekrar vurgulamıştık.
- Ağustos 2018'deki altıncı olağan kongremizi, "Millet bir hedef bir" diyerek gerçekleştirmiştik.
- Bugün de "İnandığın yolda yürü" diyerek hazırlandığımız yedinci olağan kongremizi, "Türkiye için güven ve istikrar" azmiyle topluyoruz.
Tek parti faşizminden darbe ve vesayet cenderesine...
- Her büyük kongremizde vizyonumuzu daha ileriye taşıdık, hedeflerimizi daha büyüttük, eser ve hizmet siyasetimizi daha güçlendirdik. Biz, siyasetin, sadece geçmişle değil, aynı zamanda bugünle, güncelle de sınırlı kalmaması; yarını, geleceği, umudu kucaklaması gerektiğine inanan bir mefkûreye sahibiz.
- Asırlarca 3 kıta 7 iklimi idare etmiş devletini, 7 düvelin leş kargaları gibi başına üşüşmesiyle kaybeden milletimizin, İstiklal Marşımızda ruh ve vücut bulan zaferinin hikmetini arayanlar, önce buraya bakmalıdır.
- Tek parti faşizminden darbe ve vesayet cenderesine, bunların yol açtığı siyasi, sosyal, ekonomik krizlerden, bölgesel ve küresel tehditlere kadar nice zorlu mücadeleyi, yine aynı anlayışla yürüttük.
- Geçtiğimiz 19 yılda, Türkiye'yi demokraside ve kalkınmada dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine getirmek için attığımız her adımda, gücümüzü ve cesaretimizi, milletimizin binlerce yıllık bu birikiminden aldık.
Bu sefer başaramayacaksınız...
- Ülkemizi ve milletimizi, sürekli kendi iç sıkıntılarıyla meşgul ederek, son iki asırdır bu tür köklü değişimlerin dışında tutanlar, yine aynı oyunun peşindeler. Ama bu defa başaramayacaklar. Çünkü bu defa farklı bir Türkiye var. Bu defa, kökenine, inancına, meşrebine bakmaksızın 84 milyon vatandaşıyla 'Tek Millet' diyen bir Türkiye var.
- Bu defa, rengini şehitlerinin kanından alan bayrağını en tepeye dikmekteki kararını 'Tek Bayrak' diyerek haykıran bir Türkiye var. Bu defa, vatanının tek bir karışına dahi göz dikenlere dünyayı dar edeceğini Tek Vatan' diyerek ortaya koyan bir Türkiye var. Bu defa, binlerce yıllık devlet silsilesinin son temsilcisi Cumhuriyetini ilelebet payidar kılmak için Tek Devlet diyerek canını dişine takan bir Türkiye var.
Ellerinden gelse yağmurlu havada bir bardak su vermeyecekler
- Bu defa, sadece elindekilere sahip çıkmakla yetinmeyen, yeni küresel siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yeri alma kararlığını 2023 hedefleriyle, 2053 vizyonuyla, 2071 idealiyle gösteren bir Türkiye var. Bu defa, üzerinde asırlardır sahnelenen senaryoları yırtıp atan, bilhassa da son 8 yıldır önüne kurulan tuzakları birer birer yıkıp geçen, hedeflerinden asla kopmayan bir Türkiye var.
- Ellerinden gelse, "yağmurlu havada ülkemize bir bardak su vermeyecek" olanların her gün karşımıza yeni dayatmalarla çıkmaları, bizi yolumuzdan döndüremedi, döndüremeyecektir.
- "İman varsa imkan vardır" inancıyla, 21'inci yüzyılın kapılarını, hem milletimiz, hem tüm insanlık için açmak için yola çıkıyoruz.
- Uzunca bir süredir takip ettiğimiz rotamızın adı olan 2023 hedeflerimizi yeni bir başlangıç haline dönüştürerek, 21'inci yüzyılı ve ötesini kuşatacak büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa ediyoruz.
Yine aynı oyunun peşindeler ama...
- Türkiye ne zaman demokrasi ve kalkınma hamlesine girişse, karşısına içeriden ve dışarıdan nice engeller çıkartıldı.
- Ülkemizi ve milletimizi, sürekli kendi iç sıkıntılarıyla meşgul ederek son iki asırdır köklü değişimlerin dışında tutanlar, yine aynı oyunun peşinde. Ama bu defa başaramayacaklar. Çünkü bu defa farklı bir Türkiye var.
- Rahmetli Menderes'in ve rahmetli Özal'ın çabalarıyla, rahmetli Erbakan ve rahmetli Türkeş'in dirayetli duruşlarıyla elde edilen kazanımlar, bizi ancak 2000'lerin başına kadar getirmeye yetebildi.
- AK Parti, milletimizin tarih ve medeniyet iddiasının temsilcisi olarak iktidara geldiğinde, karşımızda her şeyiyle tel tel dökülen bir ülke vardı. Demokrasimiz yaralıydı, kalkınmamız eksikti, huzurumuz kaçıktı, ama hamdolsun inancımız ve umudumuz dipdiriydi.
- AK Parti, milli iradenin üstünlüğünü tam manasıyla tesis ederek Türkiye'de demokrasiyi güçlendirdi. AK Parti, 81 vilayetimizin tamamını, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden spora her alanda yaptığı yatırımlarla kalkındırdı.
- AK Parti, kesintisiz reformlarıyla ülkemizin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma mücadelesini adım adım ileriye taşıdı. Bu tarihi dönüşümü en güzel rakamlar anlatıyor. Şimdi sizlere, hükümetlerimiz döneminde yaptığımız icraatları, olabilecek en özet haliyle hatırlatmak istiyorum.
Ekonomi alanında yapılanlar
- Makroekonomide; satın alma gücü paritesine göre milli gelirde Türkiye'yi dünyada 17'nci sıradan 13'üncü sıraya yükselttik. Dünyayı kasıp kavuran salgına rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 1,8 büyümeyle, G-20 ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldık. Göreve geldiğimizde vergi gelirlerinin yüzde 86'sını bulan faiz ödemelerini, geçtiğimiz yıl yüzde 16'ya gerilettik.
- Avrupa ülkelerinde yüzde 97'ler, gelişmiş ülkelerde yüzde 130'lar civarında olan borç stokunun milli gelire oranını yüzde 42,6 seviyesinde tutmayı başardık. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık 170 milyar dolar bandına kadar çıkardık.
- Her ay yeni ihracat rekorları kırarak, bu yolda yürümeyi sürdürüyoruz. Son bir kaç gündür piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye ekonomisinin temellerini, gerçek dinamiklerini, taşıdığı potansiyeli ve yarınını kesinlikle yansıtmıyor.
- Türk sanayisi, salgın dönemindeki performansıyla direncini ve gücünü bir kez daha ortaya koymuştur. Bir süre önce açıkladığımız ekonomideki reform programımızın politikalarını ve takvimini dün akşam itibarıyla ilan ettik.
- Şimdi artık vakit, daha çok çalışma, üretme, gaza basma, hedeflerimize yürüme vaktidir. İktisadi temeli olmayan hareketlere karşı ülkesinin yanında yer alarak, güven ve istikrar mesajımıza sahip çıktıkları için milletimizin tüm fertlerine ayrıca teşekkür ediyorum.
Kadınlarımızın haklarını kağıtlarda arayacaklar...
- Gündemimizde, yeni ve sivil Anayasa çalışmalarının çerçevesini oluşturacak ilkeler var, hukuk ve ekonomi reformlarımızın uygulama programları var, aile-eğitim-kültür merkezli yeni milli uyanış ve yükseliş ahdimiz var, teröriste terörist diyemeyenlerin riyakârlıkları var. Gündemimizde, kadınlarımızın haklarını korumayı vicdanlarda değil, kâğıtlarda arayanlara söyleyeceklerimiz var. Kadınları dağa göndermek suretiyle ardından da ağlayan namertler var. Gündemimizde sırf ülkemizi hedef aldıkları için PKK’dan FETÖ’ye ve hatta DEAŞ’a kadar terör örgütleriyle iş tutanların acizlikleri var. Gündemimizde son dönemde kesintisiz bir şekilde uğradığımız saldırılar ve bunların üzerine gelen salgın yükü sebebiyle sıkıntıya düşenlere verdiğimiz ve vereceğimiz destekler var.
Yeni anayasa açıklaması...
Yeni ve sivil Anayasa teklifimizle ilgili yaklaşımımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin neredeyse iki asrı bulan Anayasa arayışında, milletimizin içine sinen ve dört elle sarılacağı, sahipleneceği bir metne kavuşamadık. Anayasa çalışmalarımızın tamamı, olağanüstü dönemlerde, olağanüstü şartların dayatmasıyla ve olağanüstü yöntemlerle yapılmıştır.
- Milletin tüm kalbiyle içinde olmadığı bu süreçlerde ortaya çıkan Anayasa metinleri de, daha ilk günden itibaren hep tartışılmalı olmuş, hep değişiklik talepleriyle karşı karşıya kalmıştır. Mevcut Anayasamız, 1960 darbesiyle ilk şekli verilen, 1980 darbesinin ardından da yeniden yoğrularak milletimizin önüne konan bir metindir.
- Darbenin üzerinden silindir gibi geçtiği, terörden bezmiş, ekonomik sıkıntıların altında ezilmiş bir halka silahların gölgesinde onaylatılan bu Anayasa, lafzı ve ruhuyla arkasındaki vesayetçi güçlerin eseridir. İki asırlık Anayasa geçmişimize baktığımızda aşağı yukarı her çeyrek asırda yeni bir Anayasa'yla karşılaşıyoruz.
- 1982 yılında kabul edilen mevcut anayasamızın üzerinden 29 yıl geçti. Yani bu Anayasa, tarihi periyodu içinde de artık geçerliliğini kaybetmiştir. Üstelik bu süre zarfında, Anayasanın neredeyse değişmeyen maddesi kalmadığı halde, yine de ortaya ülkedeki herkesi kucaklayacak bir metin çıkmadı.
- Esasen, dünyaya baktığımızda da Anayasaların daha sık değişiğini görüyoruz. Anayasaları uzun yıllar boyunca değişmeyen ülkeler ise, bu istikrarı, nispeten soyut ve sade metinlere sahip olmalarına borçludur. Türkiye'nin yeni ve sivil bir Anayasa'yı tartışması, hem kendi tarihimizin, hem de gelişen ve değişen dünya şartlarının kaçınılmaz bir gereğidir.
- Nitekim, yeni ve sivil Anayasa teklifimiz, fikri temeli olmadığı için dikkate almayı gerektirmeyen kimi sığ itirazlar dışında, her kesimde olumlu yankı bulmuştur. Peki, biz nasıl bir yeni Anayasa istiyoruz? Bizim baktığımız yerden, bu sorunun tek bir cevabı vardır: Milletimiz nasıl bir Anayasayla yönetilmek istiyorsa, biz de işte öyle bir Anayasa istiyoruz.
- Dolayasıyla; Bu yeni Anayasanın ruhunda millet, yani insan olmalıdır. Bu yeni Anayasanın merkezinde insanın huzuru, refahı, mutluluğu yer almalıdır. Bu yeni Anayasanın özü, tüm değerleriyle, farklılıklarıyla, zenginlikleriyle, hayalleriyle 84 milyon vatandaşımızın tamamını içermelidir.
- Bu yeni Anayasanın temelinde, ülkemizin gücü, güvenliği, istikrarı, kazanımları ve elbette hedefleri bulunmalıdır. Bu yeni Anayasa, "İİnsanı yaşat ki devlet yaşatsın..." diye ifade ettiğimiz kadim devlet anlayışımızla inşa edilmelidir.
- Bu yeni Anayasa, ilhamını ihtişamlı geçmişimizden alan, yönü Türkiye'nin geleceğine dönük, toplumun birlikte yaşama ve geleceğini birlikte kurma iradesinin ürünü asırlık bir sözleşme, bir vizyon belgesi olmalıdır.
- Bu yeni Anayasa, üstat Cemil Meriç'in söylediği gibi, "muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayan bir köprü" kurmalıdır.
- Velhasıl yeni Anayasa, darbecilerin, vesayetin, şu veya bu dengenin değil, doğrudan milletin Anayasası olmalıdır. Elbette ütopik veya bürokratik değil, millet mahreçli yeni bir Anayasa hazırlamak kolay değildir.
- Daha önce bu çerçevede çeşitli girişimlerimiz oldu. Maalesef, siyasi iklim yeteri kadar uygun olmadığı için, bu çalışmalarımız hep yarım kaldı. Buna rağmen 2011'deki Anayasa tecrübesinin ülkemize önemli kazanımlar sağladığını düşünüyoruz.
Yeni Anayasa için tarih verdi
- Türkiye'nin bugün, yeni bir Anayasa için, hiç olmadığı kadar hazır olduğuna inanıyoruz. Bu çerçevede, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde, AK Parti Genel Merkezinde, akademi dünyasında, çeşitli sivil toplum kuruluşları nezdinde yürüyen, hepsini de yakından takip ettiğimiz çalışmalar var.
- Aynı şekilde diğer partilerin ve ilgili kuruluşların da benzer hazırlıkları olduğunu biliyoruz. Bunlar, önce ilkeler, sonra somut metinler düzeyinde belirli bir olgunluğa geldiğinde bir araya getirilecek ve milletimizin gözü önünde tartışmaya açılacaktır.
- Bir başka ifadeyle, yeni Anayasa, açık ve şeffaf bir sürecin ürünü olarak hazırlanacaktır. Yeni Anayasa çalışmalarında bu safhaya önümüzdeki yılın ilk diliminde ulaşmayı hedefliyoruz.
- Mümkün olan en geniş mutabakatla ortaya çıkacak yeni Anayasa metni de, mutlaka milletin onayına sunulacaktır. Buradan, siyasi partiler başta olmak üzere, yeni Anayasa konusunda sorumluluk üstlenecek herkese çağrıda bulunuyorum.
- Gelin; ideolojik, zümrevi ve kişisel tüm bagajlarımızı, duvarlarımızı, şerhlerimizi bir kenara bırakarak, Türkiye'yi en az bir asır boyunca taşıyacak lafza ve ruha sahip yeni bir Anayasaya kavuşturalım.
- Biz buna varız ve hazırız. Yeni Anayasa sürecinin ülkemize ve milletimize şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Aile, Eğitim ve kültürde maalesef...
- Üzerinde önemle durmak istediğim ikinci husus, önümüzdeki dönemde politikalarımızın lokomotifi olacak aile, eğitim ve kültür başlığıdır. İnsanı insan yapan, fıtrat itibariyle her ikisi de daima gelişmeye açık olan kalbi ve aklıdır.
- Aile değerleri zayıflamış veya ortadan kalkmış toplumların sadece medeniyetin maddi unsurlarıyla varlığını idame ettirmesi mümkün değildir. Nitekim, bugün Batı toplumu, sahip olduğu maddi imkanların ve bununla ayakta tuttuğu eğitim ve kültür gücünün büyüklüğüne rağmen, aile müessesesinde yaşanan çöküş sebebiyle, ciddi bir gelecek korkusu, hatta krizi içindedir.
- Milletimizin, asırlardır maruz kaldığı onca saldırıya rağmen ayakta kalışının en önemli sırrı ise aile yapımızın mukavemetidir. Şartlar ne olursa olsun, birlik, beraberlik, dayanışma içinde olan aile fertleri, sosyal ve ekonomik her türlü sıkıntının üstesinden gelmeyi başarmıştır.
- Şehirleşmenin artması, çalışma biçimlerinin değişmesi, eğitim seviyesinin yükselmesi, hayat şartlarının karmaşıklaşması gibi sebeplerle, geniş aileden çekirdek aileye doğru bir geçiş yaşadık. Buna rağmen, aile müessesimizi korumayı başardık.
- Televizyon ve internetin yaygınlaşmasıyla, insanımızı çekirdek aileden bireye doğru yönlendiren bir kültür iklimi etrafımızı kuşatmaya başladı. Gözü ve gönlü kapalı bir taklitçiliğin kadim medeniyet birikimimizin yerini alarak, kendi değerlerimiz içinde yenilikçiliğin önünü kesmesi tehlikesini en somut olarak ailede görüyoruz.
- Öyle ki, evlilik yaşları zaten 30'lara dayanan gençlerimiz arasında hiç evlenmeyenlerin sayısı da artıyor. Bir veya en fazla iki çocuklu aile yapısı giderek yaygınlaşıyor. Ebeveynlerin her ikisinin de çalıştığı ailelerde, şayet yakında ikamet eden bir aile büyüğü yoksa, çocuklar evdeki veya kreşteki bakıcılar tarafından yetiştiriliyor.
Okullarıda eğitim ve öğretimde ciddi eksikler var
- Okullarda ise, hem eğitim, hem öğretim kısmında ciddi eksikler, ciddi boşluklar olduğunu görüyoruz. Aklı ve kalbi rehber edinmek yerine, sadece nefis ve zekâ üzerine kurulu bilginin çocuklarımıza aktarıldığı bir eğitim sistemi bizi, haktan, hakkaniyetten, irfandan, hikmetten uzaklaştırıyor. Daha açık bir ifadeyle; yeni nesiller, binlerce yıllık varlığımızın teminatı olan aile ortamından, aileden tevarüs edilen değerlerden ve nihayet mektepte biçimlenen şahsiyetten mahrum bir şekilde yetişiyor.
2053 vizyonu için aile vurgusu
- Bu tablo bize, yatırımlarımızı kalbe ve akla, yani aileye, eğitim ve kültüre yapmamız gerektiğine işaret ediyor. Medeniyet nöbetini devralacaksak, işe önce buradan başlamamız gerekiyor. Elbette dünyadaki teknolojik, siyasi, sosyal, kültürel gelişmelere sırtımızı dönecek kadar hakikatlerden kopuk değiliz, asla da olamayız.
- Bizim söylediğimiz; insanı nesne değil, kalbi ve aklıyla özne olarak ele alan kadim medeniyet değerlerimizi, ilhamını geçmişimizden alan yenilikçi bir anlayışla yükseltmemiz, yüceltmemiz gerektiğidir. Taklit eden değil üreten, özenen değil özenilen, hevâyı değil fıtratı önceleyen, vakte teslim olan değil yönünü geleceğe dönen, maziden atiye köprüler kuran nesiller yetiştirmek için önce aileyi sağlama alacağız. Türkiye'nin 2053 vizyonunun hamurunu, diğer her şeyin bunların arkasından geldiği bilinciyle aile, eğitim ve kültürle yoğuracağız.
Dünya 5'ten büyüktür
- Dünyanın, koronavirüs salgının etkileri altında kıvrandığı bir dönemde, Türkiye olarak, salgın sonrasına da hazırlanacak bir ufukla mücadelemizi yürütüyoruz. Hiç şüphesiz bu salgın insanlık tarihindeki ilk büyük sağlık tehdidi değil, son da olmayacak. Ancak, bu dönemde yaptığımız tercihler, bize çocuklarımız için nasıl bir ülke ve dünya hayal ettiğimizi gösterecek.
- Biz kendimizle birlikte tüm dostlarımız ve insanlık için sağlık, huzur, adalet ve refah dolu bir dünya istiyoruz. Kendi sırça köşkleri içinde suni bir güvenlik ve refah düzeni kurmuş olan küresel sistemin seçkinlerinin, bu anlayıştan çok uzak olduğunu biliyoruz.
- İşte bunun için uzunca bir süredir dile getirdiğimiz "DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR" tespit ve talebimizi, her fırsatta tekrarlıyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, küresel yönetim mekanizmalarındaki dengesizlikler ve adaletsizlikler, beraberinde ataleti ve güvensizliği de getiriyor.
- Biz, bu mekanizmaların tamamını kapsayan bir reformun süratle hazırlanarak, yürürlüğe konulmasını teklif ediyoruz. Yeni küresel güvenlik sistemi 5 daimi üyenin menfaati yerine; kıtaları, bölgeleri, inançları ve ortak çıkarları temsil edecek şekilde inşa edilmelidir.
- Aksi takdirde sistemin sorunlara çözüm üretmesi ve geniş bir meşruiyet zeminine oturması mümkün değildir. Salgın sürecindeki gelişmeler, bu tespitin doğruluğunu ve ülkemizin haklılığını bir kez daha teyit etmiştir.
- Güven ve istikrarı kendisi yanında tüm dünya için de isteyen bir ülke olarak, salgın sonrasına var gücümüzle hazırlanıyoruz. Bugün burada ortaya koyduğumuz birlik, beraberlik, kardeşlik manzarası, işte bu kararlılığın da bir ifadesidir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
- Bu duygularla bir kez daha AK Parti 7'nci Olağan Büyük Kongresinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. AK Parti'nin kuruluşundan bugüne kadar partimize emeği geçmiş herkese tekrar şükranlarımı sunuyorum. Bu kardeşlerimizden ebediyete irtihal edenlere Allah'tan rahmet diliyorum.
İlk kez açıkladı: 75 kişi ile yola devam edeceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Spor Salonu'na girmeden önce salonun dışında bekleyen partililere hitap etti. Bugün anlamlı bir buluşma gerçekleştirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Özellikle de kar yağışının tüm mikropları temizlediği bir anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum" ifadesini kullandı. Biraz sonra 7. Olağan Büyük Kongreyi yapacaklarını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
Dünyada böyle başka parti yok
- "Hamdolsun şu ana kadar, kurulduğumuzdan bu yana son olarak üye kayıtlarını istediğimde, üye kayıt sayımız 13 milyon 500 bine ulaştı. Bırakın Türkiye'yi, dünyada böyle bir siyasi parti yok. Hamdolsun 1 milyonu aşkın genç üyesiyle yaklaşık 5 milyonu aşkın kadın üyesiyle ve bunun dışında da ana kademe üyesiyle dünyada bir başkası yok. Türkiye'de zaten yok."
- "Artık önümüzde ne var, 2023 var. 2023'e hazır mıyız? 2023'e, bugün yapacağımız tüzük tadilatıyla 50 kişilik bir MKYK değil, şimdi 75 kişilik MKYK ile yola devam edeceğiz. Ayrıca 'yedek' diye bir ifade var. O da 35 kişi ama onlar yedek olarak kalmayacak. Onlar da aynen 35 kişiyle beraber asıl üyeler gibi çalışacaklar."
Alanda bulunanları, illerin adlarını söyleyerek tek tek selamlayan Erdoğan, Zonguldaklıları selamlaması sırasında, inşaatı devam eden Uzun Mehmet Camisi'ni sordu. Erdoğan, "Camimiz bitiyor değil mi? Ramazanda oradayız, açılışını beraber yapacağız inşallah." diye konuştu.
Divan Başkanı Ali İhsan Yavuz seçildi
Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi'nde, AK Parti Tüzüğü'nün ilgili maddeleri uyarınca, kongreyi yönetmek ve divan başkanlığını yürütmek üzere divan başkanı ve üyelikleri için seçim yapıldı. Divan Başkanlığına Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz seçildi.
Erdoğan salonda ilk onları selamladı...
Erdoğan, kongrenin yapıldığı spor salonu önünde toplanan partililere hitap ettikten sonra kongre salonuna eşi Emine Erdoğan ile girdi. Erdoğan, ilk olarak Başkanlığını Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz'un, Başkan Yardımcılığını Genel Sekreter Fatih Şahin'in, üyeliklerini AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Kırşehir İl Başkanı Seher Ünsal, Siirt İl Başkanı Ekrem Olgaç ve Edirne İl Başkanı Belgin İba'nın yaptığı Kongre Divanı'nı selamladı.
Kayahan'ın 'Seninle her şeye varım' şarkısı çalındı
Daha sonra sahneden partilileri ve delegeleri selamlayan Erdoğan çifti, kendileri için ayrılan bölüme geçti. Erdoğan'ın salona gelişi esnasında merhum sanatçı Kayahan'ın "Seninle her şeye varım ben" şarkısı tribünlerdeki partililer tarafından seslendirildi.
Salondan renkli mesajlar
Salona, "Güven ve istikrar içerisinde 2023, 2053 ve 2071'e yürüyoruz", "Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik", "Türkiye için inandığın yolda yürü", "AK Parti bir millet aşkı hikayesidir", "2023, Cumhur İttifakı'nın yeni bir zafer yılı olacaktır", "AK Parti bir iddia değil ispattır", "Cumhur İttifakı bir masa başı ittifakı değil, gönül mutabakatıdır" yazılı pankartlar asıldı.
Genel Başkan vekili sayısı 2'ye çıkarılıyor
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, kongrede yapılacak tüzük değişikliğiyle genel başkanvekili sayısının 2'ye çıkarılacağını bildirdi. AK Parti'de Genel Başkan Vekilliği görevini şu anda Numan Kurtulmuş yürüyordu.
MKYK üye sayısı 50'den 75'e çıkarılacak...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir ise, partinin en üst karar organı olan MKYK'nın üye sayısının 50’den 75’e çıkarıldığını açıkladı. Yedeklerle birlikte sayısı 100’e ulaşacak MKYK’da eski bakan ve milletvekillerinin yanı sıra yeni isimlerin de olması bekleniyor. 15’i kadın, 15’i gençlerden oluşan MKYK’da genç ve kadın sayısında artış olabileceği de belirtiliyor.
HDP, DEVA ve Gelecek partileri çağrılmadı
AK Parti, bugün gerçekleştirilen 7. Olağan Büyük Kongresi için 11 partiye davetiye gönderirken, HDP, DEVA ve Gelecek Partisi’ni davet etmedi. Kongreye CHP, MHP, İYİ Parti, BBP, SP, DP, DSP, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi, Anavatan Partisi, Hür Dava Partisi davet edildi.