AK Parti 50 sene daha iktidar!

Haziran'da yapılacak olan genel seçim öncesi, seçim loto tahminleri başladı. Bunlardan öyle birisi vardı ki, AK Parti iktidarına 50 sene ömür biçti.

Çevre Bakanı Veysel Eroğlu, TV 8'de yayınlanan Erkan Tan'la Başkent'ten programında çok iddialı sözler sarfetti. AK Parti'nin 50 sene daha iktidarda kalacağından emin konuşan Eroğlu, bunun için Erkan Tan ile iddiaya bile girdi.

Eroğlu, "Biliyorsunuz 50 sene daha iktidardayız. Yani AK Parti diyorum. Dikkat ederseniz biz milletimizi seviyoruz. Bu vatan, bu bayrak için, milletin birlik, beraberliği için gayret ediyoruz. Herkesi kucaklıyoruz. Ayrıca doludizgin yatırımlar yapıyoruz. Seçimler yakın. Göreceksiniz. Ama isterseniz siz her seferinde benimle iddiaya giriyorsunuz. Çoğunu kaybettiniz. Biz büyük düşünüyoruz. AK Parti’den bahsediyorum. İnşallah ülkenin önünü açan, ülkemizi 2023 yılında dünyadaki en büyük ekonomi arasına taşıyacak olan bu anlayış ilelebet devam edecektir" dedi.

CHP'YE 'SİZ ÖNDEN GİDİN' DEDİK AMA SES SEDA YOK!

Eroğlu, AK Parti'nin başörtü sorununu çözmek istemediği, siyaseten kullandığı iddialarını da şöyle yanıtladı:

"Biz, bırakın birileri önden gitsin, biz arkadan gidelim diye çok açık mesaj verdik. Asla bunu siyasal maksatla kullanmak istemiyoruz. Mağdur olan o gençlerin durumunu biliyorum ben. Türkiye’de başı örtülü okuyamadığı için yabancı ülkelerde okuyan kızlar var. Dolayısıyla bu mesele çözülsün istiyoruz. CHP’ye ‘buyurun siz önden gidin’ dedik. Madem çözelim diyorsunuz, bize prim vermek istemiyorsunuz, gelin çözelim dedik. Ama ses seda yok. Çünkü kendi aralarında da anlaşamıyorlar. Referandumdan önce, kendileri özellikle bunu siyasi maksatla kullandılar biliyorsunuz. Biz çözeriz diyor seçimlerde. Hemen referandumdan sonra tavır değiştiriyor. Bir gün önce söylediğini bir gün sonra tekzip ediyor”

ÖĞRENCİLERİN KIYAFETLERİNE BAKMADIM

Yıllarca öğretmenlik yaptığını fakat hiç bir öğrencinin dış görünüşüyle ilgilenmediğini vurgulayan Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben yıllarca İstanbul Teknik Üniversitesi’nde hocalık yaptım. Hiçbir zaman hoca olarak, gelen öğrencinin kılığına kıyafetine bakmadık. Şahsen insanların istediği gibi giyinmesi gerektiği kanaatindeyim. Başörtülü talebelerim de oldu. Başı açık da oldu. Hepsini sevdik kucakladık. Çünkü onlar bize veliler tarafından emanet edilen yavrulardır. Hocanın vazifesi hiçbir ayrım yapmadan onlara sahip olmak; başörtülü olup olmadığına bakmadan, acaba bunu en iyi şekilde nasıl yetiştiririm, bilgi tecrübemi nasıl aktarabilirim…Bunu düşünmesi gerekir"