Ailesini yok eden cani cinayeti anlattı
Abone olSelahattin Yıldırım, uyuşturucunun etkisinden kurtulunca, korkunç cinayetleri bir bir anlatmaya başladı.
Ailesini iple boğarak öldürdükten sonra üzerlerine tiner
dökerek, ateşe verdiğini anlatan Selahattin Yıldırım, korkunç
cinayetleri, eşinin kendilerini zehirlemeye çalıştığından
kuşkulandığı için işlediğini iddia etti. Yıldırım, önce eşini,
ardından da cinayeti gören oğlu ile odasında uyuyan kızını boğarak
öldürdüğünü söyledi. Daha sonra anne ve babasını boğduğunu ileri
süren Yıldırım, intihar etmek istediğini, başaramadığını söyledi.
Ailesini tek tek boğmuş Annesini , babasını, eşi ve iki çocuğunu
iple boğarak öldürdükten sonra evi ateşe verdiğini söyleyen
Yıldırım, korkunç cinayetleri anlattı sorgusunda suçunu itiraf eden
Yıldırım, cinayetleri eşinin anne ve babasını zehirlemeye
çalıştığından kuşkulandığı için işlediğini iddia etti.
Küçükçekmece'de beş kişilik ailesini öldürdükten sonra üzerlerine
gaz dökerek ateşe verdiği iddia edilen Selahattin Yıldırım,
uyuşturucunun etkisinden kurtulunca, korkunç cinayetleri bir bir
anlatmaya başladı. Korkunç cinayetleri, eşinin kendilerini
zehirlemeye çalıştığından kuşkulandığı için işlediğini iddia eden
Yıldırım, şunları anlattı: "Karım annemin kardeşinin kızıydı. 1999
yılına kadar mutluyduk. O yıl çocuğum hastalandı. Bu hastalıktan
sonra karımla annem kavga etmeye başladılar. Aile huzuru
kalmamıştı. Olay günü Akşam sevgilimle buluşacaktım. Çıkmadan bir
kahve içmek istedim. Karımın getirdiği portakal suyunu içmedim.
Kahve yapmaya gitti. Bu arada annem ve babam salonda birbirlerine
yaslanmış şekilde uyuyorlardı. Oğlum da yalpalarayak odadan çıktı.
Önce buna bir anlam veremedim. Daha sonra babamın ve annemin
uykularının normal olmadığını anladım. Elimle dokunmama rağmen
uyanmadılar. Karımın bizi portakal suyu ile zehirlediğini düşündüm.
Babamın bastonunu aldım. O sırada salona gelerek kahve getiren
karımın üzerine yürüyerek kafasına birkaç defa vurdum. Yere düşünce
de Fadime'nin boğazını sıkmaya başladım. Bu arada gözüme oradaki ip
ilişti. Onu alarak karımın boğazına doladım. Sıkarak öldürdüm."
SERCAN CİNAYETİ GÖRMÜŞTÜ Eşini boğduğu sırada, oğlu Sercan'ın odaya
girdiğini ve cinayeti gördüğünü ileri süren Yıldırım, şu iddialarda
bulundu: Oğlum Sercan odaya yalpalayarak girdi. Annesini boğduğumu
görmüştü. 'Anneme ne yaptın' diye sordu. Ben de önemli değil, başka
anne buluruz diye yanıtladım. Karımı boğduğumu gördüğü için onu da
elimdeki iple boğdum. Geride bir tek kızım kalmıştı. Ona kim
bakacak diye düşündüm. Odasına girerek, kızımı da boğdum. Annemin
zehirlenmemiş olma ihtimaline karşı onun da boğazını elimdeki iple
sıkmaya başladım. Öldüğünden emin olduktan sonra bıraktım. Bu
esnada felçli babam uyandı. yapıyorsun oğlum' diyerek yalvarır
gözlerle bana baktı. Başına gelecekleri anlamıştı. Onu öldürmek
istemedim. Ama bir kere öldürmeye başlamıştım. Elimdeki ipi onun
boynuna doladım. Hiç direnmedi. Onu da iple boğduktan sonra ben de
ölmek istedim. Karım Fadime'nin bize getirdiği portakal suyundan
içtim. Bunun beni öldüreceğini düşünüyordum. Bu arada elime
geçirdiğim tiner kutusunu rastgele odada boşalttım. Sonra kibritle
yaktım. Ancak tiner parlaması oldu. Ellerim yandı. Salon alevlere
boğulunca oradan çıktım. Salonda bulunan cesetler yanmaya başladı."
Selahattin Yıldırım, ifadesinde olaydan sonra intihar etmek
istediğini ancak başaramadığını ileri sürdü. Sanığın itiraflarını
çelişkili bulan İstanbul Asayiş Şubesi Cinayet Masası dedektifleri,
Selahattin Yıldırım'ı boynundaki tırnak yaraları ile sol elinin dış
tarafındaki yanıkların nedenlerinin belirlenmesi için Adli Tıp
Kurumu'na gönderdi. 'O YAPMIŞ OLAMAZ' Selahattin Yıldırım'ın tüm
ailesini tek tek boğduğunu iddia ettiği mont ipi ise aracının
içinde bulundu. Polisteki ifadesinde uyuşturucu kullanmadığını
ileri süren Yıldırım uyuşturucu taramasından geçirildi. Yıldırım'ın
15 yıldır yanında çalışan işçisi Mehmet Dikicioğlu ise "Bu işin
içinde bir iş var. Ben kendimden şüphelenirim ondan şüphelenmem"
diye konuştu. 2 yıldır Selahattin Yıldırım'ı tanıdığını ifade eden
bakkal Osman Gül ise şöyle konuştu: "Bir esnaf olarak iki yıldır
kendisini tanıyordum. Çok temiz, çok iyi insanlardı. Onun yapmış
olabileceğine ihtimal vermiyorum. Bu işi başkaları yapıp onun
üzerine atmış olabilir." Kaynak: Sabah