Ailenin arasına Alzheimer girdi

Abone ol

50 yıllık karı koca Alzheimer hastalığı nedeniyle birbirlerini tanımıyor. İşte ailenin ilginç öyküsü.

50 yıldır evli olan Aliye ve Necati Akyürek çifti, yakalandıkları Alzheimer hastalığı nedeniyle birbirlerini tanımıyor. İşte ailenin ilginç öyküsü.


Akyürek çifti, 1952 yılında Kırşehir"den gelip Ankara"ya yerleşir. Necati Bey, Devlet Demiryolları"nda muhasebeci, Aliye Hanım ise Nejat, Esat ve Sedat isimli üç erkek evlat büyüten bir ev hanımıdır. Üç çocuğu da memur maaşıyla okutur Necati Bey. Nejat eczacı, Esat mimar, Sedat yarbay olur. Hepsini de evlendirir ve 35 yıl görev yaptığı Demiryolları"ndan emekli olur. Artık eşi, çocukları ve torunlarıyla geçireceği güzel günleri hayal etmektedir. Fakat hiç duymadığı amansız bir hastalığa yakalanır bir süre sonra. Önce ufak tefek şeyleri unutur, sonra en iyi bildiklerini... Alzheimer (unutkanlık) hastalığı ona aynı yastığa baş koyduğu eşini dahi unutturur. Ne tesadüftür ki eşi Aliye Hanım da aynı anda aynı hastalığa yakalanır.

Şimdilerde Aliye Teyze, 50 yıldır aynı yastığa baş koyduğu eşini büyük oğlu zannediyor; Necati Bey ise eşini komşunun bıraktığı öksüz çocuk. Ankara Özel Gönül Konağı Yaşlı Bakım ve Huzur Evi"nde yaşayan çift, evli olduklarını hatırlamasa da hâlâ el ele diz dizeler. Ziyaretine gittiğimiz Necati Bey, “Ooo bizim birader gelmiş.” diyerek karşılıyor eczacı oğlu Nejat"ı. Biraz hüzün, biraz burukluk, biraz da alışmışlıkla “Hoş bulduk baba” diye sesleniyor oğlu babasına. Ve bu karışık duygularla başlıyor anne ve babasının hastalığa yakalanma hikâyelerini anlatmaya.

80"İNDEN SONRA YAKALANDILAR

Babasının 80 yaşına kadar hastaneye dahi gitmediğini belirterek başlıyor sözlerine Nejat Bey. “Değersiz eşyaları saklama düşkünlüğü, titiz olması, inatçılığı, gelecek kaygısıyla yaşaması tipik özellikleriydi babamın.” diyor. Fakat böyle bir hastalığa yakalanacağını aklının ucundan dahi geçirmediğini belirtiyor. Hastalığın tam bir sene önce “Oğlum her şeyi unutmaya başladım.” demesiyle sinyal verdiğini söylüyor. Sonrasının ise çorap söküğü gibi geldiğini. Önce kendi kıyafetleri yerine Aliye Hanım"ın kıyafetlerini giymesi, sonra yemek sırasını ve düzenini unutması. Pilavın içine cacığı, hoşafın içine ekmeği katması. Beş vakit gittiği camiden kendi ayakkabısını unutup başkalarının ayakkabılarını giyip dönmesi gibi birçok şey anlatıyor.

Ancak bir sabah annesinin telefon açıp “Oğlum yetiş baban kapıyı çarptı, çıktı gitti.” demesiyle artık ciddi bir şeyler olduğunu anlıyor. PTT"ye gidiyorum diyen Necati Amca"yı giysisinden ve saatin erken olmasından şüphelenen mahallenin tüpçüsü durdurmuş. Nejat Bey bu olaydan sonra babasını nöroloğa götürdüğünde ise acı gerçekle karşılaşmış. Alzheimer teşhisi konulan Necati Amca"da belirtiler giderek ilerlemiş ve gün gelmiş oğlunu, karısını unutmuş. Aslında annesi Aliye Hanım"da da aynı tip belirtileri gözlemliyormuş Nejat Bey. O da eşi gibi çevreden kopmaya, dışarı çıkmamaya başlamış. Doktorlar ona da Alzheimer teşhisi koymuş.

ONLARI EL ELE HİÇ GÖRMEMİŞTİM!

Nejat Akyürek tüm iyi bakımlarına rağmen yerinde saydıramamış unutkanlığı. Sürekli ilerlemiş hastalık hem annesinde hem babasında. Son çareyi onları Gönül Konağı"na getirmekte bulmuş. Yaklaşık 2,5 aydır da burada yaşıyorlar. İlk başlarda personelin Necati Amca ile yakından ilgilenmesi Aliye Teyze"yi bir hayli kıskandırmış. Önce yanına oturan bayan arkadaşlarını “Çekilin bakıyım onun yanından.” diyerek kaldırmış, sonra da elini eline alıp bir daha hiç bırakmamış. Evlilikleri süresince annesiyle babasının iyi anlaşamayan bir çift olduğunu söyleyen Nejat Akyürek, şimdilerde birbirlerinin yanından hiç ayrılmadıklarını belirtiyor. Hatta annesiyle babasının 50 yıllık evliliklerinde el ele tutuştuğunu dahi hiç görmemiş. Bu durumun annesi Aliye Teyze"nin, eşini çocuğu olarak görmesinden kaynaklandığını belirtiyor. Aliye Teyze eşini çocuğu bildiği için Necati Amca"nın peşinde koşturuyor. Sürekli elinden tutup “Üşütürsün Necati, çok koşma Necati.” telkinlerinde bulunuyor. Necati Amca ise az da olsa geçmişteki günlerine dönüyor. Aliye Teyze"nin kim olduğunu sorduğumuzda ilk önce hanımım diyor sonra yine unutuyor.

Türkiye"de yaklaşık 250 bin, tüm dünyada 20 milyon Alzheimer hastası var. Belki de Akyürek çifti bu hastalığın pençesine düşenler arasında en dramatik öyküye sahip. Onlar aslında hastalıklarına rağmen birbirlerinden tamamen kopmuş değil. Belki evlilikleri boyunca el ele tutuşmadılar ama şimdilerde birbirlerinin yanından hiç ayrılmıyorlar. Hafızalarındaki birçok olayı unutmuş olsalar da kalplerine kazınmış şeyleri unutamıyorlar. Belki de aralarındaki duygusal bağ o kadar sağlam ki aynı anda hastalığa yakalanmaları gibi hayatlarına beraber devam ediyorlar.

5 SORUDA ALZHEIMER

-Alzheimer hastalığı nedir?

Zihinsel işlevlerde bozulmaya yol açan, ilerleyici bir beyin hastalığı.

-Kimlerde görülüyor?

Hastalık, 65 yaşın üzerindeki her 10-20 kişiden birinde görülüyor. 85 yaşın üzerinde neredeyse iki kişiden birinde ortaya çıkıyor. Kadınlarda daha fazla rastlansa da iki cinsiyette de görülüyor.

-Nasıl başlıyor, nasıl ilerliyor?

Genellikle yavaş ilerliyor, ancak geri dönüşü olmuyor. Önce yakın geçmişi hatırlayamamakla başlıyor, zamanla isimleri, yolları, tarihleri, kişileri unutmakla devam ediyor. Hatta daha ileri boyutlara geçerek hasta, yemek yiyeceğini, ağzındaki lokmayı yutması gerektiğini dahi unutuyor.

-Tedavisi mümkün mü?

Hastalık tam olarak iyileşmiyor. İlaçlarla kısmen de olsa hastalığın ilerleyişi yavaşlıyor.

-Hasta yakınlarına ne gibi yükler getiriyor?

Alzheimer hastalığı ilerleyici bir hastalık olduğundan özenli bakım gerektiriyor. Zaman içinde hastanın yatağa bağımlı hale gelmesiyle sonuçlanan hastalık, ev içindeki düzenin, iş saatlerinin ve sosyal ilişkilerin tekrar ayarlanması anlamında hasta yakınlarına bir sorumluluk getiriyor.



Kaynak:Aksiyon


Alzheimer olmak istemiyorsanız işte size tavsiyeler...


Tansiyonunuz yüksekse tedaviyle kontrole girdiğinden emin olun...


Şeker ve tatlıdan uzak durun.


Fazla balık yemeyin. 'Hoppalaaaa... Her gün balık ye... balık ye...derken bu da nerden çıktı?' diyeceğinizi biliyorum ama denizlerdeki bakır ve cıva kirliliğinin Alzheimer'in oluşumunda önemli rolü olduğunu gösterildi.


Spor yapın, her gün yürümeye çalışın..


Grip aşısı olmayın.


Erken emekli olmayın... Patronunuzun işten çıkarma imalarını anlamazlıktan gelin...


Dişlerinizdeki eski tip dolgu-amalgamları değiştirtin.


Alimünyum tencere ve çaydanlık kullanmayın.


Zihninizi devamlı aktif tutacak işler yapın. Örneğin; bulmaca çözün, kitap okuyun, anılarınızı yazın, gazeteleri takip edin, İnternete girin.


Hastam emekli Rıza bey gibi durmadan dilekçe yazın ve ısrarla sonucunu takip edin. Mesela sokağa çöp atıyor veya gürültü yapıyor diye karşı komşunuzu belediyeye şikayet edin. Şikayet edecek kimseyi bulamıyorsanız belediyeyi vilayete, valiyi başbakana şikayet edin. Tembel tembel televizyon karşısında uyuklamayın..


Ailenizle ve torunlarınızla birlikte olmaya çalışın. Sakın 40'ından sonra azıp, paraları tüketince de yalnız başına kukumav kuşu gibi düşünenlerden olmayın...


Omega 3 balık yağının koruyucu etkisi olduğunu söyleniyor. (Eğer ailenizde erken bunama varsa şimdilik 1 gr.lık kapsüllerden günde bir adet almanızı öneririm..)


Yaban mersini kuvvetli antioksidan özelliğiyle Alzheimer'den korunma açısından önemli. Yaz sonu bol bol taze meyvesini yiyebilir veya kurutulmuşunu kullanabilirsiniz..



Dr. Murat Kınıkoğlu


Günün Önemli Haberleri