Aileler bilinçli değil

Araştırma sonucunda ortaya çıkan çarpıcı bir sonuç ise Türkiye'de gençlerin yüzde 40'ı HIV'den korunma, yüzde 47'si seksüel davranışların düzenlenmesi ve yüzde 73'ü de prezervatifin nasıl kullanılacağı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını ortaya koydu. Ege Üniversitesi tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, ailelerin AIDS hakkında ne kadar bilgiye sahip olduğu da göz önünde bulundurulması gereken çok önemli bir unsur olduğu kaydedilirken, bazı ailelerin ise çocukları ile AIDS hakkında konuştuklarını düşündükleri fakat hiçbirinin seksüel aktivitelerin ve güvenli seksin gerekliliğini kabul etmediklerini vurgulandı. Araştırmada şöyle denildi: "Gençlerin birçoğu cinsel konuları aileleri ile konuşmaktan çekiniyor. Bu davranış çok doğaldır. Bu nedenle bu tür bilgileri danışmak için bir aile yakınını yada bir arkadaşlarını seçerler. Bu da bir ilerleme sayılabilir, ancak çoğu zaman yanlış bilgiler edinmekle sonuçlanabilir. AİLELERİN ROLÜ NEDİR? Aileler, çocuklarının davranışlarını kısıtlayabilir yada kontrol altında tutabilir. Bu da ancak onlarla yeterli iletişimi kurarak yada onlara örnek olabilir. Ailelerin çocuklara karşı ılımlı davranışları, bu tür konuları konuşurken bir aile ferdinden çok, bir arkadaş gibi davranmaları, çocukların bu tür konuları konuşmak için başkaları yerine kendi ailesini seçmesini sağlayacaktır. Ailelerin, bu tür konularda çocuklarına örnek olmamaları yada konuşmak yerine kaçmayı seçmeleri, çocuğun doğası üzerinde değişiklikler meydana getirebilir. Bu da çocuğun HIV/AIDS ve önlenmesi konusunda gelecekteki tutumunu da etkileyecektir. Aileler çocukları ile bu tür konuşları konuşmaktan çekinmekte yada korkmaktadır. Kimi ailede çocuklarının kendi cinsleriyle cinsel aktivitede bulunmasından korkmaktadır. Aslında ilişki ne tür olursa olsun, önemli olan bu ilişki sırasında meydana gelebilecek hastalıklardan korunmanın yollarının hem aile hem de çocuk tarafından tam olarak bilinmesidir." İLETİŞİM NEDEN ÖNEMLİDİR? Cinsel aktiviteler birçok bluğ çağı gençte erken başlar. Dış ülkelerde 15 yaşındaki gençlerin yüzde 37'si cinsel birleşmede bulunmuş gözükmektedir. Ülkemizde bu oran az olmasına rağmen, ailelerin çocuklarının davranışları hakkında çok az bilgiye sahip oldukları açıktır. Toplumumuzdaki tutuculuk çocuklarını kendilerinde daha da uzaklaştırmaktadır. Her 3 milyon genç (cinsel birleşmede bulunmuş gençlerin yaklaşık dörtte biri) STD (Sexual Transmission Diseases) adı verilen; cinsel yolla bulaşan hastalıklardan birine yakalanmaktadır. Bel soğukluğu bu hastalıkların en yaygınıdır ve yaşı ilerlemiş insanlara göre gençlerde daha çok görülür. Ailelerin birçoğu kızlarının bakire, oğullarının da bakir olduğunu zannederler. Oysa bu düşünce yanlıştır. Çünkü bu tür düşünceye sahip olan insanların yaklaşık yüzde 82'sinin çocukları cinsel birleşmede bulunmuşlardır."