Aile boyu eczacılar
Abone olEczacılık mesleğini Kayseri’de cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren sürdüren Tekiner ailesi, 14 Mayıs Eczacılar Günü’nü hep birlikte kutluy...
Eczacılık mesleğini Kayseri’de cumhuriyetin ilk yıllarından
itibaren sürdüren Tekiner ailesi, 14 Mayıs Eczacılar Günü’nü hep
birlikte kutluyor.
Ailenin en küçük eczacısı Dr. Eczacı Halil Tekiner, İHA muhabirine
yaptığı açıklamada, 14 Mayıs’ın, 1968 yılından bu yana her yıl
Türkiye’de Eczacılar Günü olarak kutlandığını belirterek, ’’Niçin
14 Mayıs tarihi kutlanıyor? Çünkü 1839 yılının 14 Mayıs’ında
Mekteb-i Tıbbiyeyi Adliyeyi Şahane’de yani o dönemin Tıp
Fakültesi’nde bir eczacılık sınıfı açıldı ve Sultan 2. Mahmut,
sınıfın açılışında bir konuşma yaptı. Eczacılık sınıfı 14 Mayıs’ta
açıldığı için, her yıl 14 Mayıs Türkiye’de Eczacılık Günü olarak
kutlanıyor’’ dedi.
14 Mayıs’ı ailece kutladıklarını ifade eden Halil Tekiner, ’’14
Mayıs’ı biz ailemde 5 kişi olarak kutluyoruz. Benim dışımda babam,
annem, ablam ve eniştem de eczacı. Ben ailenin 5’inci eczacısıyım.
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde lisans eğitimimi
tamamladıktan sonra, Eczacılık İşletmeciliği ve Tarihi Ana Bilim
Dalı’nda önce yüksek lisansımı, daha sonra da doktoramı yaptım.
Doktor Eczacı ünvanını aldım. Eczacılık faaliyetlerimin dışında,
Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde gönüllü olarak bazı
derslere giriyorum’’ diye konuştu.
Dr. Eczacı Halil Tekiner, eczacılığın ailesi için çok özel bir
meslek olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
’’Kendimi bildim bileli, hep eczanenin içinde oldum. Eczanelerde
ilaç yapıldığı dönemleri bilirim. O dönemler gerilerde kaldı. Artık
eczaneler ilaç kokmuyor. Daha çok kozmetik ürünler ilaçların yerini
aldı pek çok eczanede. Fakat o dönemleri bilen, yaşayan biri
olarak,eczacılık tarihi bende bir tutku oldu. Osmanlıca da
öğrendim. O döneme ait, o dönemin diliyle ’Müstahzarat’ yani
hazırlanmış ilaçları içeren bir koleksiyon oluşturdum. 1840’lardan
başlayarak 1960’lara kadar uzanan 150’yi aşkın kitap koleksiyonu da
ortaya çıktı. Bir daha bulamayacağım, çok ender ilaç şişeleri ile
kitapları evimde, diğer koleksiyon ürünlerini de eczanemde
sergiliyorum. Eczaneye gelen hastaların da dikkatini çekiyor. Yapma
ilacı artık görmeyen, eczacının ilaç üreten bir meslek olduğunu
bilmeyen hastalar, bu ilaç şişelerini, teraziyi, havanı görünce,
bana bunları niye koyduğumu soruyorlar. Ben de geçmişte mesleğimizi
bu şekilde yapıyorduk, diyorum. Bu durum, hastalar üzerinde çok
olumlu bir etki oluşturuyor. Bu sefer insanlar, evlerinde
sakladıkları ilaç şişelerini getirip bana emanet ediyorlar.’’
Kayseri’nin tıp tarihi açısından çok zengin bir şehir olduğunu
ifade eden Halil Tekiner, ’’Gevher Nesibe Şifahanesi, 1206 yılında
kuruldu. O tarihten itibaren Kayseri sağlık alanında çok büyük
gelişmelere imza atmış bir şehir. Ben de naçizade Kayseri’nin bir
evladı olarak kendimce bir koleksiyonla bu misyonu yerine
getirdiğimi düşünüyorum’’ ifadelerini kullandı.
(İHA)