1 Aralık Dünya AIDS günü.
"Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği
Sendromu" anlamına gelen AIDS, kanda bulunan HIV virüsünün
zaman içinde çoğalarak vücutta hastalıklara karşı savunma sağlayan
hücreleri yok etmesi ile gerçekleşiyor.
Kişi bu aşamaya geldiğinde, vücudun hastalıklara
karşı savunma mekanizması iflas ettiği için, grip bile öldürücü
olabiliyor.
Çağın vebası olarak adlandırılan bu ölümcül hastalık,
80'lerden itibaren kitleselleşerek yayılmaya
başladı.
Dünya Sağlık Örgütü'nün tüm dünyada yaklaşık 34
milyon HIV/AIDS hastası mevcut.
İlk defa ABD'de eşcinsellerde tespit edildiği için
hastalık uzunca bir süre sadece eşcinsel hastalığı olarak
damgalanıyor. Fakat daha sonra erkek-kadın arasındaki cinsel ilişki
ve kan yoluyla da bulaşabildiği anlaşılınca, hükümetler paniğe
kapılarak AIDS'in tedavisine ve aşısına dönük çalışmaları
desteklemeye başlıyorlar.
Bugün bilhassa Afrika kıtasında HIV pozitifli sayısı
çok fazla. Hatta kara kıtanın bazı ülkelerinde oran %50'ye kadar
çıkıyor.
Bu durum, AIDS'e dair bazı komplo teorilerinin de
doğmasına yol açmış. Bu teoriler arasında en yaygını, AIDS'in
aslında, Batı'nın Afrika'da nüfusu azaltmak amacıyla laboratuarda
lösemi virüsünü geliştirerek ürettiği, ama kontrolden çıkan bir
biyolojik silah olduğu.
Batı'da bazı kökten dinci Hristiyanlar ise, Afrika
halklarının putperest geleneği sebebiyle Tanrı tarafından AIDS
hastalığı ile cezalandırıldığını ileri sürüyorlar.
Türkiye'de resmi kayıtlara göre HIV pozitifli ve AIDS
hastası sayısı binlerle ifade ediliyor. Fakat gerçek sayının bunun
çok üzerinde olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır.
Genç nüfusun fazlalığı, yabancı turist sayısı,
prezervatif kullanım bilincinin azlığı riski artıran başlıca
etkenler.
Türkiye kamuoyunun genelinde, bulaşma yolları
arasında cinsel ilişkinin bulunmasından ötürü AIDS, "ahlaksız"
yaşam tarzını sürdürenlere Allah'ın bir gazabı olarak kabul edilse
de, hadis kaynaklarında şehitler arasında "çaresi bulunamayan
ölümcül hastalıklar sebebiyle hayatını kaybedenler" de sayıldığı
için, İslam'da AIDS'ten ölen bir müslümanın da şehit olma
ihtimali mevcut.
(Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: "Allah
yolunda öldürülen şehittir; Allah yolunda ölen şehittir;
bulaşıcı hastalıktan ölen şehittir; ishalden ölen
şehittir; boğularak ölen şehittir” buyurdu. [Müslim, İmâre: 165.
Ayrıca bkz: İbn Mâce, Cihâd: 17.] )
Yapılan yorumlara göre, kan nakli esnasında, veya
kocasından/karısından bu hastalığı bilmeden kapan birisi için bu
hüküm kesinken, kendi eylemleri sonucu virüsü kapanların da,
hastalıkları esnasında çektikleri acı ve sıkıntıların bir kefaret
olarak kabul edilmesi umulmaktadır.
AIDS hakkında yanlış bilinenler
AIDS, kişiler arası normal temaslarla, kapı
kollarından, yatak çarşaflarından, havlulardan, paradan, sabundan,
tabak, bardak, kaşık, çatal vb. mutfak eşyalarından, ortak
kullanılan banyo, sauna, kaplıcalar ve plajlardan bulaşmaz. Bunun
sebebi virüsün açık hava ortamında hızla ölmesidir.
Öpüşme yoluyla bulaşma, ancak diş eti kanaması veya
ağız içi açık yaraların varlığında olasıdır ama bu çok çok düşük
bir ihtimaldir. Çünkü virüsün bulaşması için vücut sıvılarının
doğrudan teması gerekmektedir.
Sivrisinekler AIDS bulaştırmaz.