AİDS'li anneden sağlam bebek
Abone olHacettepe Üniversitesi’nde AIDS’li anne-babadan AIDS olmayan sağlıklı bir bebek dünyaya geldi.
Uzmanlar Y.O. ile aynı sınıfta bulunan çocuklarını okula
göndermemekte direnen velileri cehaletle suçlayarak tepki
göstermeyi sürdürüyor. Hacettepe Üniversitesi AIDS Araştırma ve
Tedavi Merkezi Müdürü Prof.Dr.Serhat Ünal, konuya ilişkin bilgi
verirken aynı sınıfta okuyan öğrencilerin birbirinden AIDS mikrobu
kapma olasılığının günlük yaşanabilecek trafik kazası ya da deprem
riskinden “çok çok daha az” olduğunu bildirdi. Küçük
yaralanmalarla, kanların birbirine temasıyla AIDS mikrobu
bulaşmayacağını anlatan Prof.Dr.Ünal, çocuk hiç tedavi olmamışsa,
damardan düğmeli enjektör ile alınacak kanın hemen diğer çocuğa
aktarılması durumunda mikrobun bulaşabileceğini söyledi. Prof.Ünal,
hamilelikte dahi, hiç tedavi görmemiş bir annedeki mikrobun çocuğa
geçme riskinin yüzde 30 olduğunu, tedaviyle bu oranın yüzde 1’e
düşürülebildiğini anlattı. Ünal, önceki hafta Hacettepe
Üniversitesi’nde hem anne, hem babası AIDS mikrobu taşıyan bir
bebeğin dünyaya geldiğini ve bebeğe yapılan test sonucunun negatif
çıktığını bildirdi. Bunun Türkiye’de bir ilk olduğunu kaydeden
Prof.Dr. Ünal, daha önce bu türden 3 gebelik olduğunu ve vakalarda
bebeğin alındığını anlattı. Prof. Dr. Ünal, “Biz demedik, gidin
gele kalın, doğurun diye. Ama çocuğu çok istediler. Bütün
tedbirlerimizi aldık, çocuk negatif, büyük ihtimalle negatif
kalacak” dedi. Prof. Dr. Serhat Ünal, anne ve babanın kimliklerini
açıklamayacaklarını, ailenin de açıklanmasını istemediğini
belirtirken çocuğun cinsiyetinin erkek olduğunu ve sonuçların
negatif çıktığını söylemekle yetindi. Prof. Ünal şunları söyledi:
“Aslında AİDS’de suçluluk veya suçsuzluk yoktur. AİDS bir
hastalıktır. Mikropla buluşan bir hastalıktır. HIV pozitif hasta en
iyi doktora gitsin, hastaya ilk soru (nasıl bulaştı) eğer cinsel
temasla bulaştığını söylesin hasta suçludur, kan nakli ile
bulaştıysa mağdurdur. Şimdi bu çocuğun yerine düşünün. Siz
Türkiye’de bir çocuk doğurmuşsunuz, kan değişimi yapılmak zorunda
kalmışsınız, bu memlekete güvenmişsiniz, bu memleketin sistemi
gitmiş çocuğunuzun damarına HIV koymuş. Nedir anne-babanın suçu?
Bebeğin suçu? Çocuk HIV pozitif, büyüyor, okul zamanı geliyor okula
gönderecekler, çocuk sağlıklı, tedavisini alıyor, bulaştırma riski
yok. Eğitim,öğretim hakkı birinci dereceden var, hayır biz seni
okutamayız. Neden? Sen AİDS’lisin. Kimse çıkıp konuşmuyor, bu
memlekette kan bağışlayanların sayısı az, o yüzden kan transfüzyonu
yapmak kalıyoruz, testleri yapılamıyor. Gidin bakın Siverek vakası,
Bursa vakası. Başka ülkelerde bu kadar yüksek değil kanla
bulaşması, kimin aklına gelir kanla bulaşacağı. Bunun sebebini
sorgulayan yok. 17-18 yaşına gelince cinsel temasla cehaletinden
dolayı bulaşma riskinin ne kadar yüksek olduğunu sorgulayan yok.
Bir tane çocukcağız okula gidecek de yan yana oturan arkadaşıyla
yan yana koşarken ayakaları takılıp düşecekler, kanları karışacak.
O yüzden reaksiyonu anlayışla karşılamak lazım. Tezelden devletin o
gruba özel bir eğitim programı uygulaması lazım. Ben gönüllüyüm
gider anlatırım İzmir’e. Bu çocuğun ve ailenin üzerinden baskıyı
almak lazım.” Prof.Dr.Serhat Ünal, konuya ilişkin tüm
bilgilendirmelere rağmen toplumdaki cehaletin sürdüğünü vurguladı.
Sağlık Bakanlığı’nın okula hemşire ve doktor gönderilmesi çözümünü
de “saçmalık” olarak niteleyen Ünal, Türkiye’de 1800 dolayında
AIDS’li bulunduğunu ancak bunun “Buzdağının görünen ucunun ucu”
olduğunu söyledi. Ünal, “Hastalık Türkiye’de sinsi sinsi artıyor,
toplumda gizleniyor, eğer sayı 2500’lere çıkarsa başımız belada
demektir” dedi. Prof.Dr.Ünal, AIDS ile mücadele’nin çok pahalı bir
tedavi olduğunu vurgulayarak devletin yeşil kartlıların ilaç
parasını ödemesini önerdi.