AIDES ve kanser tedavisine milli ilaç
Abone olHIV virüsü ve kanserli hücrelere karşı ilaç geliştiren ekipte yer alan Doç. Dr. Serdar Dürdağı, ilacın yapım aşamasını ve projeyi anlattı. <...
HIV virüsü ve kanserli hücrelere karşı ilaç geliştiren ekipte
yer alan Doç. Dr. Serdar Dürdağı, ilacın yapım aşamasını ve projeyi
anlattı.
Yaklaşık 10 yıldır çalışmalarını yurtdışında yürüttüğünü söyleyen
Dr. Dürdağı, “Çalışmalarımı şimdiye kadar Avrupa Birliği ve Kanada
hükümeti destekledi. Bundan sonraki projelerime Türkiye’de devam
edeceğim. Destek olacak kurumlar TÜBİTAK ve Bahçeşehir Üniversitesi
olacak" dedi.
Dürdağı, "Bugüne kadarki çalışmalarımızda daha çok bilgisayar
simülasyonları kullanarak farklı moleküllerin çeşitli hedeflerdeki
moleküler mekanizmalarını açıklayarak, ne tür biyolojik etkiler
gösterdiğini saptamaya çalıştık. Bunlardan en önemlisi ve belki de
çarpıcı olanlardan bir tanesi de Fulleren dediğimiz Karbon 60 (C60)
molekülleri. Biz bunların binlerce farklı analoglarını bilgisayar
ortamında tarayarak, hangi analoğun en etkin olduğunu saptadık"
şeklinde konuştu.
Daha sonra bunların biyolojik testlerinin İtalya’da yapıldığını
söyleyen Dürdağı, "Amerika’da ve Kanada’da yine bu tarz klinik
çalışmalara başlanmak üzere şimdiye kadarki yapılan çalışmalarda
bir Fulleren analoğunun HIV virüsünü bloke ettiğini gözlemledik.
Yalnız biliyorsunuz ilaç dizaynı çok uzun süreç isteyen bir iş.
Buna sadece ilaç değil de ilaç adayı diyebiliriz. İleriki
yapacağımız çalışmalarda bunu biraz daha ileri götürüp, bu analoğu
iyileştirebiliriz. Yaklaşık olarak bir 10 yıllık daha süreç
olduğunu düşünüyorum. 10 yıl kadar sonra Türkiye’nin ilk milli
ilacının adayı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
2006’dan beri devam eden projede Amerika, İtalya, Almanya ve Kanada
başta olmak üzere 4 farklı ülkede araştırma gruplarının yer
aldığını belirten Dürdağı, “Benim grubumun yaptığı işlem daha çok
bilgisayar simülasyonlarının tamamlanması. İtalya’daki grup daha
çok biyolojik testler yapıyor. Amerika’daki grup sentezler ve
konfirmasyon analizler yapıyor. Türkiye’deki amacımız bu işi daha
da ileriye götürüp klinik testlerin de yapılmasının önünü açmak.
Proje daha çok yeni. Yüzde 20’lik bir kısmı tamamlandı, daha çok
başındayız” dedi.
Önümüzdeki aylarda Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
projeye başlayacağını dile getiren Serdar Dürdağı, başladıktan
sonra mastır ve doktora öğrencilerine ihtiyacının olacağını ve bu
projeye ilgi gösteren Türk araştırmacıları ekibinde görmek
istediğini söyledi. Dürdağı, “Bu ilaçla kanser ve HIV hastalığı
tarihe karışabilir mi?” sorusuna ise, "Bunu söylemek çok iddialı
olur. Biz bu işlerin çok başındayız ve bilim adamları olarak
temkinli davranmak zorundayız. Bizim şu ana kadar ortaya koyduğumuz
bilgisayar simülasyonlarının başarıyla tamamlanması. Bu aşamada
sadece klinik testler için bize umut verdiğini söyleyebiliriz”
cevabını verdi.
Dürdağı, ilacın kanserli hücreler üzerindeki etkilerini ise, “Bu
ilacı tasarlarken HIV virüsüne karşı nasıl bir etkileşim
gösterdiğini anlamaya çalıştık. Neden etki gösteriyor, mekanizması
nedir bunu anlamaya çalıştık. Bunu yaparken farklı bir projede de
yine kanserli hücrelere karşı kullanmaya çalıştık ve gördük ki
aslında kullandığımız molekül çok hedefli bir yapı. Yani bir ilacı
birden fazla hedefte çözüme gitmek için kullanabileceğimiz türden
bir ilaç. Şu ana kadar yaptığımız çalışmalarda HIV-1 protez
enziminde, kanserli hücrelerde ve karbonik anhidraz 1 ve 2
izoenzimlerinde başarılı olduklarını gördük” sözleriyle
açıkladı.
(İHA)