2007 yılı davanın başlangıcı... 2013'te hala sürüyor. Davalı iki
sene önce hakkın rahmetine kavuşmuş. Kemal Unakıtan'ın
avukatı Ali Özkaya diyor ki:
- Davaya Feyman Kılınç ile kızı Pınar Kılınç da dahil
edilsin!
İşte bu yüzden, dedim...
İtiraf etmeliyim ki, bu talebin Unakıtan ailesinden habersiz
yapılamayacağını düşünerek yazıyı yazdım. Dün, gün boyu telefon
bekledim, asistanım Sema'yı Adnan Oktar'ın avukatı aramıştı, üç kez
üst üste sordum "Kemal Unakıtan'ın avukatı olmasın
mı?" diye...
Dün akşam saat 20.00 suları...
Telefon çaldı...
Ahsen Unakıtan'dı arayan...
Sesine yansımıştı kırgınlığı...
Feyman Yenge'nin çektiği acı, Pınar'ın çaresizliği Ahsen Yenge'ye
ağır gelmişti...
Nezaketi elden bırakmadan kızıyordu:
- Bir telefon Hadi Bey, bir telefon açamaz mıydınız bu
yazıyı yazmadan evvel?
Feyman Yenge (Behiç Abi'nin eşi) haklı çıkmıştı...
Kemal Unakıtan'ın, bu davanın sürdüğünden haberi yokmuş!
Öyle demişti Feyman Yenge...
"Haberleri yoktur" demişti!
***
Ahsen Unakıtan feci etkilenmişti. Bana konuşma fırsatı vermedi hiç,
dün yazdıklarımın bir kısmını tekrarlıyordu. Bizim törelerimizde
ölen kişinin arkasından konuşulamayacağını bir kez daha hatırlattı
ve Unakıtan ailesinin avukatı Ali Özkaya'ya olan kızgınlığını dile
getiriyordu.
Ahsen Hanım, avukatına bizzat sormuş:
- Hadi Özışık'ın yazdıkları doğru mu?
- Doğru.
- Bizim niye haberimiz yok?
- Sizi rahatsız etmek istemedik!
- ...?
Sözün bittiği yer!
İp kopuyor:
- Derhal o davayı bitirin!
Teşekkür ederim!
Maksat hasıl olmuştur!
Başka söze gerek yok!
Not: Ahsen Unakıtan'ı anlıyorum. Keşke yazmadan
önce arasaydım kendisini. Ancak bin yıl düşünsem, Ali Özkaya ve
arkadaşlarının müvekkilinden habersiz bu davayı sürdürdüğü aklıma
gelmezdi.