Ahmet Türk CHP ve MHP'yi hedef aldı
Abone olMardin Bağımsız Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, çözüm sürecine karşı duran CHP ve MHP'yi eleştirdi.
Mardin Bağımsız Bağımsız Milletvekili ve Demokratik Toplum
Kongresi Genel Başkanı Ahmet Türk, "Eğer bugün barıştan söz
ediliyorsa, bir barış projesi ortaya konuluyorsa, onların varlık
sebepleri artık ortadan kalkar "diyerek CHP ve CHP'ye
tepki gösterdi.
Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Mardin'in Midyat
İlçesi'nde eski belediye başkanlarından Felemez Aslan'a geçmiş
olsun ziyaretinde bulunup, esnafı ziyaret etti. BDP İlçe
Başkanlığı'nı ziyareti sırasında konuşan Türk, farklı inançların
özgür olduğu; her kimliğin ve her inancın kendisini özgürce ifade
ettiği bir dünya ve bir Türkiye hayal ettiklerini dile getirdi. Bir
toplumun dilinden, kimliğinden kopması halinde şahsiyetinden de
kopacağını savunan Türk, "Biz işte o zaman diyoruz ki, ey Türk
kardeşlerim bizi de anlayın. Biz bugün sizin dilinizi, kültürünüzü
inkar edersek, siz nasıl bakarsınız? Bunu kabul eder misiniz? Biz
de bir halkız. Ama bin yıllık bir geçmiş var, bir tarih var, bu iki
halkın kardeşliği var. Bu iki halk birlikte yaşama iradesini
göstermiş ama, siz bu halkı ezerek, susturarak, sindirerek, bu
halkı yöneteceğinizi söylüyorsunuz. Yanlışlık buradadır. Yanlışlık
birlikte yaşamaktan değil, yanlışlık inkar etme politikasındadır"
dedi.
"KÜRT SİYASETÇİLER CEZAEVİNDE DURURKEN BUNUN ADI BARIŞ
OLMAZ"
Barış iradesini ortaya koyduklarını ve barış kararını verdiklerini
anımsatan Türk, bu sürecin diyalogla, Kürt'ün talebini esas alan,
Türkiye’nin tüm hassasiyetlerini göz önünde tutan bir mantıkla
yürütüldüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Önemli olan insanların özgürleşmesidir. Önemli olan herkesin
kendisini özgürce ifade etmesidir. Şimdi hükümet bu konuda bir
şeyler yapıyor. Aslında Kürtler sonsuz bir kredi de açtı. Yani Kürt
cephesinden her türlü samimiyeti gösteren pratik adımlar
atılmıştır. Bunları da yaşama geçirmiştir. Şimdi burada gözümüz
Türkiye’dedir. Eğer barış diyorsanız, barış bir yerde
helalleşmedir. Yeni bir dönemin başlangıcıdır. 10 bine yakın Kürt
siyasetçisi cezaevinde dururken ve siz bunları cezaevinde tutuğunuz
zaman bunun adı barış olmaz. Yine bugüne kadar özgürlük için
mücadele eden insanların önünü; gelip topluma katılabileceği,
siyasetin önünü açabileceği bir süreci gerçekleştirmezseniz bunun
adı barış olmaz. Bu teslimiyetçi olur. Eğer teslim olsaydı Kürtler
bu kadar bedel ödemezdi. Kürtlerin asla ve asla teslim olmaya
niyeti yok. Ama kardeşlik esası üzerine gelişen politikaya hazır ve
buna niyeti var."
"DİCLE ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ OLAYLAR PROVOKASYON"
Dicle Üniversitesi’nde meydana gelen olayları bir provokasyon ve
süreci bozmaya yönelik bir anlayış olarak gördüklerini belirten
Türk, "İşte dört gündür Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi’nde
gelişen olayları tamamen bir provokasyon, tamamen süreci bozmaya
yönelik bir anlayış olarak görüyoruz. Neymiş? Kutlu Doğum Haftası,
Peygamberimiz. Biz herkesten daha fazla Müslümanız. Peygamberimize
de, dinimize de sonsuz bir saygımız vardır. Biz kutsal doğum
haftasına, kutsal doğum gününe karşı değiliz, asla asla. Ama ne
yapıyorlar? Sanki Kürtler bunu kabul etmiyormuş gibi, yalan bir
politika ile gençlerimizi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar"
diye konuştu.
"BARIŞ OLURSA MHP VE CHP'NİN VARLIK SEBEPLERİ ORTADAN
KALKAR"
MHP ve CHP’nin olaylardan beslenen bir parti hüviyetini aşamayan
bir yaklaşım içinde olduğuna dikkat çeken Türk, şöyle dedi:
"Tabi ki bu süreçten rahatsız olan kesimler var. MHP ve CHP bugüne
kadar sadece olaylar olduğu zaman beslenen bir parti hüviyetini
aşamayan bir yaklaşımın içinde olmuşlardır. Eğer bugün barıştan söz
ediliyorsa, bir barış projesi ortaya konuluyorsa, onların varlık
sebepleri artık ortadan kalkar. O partilere artık halk ihtiyaç
duymaz. Bu nedenle bu barış sürecinin karşısında yer alıyorlar. Bu
bir gerçektir. Tabi ki biz bu sürecin dengeli işlemesi konusunda
çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Evet hükümet zaman zaman kamuoyuna
kendisine göre mesaj verebilir ama esas beklentileri görerek bir
siyaset üretileceği umudunu taşıyoruz. Ulusçu, milliyetçi, ırkçı
politikalar yürütülmesinden dolayı rahatsızız. Yoksa Türk
halkından, Türk kardeşlerimizden bizim bir rahatsızlığımız yok.
Arap kardeşlerimizden bir rahatsızlığımız yok. Farklı inançtaki
insanlardan bir rahatsızlığımız yok. Laz’dan, Çerkez’den ve
diğerlerinden bir rahatsızlığımız yok. Ama biz diyoruz ki, biz de
insanız. Siz nasıl, dilinizi, kültürünüzü, şarkılarınızı,
türkülerinizi özlüyorsanız, biz de aynı duygular içindeyiz."