Ahmet Turan Alkan'dan 'padişahlık' çıkışı
Abone olZaman Gazetesi Yazarı Ahmet Turan Alkan'dan bomba açıklamalar: Padişahlığı birilerinin kafasındaki başkanlık modeline tercih ederim!
Kendine has ironik üslubu, incelikli anlatımı ve kıvrak
dili ile her dönemde en çok okunan Zaman yazarlarından biri olan
Ahmet Turan Alkan, gündemin en ateşli konularına ilişkin Kehkeşan
Dergisi'ne çarpıcı açıklamalar yaptı.
MİLİTAN YAZAR TİPİ ÖNE
ÇIKTI
İyi bir tarihçi ve edebiyat okuyucusu olduğunu belirten Ahmet Turan
Alkan, köşe yazarlarının kendilerini okuyucularına takip ettirmek
zorunda olduğunu ancak bugün kalemlerinin gücünü politik
pozisyonlardan aldığını söyledi. Alkan, "Artık iyi yazar-kötü yazar
diye bir kriter kalmadı. Hangi tarafta duruyor diye bir kriter var
ne yazık ki. Onun için yazarlıkta edebi çeşninin olduğunu
zannetmiyorum, daha ziyade militan yazar tipi öne çıktı" şeklinde
konuştu.
Köşe yazarlarının ideolojik davranmaktan daha farklı bir boyuta
geçtiğini anlatan ünlü yazar, "Günümüzde güç zehirlenmesi
yaşanıyor, bu ideolojiyi aşan, ideolojiden daha dayanıksız,
metanetsiz, ve cıvık bir şey. Güçlünün yanında olmak çok basit bir
sevk-i tabiidir" dedi.
TÜRKİYE FİKRİ BİR CİNNET
YAŞIYOR
Medyanın ifsad edici bir fonksiyona sahip olduğunu ifade eden usta
köşe yazarı, şöyle devam etti: "Medya gıda üretip satanlardan çok
daha fazla mesleki hijyene uymak zorundadır. Çünkü olguları
gerçekmiş gibi pazarlıyor" diyor ve ekliyor "Türkiye şu anda fikri
bir cinnet yaşıyor. Çünkü kimse subjektifliği, yandaşlığı kabul
etmiyor. Herkes doğru düşündüğünü, doğru tarafta yer aldığını
düşünüyor. Bu durumda subjektif iddialar büyük bir muğlaklık alanı
oluşturuyor ve ortada sadece algı yönetimi kalıyor. Kim daha iyi
algıyı yönetiyorsa onun düşüncesi egemen oluyor."
SULTAN REŞAD'IN PADİŞAHLIĞINI BAŞKANLIĞA
TERCİH EDERİM
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası gündemden düşmeyen Başkanlık
sistemi için Kehkeşan'a konuşan Ahmet Turan Alkan, "Ben parlamenter
sistemciyim. Başkanlık sistemine hiç karşı değilim. Başkanın
otoritesini dengeleyecek diğer sivil toplum ve kamu kurumlarının
birbirleriyle geçişken halde bir bütün teşkil etmeli. Bu olmadan
sadece başkanlık olursa, bunun adı başkanlık, hatta padişahlık
değil, sadece tiranlıktır. Sultan Reşat'ın padişahlığını
birilerinin kafasındaki başkanlık modeline tercih ederim. Ben tiran
istemiyorum, demokrasiyi ve demokratik kurumların işlemesini
istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
ASIL PARALEL YAPI PKK VE
KCK
Son dönemdeki paralel yapı iddialarına ilişkin düşüncelerini
paylaşan ünlü yazar, "Ben böyle bir yapı olduğunu düşünmüyorum.
Asıl paralellik PKK ve KCK yapılanmalarıdır. Daha dün Kandil'deki
sözcü, 'eğer hükümet işi savsaklar ise biz savaşırız ve mücadele
ederiz. Bizim hala askeri gücümüz var' dedi. Bundan daha ağır bir
tehdit düşünemiyorum" açıklamasını yaptı.
50 DİPLOMATIMIZ REHİN
TUTULUYOR
Komşu ülkelerde yaşan olaylar üzerine önemi daha da artan dış
politikanın rüyalar gibi son derece muallak olduğunu belirten
Alkan, "Bugün hala 50 civarında diplomatımızın rehin tutulduğunu,
devletin bunlara karşın yutkunmak zorunda kaldığını, bazı İslam
ülkelerinin başkentlerinde artık diplomatik temsilcilik
bulunduramadığını, bu ülkeler ile doğru düzgün ilişki kuramadığını,
kamuoyunun Türkiye aleyhine döndüğünü görüyoruz. Türkiye'nin İslam
dünyasından koptuğu ve yanlış politikalar yüzünden uluslararası
itibarının azaldığı ortada. Bunlar bana göre somut kriterler, fakat
bunu rüya tabirleri haline getirdiler. Tüm bu yaşananlar çok olumlu
görülüyor olmalı ki bu politikaların mimarını Türkiye'nin
başbakanı, iktidar partisinin de genel başkanı yapıyorlar" şeklinde
konuştu.
FRANSA SAINT BENOIT'I TÜRKİYE'YE JURNALLER
Mİ?
Son olarak yurtdışındaki Türk okullarına değinen başarılı yazar,
Türk okulları gerek içeride, gerek tüm dünyadaki örnekleriyle olsun
Türkiye'nin üretebildiği en iyi markadır. Ben iktidarın yaklaşımını
samimi ve doğru bulmuyorum. Okulların müfredatında kanunlara aykırı
bir şey varsa bunu sorgularsınız. Ama böyle bir şey yoksa okulun
bahçesine niye yol geçiriyorsunuz? Kendi okullarınızı niye başka
ülkelerin yönetimlerine jurnalliyorsunuz? Bu, Fransa'nın Türkiye'ye
"Saint Benoit'yı kapatın, burada karışık işler cereyan ediyor"
demesi gibi bir şey. Akla aykırı bir şey, burada büyük ah aldılar,
insanları çok üzdüler. Bunlar karşılıksız kalmaz. Okulların evvela
dönüşüyor vaadiyle kandırılıp daha sonra kapatılma şartlarıyla yüz
yüze bırakılması... Bunlar ayıp şeyler, buna alet olan arkadaşlar
da günün birinde hatıralarına ne yazacaklar çok merak ediyorum"
dedi.