Ahmet Kayanın mezarı gelecek mi?
Abone olAhmet Kaya Paris'te mezarı başında anıldı. Peki Kaya'nın mezarı Türkiye'ye getirilecek mi? Eşi Gülten Kaya cevap verdi.
Ahmet Kaya, Paris'in ünlü Pére-Lachaise mezarlığındaki mezarı
başında anıldı. Anma törenine katılan Ahmet Kaya’nın eşi Gülten
Kaya, Ahmet Kaya'nın mezarının taşınmasına ilişkin soruya,
“Bu kalacak ki bu ayıp sorgulansın. Ve bir daha hiç kimseye
yaşatılmamalı. Ahmet Kaya'yı Türkiye’ye götürürsek bu sayfa
kapatılmış olacak, bu sayfa açık kalmalı” dedi.
Gülten Kaya, Ahmet Kaya'nın konulduğu yere ‘mezar' demediklerini
anlatırken, “Burası, ‘Ahmet'in Evi’. Tasarlarken de yatak gibi
tasarladık. Döşek, yorgan ve yastık gibi. Üzerine Anadolu yorganı
örttük. Kırk yamalı yorgan. Mezarındaki her şey Anadolu'yu
simgeliyor. Çünkü Ahmet Mezopotamya kültürü içinden çıkmış” diye
konuştu.
Gülten Kaya, eşini 9 yıl önce burada uğurladıktan sonra kişisel ve
ruhsal dünyasında değişiklik olmadığını anlatırken, şunları
söyledi:
“Giderek büyüyen giderek artan özlem. Bu özlemle karışık,
yapılan haksızlıkla başa çıkma duygusu o bizi hiç terk etmedi.
Geçen yıllar içerisinde ülkede bize umut verecek şeyler olarak
yorumlamak istediğimiz bazı gelişmelerin olması, en
azından bundan sonra hiçbir aydının, yazarın, sanatçının bunları
yaşamaması adına tabii ki zaman geçtikçe bizi umutlandırıyor.
Türkiye bunu başardığı aranda yurt dışına emanet ettiği insanların
da ruhunun Türkiye'de gökyüzünün üzerinde olacağına inanıyorum ve
bu bana huzur veriyor. Eşimi ziyaret etmek için şunca yol
kat ediyorum beni bırakın eşimin annesi yaşıyor. Türkiye'de yaşlı
bir insan ve sağlığı da müsait değil. Hiç evladının başına
gelemedi. Böyle bakarsanız hepimiz Türkiye'de olması gerekir diye
düşünüyoruz. Ahmet, sıradan bir insan değildi. Dolayısıyla 10 yıl
önce yakın zaman içinde çok büyük bir haksızlık yaşatıldı. Bir daha
hiçbir sanatçı, aydına yaşatılmaması için bu sayfanın hemen
kapatılmaması gerektiğini düşünüyorum.”
“HATALARIMIZI HALININ ALTINA SÜPÜRDÜK”
Kaya, ülkede hataların ‘halı altına süpürüldüğünü',
daha sonra onlarla yüzleşmek zorunda kalındığını belirtirken şöyle
devam etti: “Bu olgunlukta olmadığımız da bir gerçek. Birçok
tarihsel konuda olduğu gibi onun için Ahmet burada kalması
gerektiğini düşünüyorum. Bu kalacak ki bu ayıp sorgulansın.
Ve bir daha hiç kimseye yaşatılmamalı. Ahmet Kaya'yı Türkiye'ye
götürürsek bu sayfa kapatılmış olacak. Bu sayfa açık
kalmalı önemli bir tarihsel sayfaydı. Hiçbir sanatçı, aydın,
entelektüel bunu hak etmiyor. Ahmet'in az ilerisindeki Yılmaz Güney
de burada kalmalı. Nazım Hikmet de sürgünde kalmalı ki bir daha
başkalarının sürgünde kalmaması adına. Bunlar sembolik de olsa
burada kalmalılar. Bu benim kişisel inatlaşmam değil. Ben de annesi
de gitmek isteriz ancak dediğim nedenlerden dolayı burada kalmalı.”
Türkiye'nin ‘Demokratik Açılım’ adına bazı adımlar atmaya
çalıştığını, ancak buna ‘Topyekün Türkiye' demenin zor olduğunu öne
süren Gülten Kaya, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye'nin bazı
adımlar atmak istediğini görüyoruz gerçekten. Ama buna ‘topyekün
Türkiye' demek çok zor. Hükümetin bir tavrı gibi geliyor. Bu
demokratik gelişme sürecinin hâlâ çok güçlü direnç güçleri var.
Direnç güçlerini aşması gerekiyor. Bu çok kolay silinmeyecek olan
bir süreç. Toplumların da insanlığın da değişim tarihleri böyle
birkaç ay veya yılla sınırlı olamıyor. Ne yazık ki bu zamanın
çözeceği problem. Elbette Türkiye adına heyecan verici bu
demokratikleşme süreci. Ama bu süreçle ilgili daha somut adımların
atılması, daha hayata geçirilecek kararların olması, o yok
saydığımız kültür, o yok saydığımız halkla ilgili ciddi, köklü
anayasal değişiklik olması lazım. Yani bunlar benim düşüncelerim.
Ama dediğim gibi Türkiye'nin daha çok yol alması lazım. Şimdi
bunları teorik olarak konuşuyoruz buna hepimizin ihtiyacı
var.”