'Ahmet Kaya yaşasaydı Gezi'de olurdu'
Abone olKemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin TBMM Grup toplantısında gündeme ilişkin konularda milletvekilerine açıklamalarda bulunuyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM
Grup toplantısında gündeme ilişkin konularda milletvekilerine
açıklamalarda bulundu.
Partisine katılan belediye başkanlarına rozet takan Kılıçdaroğlu, dinleyicilerin ve milletvekillerinin "direne direne kazanacağız" sözlerine yanıt vererek sözlerine başladı.
Başbakan'ın Diyarbakır'daki mitingde Ahmet Kaya'nın adını anmasına oldukça sert tepki gösteren Kılıçdaroğlu Erdoğan'ın Kaya'yı istismar ettiğini, kim olduğunu bile bilmediğini söyledi ve "Ahmet Kaya yaşasaydı Gezi Eylemcilerinin yanında olurdu" dedi.
Kılıçdaroğlu, Şivan Perwer'e de sert tepki gösterdi ve "Roboski'de 34 yurttaşımızı öldüren emri veren Başbakan'a nasıl övgüler düzersin" diye çıkıştı.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından çarpıcı bölümler:
Sizin de söylediğiniz gibi değerli arkadaşlarım zalime boyun eğmeyeceğiz, direne direne kazanacağız. CHP'ye, birliğe, temiz siyasete ihtiyaç var. Bu iktidar Türkiye'yi taşıyamıyor. Biz haklı mücademelemizi sürdüreceğiz, ödün vermeyeceğiz.
Nejat Uygur'a Allah'tan rahmet diliyoruz. Bir toplumu saygın kılan sanattır, toplumun sesini duyuran sanatçıdır. Sanatçı ve sanat el üstünde tutulur çağdaş demokrasilerde. Diktatörlüğün olduğu ülkelerde bedel öderler. Kültür Bakanlığı ödenekleri kesti Gezi sonrasında. Benim verdiğim vergiyi sen nasıl kesersin. 1980'li yıllardan bu yana hiç ayrım yapılmazdı, şimdi sen eleştirirsen keserim dönemi başladı. Yandaş sanat oluşturuluyor. Kendisini iktidarın emrine veren sanatçı olmaz.
Araştırmacı yazar Aytunç Altındal'a da başsağlığı diliyorum.
KİMSİN SEN DE DERSHANELERİ KAPATIYORSUN?
Gündemdeki konulardan biri de dershaneler. Oturmuş karar vermiş beyefendi, kapanacak! Kimsin sen? Kimsin sen de kapatıyorsun. Sen kendini kral sanabilirsin, ama değilsin. Önce oturup düşüneceksin, neden bu dershaneler var. 4 binin üstünde dershane var. 50 bin öğretmen, diğer çalışanlarla beraber 100 bin kişi. Sen kapatacağım diyorsun, kimsin sen? Nereden alıyorsun bu yetkiyi?
Rahmetli Özal, dershaneler özel okula dönüşürse vergi almayacağım dedi. Bir kısmı özel okul oldu. Ama sistem değişmediği için böyle olacak. Varlıklı kapatırsan özel hoca tutacak. Orta sınıf ne yapacak, parası olmayan ne yapacak. Eğitim sistemi değişmeden bu iş olmaz. O sistemi değiştirmek için de her türlü katkıyı veririz.
ANNELER OY VERİRSENİZ İKİ ELİM YAKANIZDADIR
iktidarı dinlediğinizde her şey günlük gülistanlık. Ama kış kapıda bekliyor. 24 Kasım öğretmenler günü. 300 binin üstünde öğretmen atama bekliyor. Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen ihtiyacı 140 bin. Büyük kentlerde matematik, Türkçe öğretmeni olmayan okullar var. 4+4+4 sistemini getirdiler. 5 yaşındaki çocuğu okula göndermek istemeyen anneler rapor almaya kalktı bu iktidar sizin çocuğunuz geri zekalıdır dedi. Anneler, sizin çocuğunuza böyle diyen birine oy verirseniz iki elim yakanızda olacaktır.Sizi kaygılandıran iktidara oy vermeyin, hesap sorun sizin göreviniz bu.
BU RAKAMLARI BULAMAZSINIZ
Zaman zaman vatandaş neden siyasetle ilgilenmiyor diye şikayet
ederiz. Bu rakamları televizyonda duyamaz, gazetede göremezsiniz.
Oralarda yer almaz. Ekim 2013, Vatandaşların bankalara olan
tüketici kredisi borcu 322 milyar'a ulaşmış. Eski parayla 322
katirilyon. Ne ile uğraşsın bu vatandaş. 49 kat artmış… Şimdi o
vatandaşlara sesleniyorum. Senin gelirin 2002'den bu yana 49 kat
artmışsa koşa koşa git oyunu AKP'ye ver. Ama artmadıysa
düşüneceksin. Nereye gideceksin, çözümün yeri belli, halkın
siyasallaşmasını savunan tek parti CHP'dir.
2012'de bankalara kredi borcunu ödeyemeyen 2 milyon 812 bin kişi.
Yaklaşık 3 milyon yurttaş pes ediyor. Borcumu ödeyemeiyorum diyor.
2001'de, kriz yılında, başbakanlığın önünde yazar kasa atılıyordu.
2002 yılında o krizin yoğun olduğu yıl icra dosyası 10 milyon. 2010
yılına geçelim. İcra dairesindeki dosya sayısı 20 milyon 506 bin.
2011, 20 milyon 772 bin… 2012 21 milyon. Bunlar törenle icra
dairesi açtılar. İnsan biraz utanır.
43 Milyon 686 bin kişi şiddetli maddi yoksulluk içinde. Ven demiyorum TUİK söylüyor. Nüfusun % 78'i mobilyalarını yenileyemiyor. % 56'sı iki günde bir et yiyemiyor. Bunlar Türkiye'nin gerçek rakamları.
BENİM PARAM NEREYE GİDİYOR DİYE SORUN
AKP son 10 yılda 1 trilyon 600 milyar dolar harcadı. Bütün Cumhuriyet hükümetlerinin toplamından daha fazla. Her doğan çocuk vergi verir. Ölürsün yine vergi verirsin veraset vergisi. Yoksulluğu söyledim, icra dairelerini söyledim. Peki bu para nereye gidiyor. Yırtık ayakkabı ile siyasete girip dünyanını en zengini olan başbakana vatandaş sormalı, bu parayı nereye harcadın. 6. gemiciği alanlara gidiyor o para. Vatandaşsan sormalısın. Benim param nereye gidiyor. Biz ne diyoruz, siyasetçi değil halk zenginleşecek.
AHMET KAYA GEZİ EYLEMLERİNDE OLURDU
Büyük sanatçı Ahmet Kaya, türkülerini büyük bir hüzünle, büyük
bir keyifle dinleriz. Paris'te sosyalist enternasyonel
toplantısında mezarını ziyaret etmiştim. Hüzün ile ayrılmıştı
ülkesinden, giderken çok eleştirilmişti, ama o bir devrimci, bir
müzisyen, bir sanatçıydı. Zulme uğrayanların yanındaydı, 12
Eylül'den sonra hapiste işkence görenlerin sesi oldu. Haksızlığa
hukuksuzluğa direndi. Mücadele etti. Onu saygın kılan zalimin değil
mazlumun yanında durmasıydı. Mağrurca yoluna devam etti. Ben
devrimciyim, kimliğim var dedi. Halkın çıkarlarını savunurum
diyordu. İktidar yalakasından sanatçı çıkmaz bunu biliyordu.
Diktatörler her şeyi istismar eder. Kendi çıkarları uğruna dini,
etnik kimliği, sanatçıları istismar ederler. Erdoğan Ahmet Kaya'yı
da istismar ediyor. Ahmet Kaya yaşasaydı Gezi Eylemcilerinin
yanında olurdu ve şimdi hapisteydi.
SOKAKLARINDA ZULÜM VAR LO/ DÜŞEMEM TAYYİBİN PEŞİNE
7478 yurttaşımız Gezi Eylemlerinde yaralandı. 91 kişi kafa travmasına uğradı. Binlerce genç işkence gördü, 10'u aşkın gencin gözü kör oldu. Hayatının baharında 7 gencimiz öldürüldü. Ahmet gibi bir sanatçı böyle bir olay karşısında iktidarın mı yanında olurdu Gezi Eylemcilerinin mi? Yaşasaydı sen onun karşısında olurdun. Neden? Gezi eylemcileri demokrasi ve özgürlük istiyordu. Ahmet Kaya da tüm yaşamını demokrasi ve özgürlük için yaşadı. Ahmet Kaya Ethem Sarısülük için, Ali İsmail Korkmaz için ağıtlar yazardı. Sen onu tanımıyorsun, türkülerini bile dinlememişsin. Sen içinden geldiği gibi konuşamıyorsun, cama yazıyorlar oradan okuyorsun. Camdan adam olmaz. Ahmet Kaya 12 Eylül zulmüne uğrayanlar için türküler yazdı, söyledi. Hepimiz dinledik. Sen onun ismini nasıl ağzına alabilirsin. Onu tanımıyorsun. O yürekli, devrimci, dirençlidir. Senin savunduğun özel yetkili mahkemeler onun yurt dışına çıkmasına neden oldu. "Haydi sen git işine/Herkes kendi işine /Sokaklarda (Taksim'de Uludere'de) zulum var lo/Düşemem Tayyibin peşine" derdi...
ŞİVAN PERWER UNUTMASIN
Sanatçıların sürgüne gitmesini istemeyiz. Rahmetli Ruhi Su,
kanser hastasıydı. Kenan Evren yurt dışına gitmesine izin vermedi.
Bu unutulabilir mi?
Şivan Perwer Halepçeyi anlatan sanatçımızdır. Kürtçe bilmesek bile
olur. İnsanlık dramı yaşandığını anlarız. "İmdat, imdat yine bize
fermandır/ Yukarıdan jetlerin homurtuları geliyor/ Her yeri ateş
içinde bırakıyor/ Aşağıdan annelerin çocukların çığlığı geliyor"
Bunu söylüyor Şivan. Ben sormak isterim, Diyarbakır'a gittin.
Roboski'de ölen 34 yurttaşımızın kanları dahi kurumadan nasıl olup
da Recep Tayyibin yüzüne bakıyorsun, ona övgüler diziyorsun. Sen
sanatçısın, sanatına, sesine saygı duyarız. Otur Ahmet Kaya'nın
gösterdiği yürekliliği göster. Bunu bekleriz biz.Unutmasın Şivan
Perwer, AKP'nin seçim afişine malzeme oldu. Bir sanatçı asla bu
duruma düşmemeli. Roboski'nin Uludere'nin tek takipçisi biziz,
CHPdir.
NUSAYBİN'DEKİ DUVARI DUBLÖRÜN MÜ ÖRÜYOR
Sanatçı acı çekenlere sahip çıkmak zorundadır. A ilinde barış, B
ilinde kavga olmaz. Bütün yurtta barış olmalı. Diyarbakır'da
barıştan söz ediyor. Sevindim. Yeni bir cezaevi açmaya da
gidebilirdi. Barış dediğine göre Erdoğan aşama kaydetmiş. Şam'ın
ağıtı bizim ağıtımızdır, Kamışlı'nın derdi bizim derdimizdir diyor.
Peki Nusaybin'deki duvarı senin dublörün mü örüyor. Peki Şam'a
eline silah verip gönderdiğin adamlar kimin adamı. Oradaki
ağıtların sorumlusu sensin. Nasıl bilmezsin. O ağıtların
sorumlusu sensin.
Barzani'yi 2007'de PKK'yı desteklemekle suçluyordu. Bizim
muhattabımız Irak merkezi yönetimidir, kabile reisi ile görüşmem
diyordun. Şimdi Diyarbakır'a ayağına gidiyorsun o kabile reisinin.
Hangi Erdoğan'a inanacağız biz. BÖyle bir anlayış olabilir mi?
Barzani mi değişti? Irak mı değişti? Değişen Erdoğan. Öyle bir
değişime uğradı ki, Barzani'nin başındaki konfetileri ayıklama
görevini üstlendi. Kimsin sen, neden böyle bir hale getiriyorsun
ülkeyi?
HOŞÇAKAL ÇÖZÜM
Cezaevleri boşaltılacak diyor. Dolduran sen değil misin? Yatırım programlarına yeni cezaevleri aldın sen. Dil sürçmesi değil, kafasındaki bir düşünce. Hoşçakal gözüm diye bir sözü var Ahmet Kaya'nın, onu Hoşçakal Çözüm diye okuyor. Erdoğan budur, herkes kimiliğinin ortaya çıkmasını görüyor. Hala Gezi'yi atamadı içinden. Hala suçluyor.Davutoğlu "onur duyuyoruz" diyor. Biri suçluyor biri onur duyuyor. Ne yapıyorlar bunlar?
Medeni Yıldırım'ın annesi tek başına Erdoğan'a sesleniyor. senin vicdanın yok mu neden oğlumun katilini bulmuyorsun diyor. Bu kadının sesi, o meydandaki binlerin sesinden daha güçlü. Çünkü yüreği yanıyor. Bir yerel seçim şovu yapılıyor. Bir annenin çığlığı sizin vicdanınızı kanatmalı. Oğlumun katillerini bulun diyor. Binlerce diyarbakırlı bu tabloyu görmüyor. Bu benim içime sığmıyor. O feryadı görmüyorsunuz.
BERKİN ELVAN İÇİN AĞLAMIYORLAR HER HALDE
Sanatçılar çıkmış Erdoğan'a övgüler diziyorlar. Türkü söyleniyor, koro halinde ağlıyorlar. Ağlamaktan sorumlu bakan da ağlıyor. Herhalde Medeni Yıldırım için, Ali İsmail Korkmaz için ağlamıyorlar. İstanbul'da gösteri var aynı sıralarda. Berkin Elvan, 14 yaşında bir çocuk. Ekmek almaya gidiyor. Biber gazı yüzünden yaralanıyor. Komada hala. Aile acılı, gösteri yapılıyor, polis şiddet uyguluyor. Barış diyor Diyarbakır'da. Hangi barıştan söz ediyorsun sen. Hangi barış.
PUŞİ TAKTI DİYE 11 YIL HAPİS ALDI NE BARIŞI
Fatih Hilmioğlu hasta, bir bilim insanı, tedavi görmesi lazım. Hayır ölene dek yatacaksın diyor. Biz itiraz ediyoruz. Hastalar hapiste kalmasın diye bir kanun teklifi verdik. Bakalım AKP evet mi diyecek hayır mı? Kim barıştan yana kim değil göreceğiz. Barışa inanmak yetmez, barışı istemek gerekir. Barışı istemek yetmez, barış için çalışmak da lazım. Rouswelt diyor bunu.. Barış için insanı sevmek, demokrasiyi, özgürlüğü geliştirmek lazım. Siz barış istiyorsanız önce Suriye politikanızdan vazgeçin. Suriye'de tökezlediler, ortaya çıkan tabloyu Diyarbakır ile düzeltmeye çalışıyorlar. Barış mı istiyorsunuz? Özel yetkili mahkemeleri kapatın. Puşi takıp barış diyorsunuz. Cihan Kırmızıgül 11 yıl hapse mahkum oldu Puşi taktığı için. Şivan Perwer sen Erdoğan'a nasıl övgü diziyorsun. Hangi sanat adına yapıyorsun.
O LAF TÜM ADANALILARA SÖYLENDİ
Barış isteyen toplumu alevi, kürt, türk diye bölmez. Barış istiyorsan gel siyasi partiler yasasını değiştirelim. Gel barajı kaldıralım, yasal oy hırsızlığı... Ama gelmiyorsun. İşin özeti şu, Barış istiyorsan valin millete küfretmeyecek. Sen de küfretmeyeceksin. Adanalılara söylüyorum. O lafın altında kalmamalı hiçbir Adanalı. O lafı Adanalılara söyledi vali, Erdoğan ben yedirtmem dedi. O lafı sahiplendi. İyi bilin bunu. O laf artık Erdoğan'ın lafıdır.
Barış isteyeceksin muhalefeti düşman gibi göreceksin. Bülent Arınç'a düşmanları sevindirme diyor. Allah allah vatandaş ne zaman düşman oldu. Allah akıl fikir versin. ODTÜ'de polis bir öğrenciyi ateşe atıyor. Hangi barış.
1318 TESİS AÇMIŞ! YALANCI
1318 tesis açmış. Diyarbakır'da işsizlik bitti demektir. Doğunun Paris'i olmuştur demekki. Açtığı tesislerden 14'ü yol kenarındaki ağaçlandırmalar. Şu kadar asfalt yaptık diyor. Emin olun asfalt dökmeye de tesis diyor. Listeyi zor bela aldık. Eski binalar onarılmış. Bunları da tesis diye listelemiş. Destek programları var. 1318 tesis açmış. Ne demiştik yalancıdan başbakan olmaz.
Cezaevi sözü verdi oy aldı. 1318 tesis açmış. Gidin bir sorun neymiş bu tesisler. Sizi kandırıyor, size yalan söylüyor. Yalan söyleyen adamdan başbakan olmaz hala öğrenemediniz mi?