Ahmet Hakan'ın solcu olma nedeni
Abone olAhmet Hakan, Bilal Erdoğan'ın ABD'de okuması ile ilgili yazdığı yazıda "Bilal'in mektubu adamı solcu yapar" diyor ve kendisinin de niçin solcu olduğunu açıklıyor...
Ahmet Hakan "Bilal'in Mektubu Adamı Solcu Yapar" başlıklı
yazısında kendisinin de niçin solcu olduğunu açıklıyor.
Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak:
"CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Başbakan Erdoğan’ın Amerika’da
öğrenim gören iki oğlundan söz ederek şunu söylemiş:
‘Oğulları neden ABD’de okuyor? Onlar da mı türban gerekçesiyle
ABD’de?’
Bu ‘alaycı’ dokundurmaya içerleyen Erdoğan’ın oğlu Necmettin Bilal,
Kemal Anadol’a bir mektup yazarak kişisel durumunu anlatmış...
Mektupta kendisinin imam hatip mezunu olduğu bilgisini veren Bilal,
‘İmam hatiplilerin üniversiteye giriş sınavında yaşadıkları
zorlukları’, özellikle de ‘katsayı haksızlığı’nı medeni bir üslupla
anlattıktan sonra şu saptamayı yapmış:
‘Doğrusu ben imam hatip mezunları içindeki şanslı azınlıktaydım.
Benim için bir kapı kapandı, başka bir kapı açıldı. Ancak
arkadaşlarımın çoğu için başka bir kapı açılmadı...’
* * *
Bilal’in bu cümlelerini okurken canımın fena halde sıkıldığını fark
ettim.
‘Eşitlik’ fikrine kafayı takmış biri olarak ‘şanslı azınlık’
vurgusunun bu kadar rahat dile getirilmesi karşısında içim
acıdı...
Şunu düşündüm:
Demek ki Bilal, ‘kendisi için açılan kapı’ ile ‘babasının
pozisyonu’ arasında herhangi bir bağ kurmuyor...
‘Açılan kapı’yı tamamen ‘şans’ faktörüyle açıklıyor.
Oysa insanlık tarihi bize bu işlerin ‘piyango’ usulüyle
yürümediğini gösterir.
İnsanlık tarihine baktığımızda şunu görürüz:
Babalarının pozisyonu ya da serveti nedeniyle bazı Bilal’ler
doğuştan şanslıdır.
Bazı Bilal’ler ise doğuştan şanssız...
Kapılar bazı Bilal’ler için ilelebet kapalı kalmaz. Onlar hep
kapanan bir kapının ardından açılan onlarca kapıyla
karşılaşırlar.
Ancak kapılar bazı Bilal’ler için hep kapalıdır: Ne kadar
zorlarlarsa zorlasınlar, kapıyı yerinden milim oynatamazlar. Değil
mi ki babaları sıradan bir adamdır, onların kapalı kapıların
karşısındaki çaresiz ve umutsuz bekleyişleri ilelebet
sürecektir.
* * *
Benim kişisel olarak kendimi ‘solcu’ diye nitelemem, sanılanın
aksine ‘özenti kişiliğimden’ değil, işte bu açmazdan
kaynaklanıyor.
Solculuk en genel anlamda ‘mevcut adaletsiz yapıyı veri kabul
etmemek’ değil midir?
Solculuk yine en gelen anlamda ‘bütün kapıları herkes için açmak’
değil midir?
Evet, öyledir...
O halde ‘babalarının pozisyonu’ ne olursa olsun bütün Bilal’ler
için bütün kapıların sonuna kadar açılması gerektiğini haykırmamız
gerekir.
Aksi takdirde ‘tipik sağcı’ diskura yaslanıp Orhan Veli’nin
‘Ahmetler’ adlı şiirini okur dururuz:
‘Kimimiz Ahmet Bey,
Kimimiz Ahmet Efendi...
Ya Ahmet Ağayla Ahmet Beyefendi?’
* * *
Bir de şu var:
Eğer Bilal’in babası, ülkenin başbakanı olarak ‘imam hatiplere
uygulanan haksızlığı’ ortadan kaldıramıyorsa ve oğlu Bilal, kapanan
o kapıyı bırakıp açılan ABD kapısından içeri giren ‘şanslı
azınlık’tan biri oluyorsa...
O halde hayatları boyunca ‘bütün kapılar kapalıydı’ vaziyetinde
olanlar, şu imam hatip seçeneğini bir süre paranteze alabilirler
diye düşünüyorum.
Bilmiyorum, ‘yeşil sarıklı ulu hocalar’, bu günahkár kulun cüretkár
fetvasına ne derler?"