Ahmet Hakan'dan 'Lider Tayyip Erdoğan' çıkışı!
Abone olGazeteci Ahmet Hakan, 1 Kasım seçimleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hakan, "Lider Tayyip Erdoğan'dır" dedi.
Gazeteci yazar Ahmet Hakan, 1 Kasım seçimleri, gazetecilik
mesleği ve gündeme dair olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu.
Haber 7 yazarı Esra Elönü'ye röportaj veren Ahmet Hakan,"Gerçekten Kılıçdaroğlu'nun bir lider olmadığını bir gecede mi anladın?" sorusuna "Kılıçdaroğlu'nun lider olmadığını daha önce de yazmıştım. Ama diyelim ki yazmadım."Evet kardeşim, bir gecede anladım" diyebilirim. Çünkü siyaset, her şeyden önce bir netice alma sanatıdır. Eğer Kılıçdaroğlu'nun netice alamadığı bir gece daha ortaya çıkmışsa... Onun lider olamadığını bir gecede anlarsın. Mesele bu kadar basittir yani." diye cevap verdi.
"Kılıçdaroğlu lider değilse lider kim?"
sorusuna karşılık olarak ise Hakan, "Tayyip Erdoğan tabii
ki... Liderdir. Tartışmasız... Demokrat mıdır, tahammüllü müdür...
Tartışılır. Hem de çok." dedi.
Ahmet Hakan röportajından bazı bölümler:
Kavgacı ve gıcık olduğunu kabul ediyor musun?
Söylenmesi gereken her şeyi söylediğim için kavgacıysam, evet
kavgacı olduğumu kabul ediyorum. Söylenmesi gereken her şeyi en kıl
biçimde ifade ettiğim için gıcıksam, yine evet kabul ediyorum
gıcığım. Ama bu ikisi dışında asla kavgacı ve gıcık değilim. Özünde
iyi bir insanım. Ama son tahlilde... Gerçi en son tahlilde Melih
Gökçek için bile ‘iyi insan' diyebiliriz ama olsun... Tanısan
seversin yani.
"KÜÇÜK İNSANLARIN YAPABİLECEĞİ
MESLEK"
İnsanlarla neden bu kadar çok uğraşıyorsun?
Şöyle bir söz var: Büyük insanlar fikirlerle, orta insanlar
olaylarla, küçük insanlar kişilerle uğraşırlar. Ben bir küçük
insanım... Fikirler ve olaylardan ziyade kişilerle uğraşırım.
Mesleğim de aslında küçük insanların yapabileceği bir meslek...
Gazetecilik bir tür kişilerle uğraşma sanatıdır. Ne yapalım, Mevla
benim kaderimi böyle çizmiş. Kaderden kaçılmaz.
"ONLAR BİZİM İŞİMİZİ YAPARLARKEN BİZDE
ONLARIN İŞİNİ YAPAR OLDUK"
Önceden mahalle atışmaların daha zevkliydi. Sen imanlı hava
sahasına dalıyordun saha sana coşuyordu. Niye bu kadar
siyasileştin?
Siyaset bizi rahat bırakmıyor ki... Beş seçim yaşadık birbiri peşi
sıra... Yetmedi, her gün başka bir siyasi olay. Yetmedi, her gün
ayrı bir demeç... Siyaset hayatın her alanına sirayet etti.
Artistler ve türkücüler bile siyasetçi gibi oldu. Siyasetçiler
hayatın her alanıyla ilgili sözler söylüyorlar. Bazen dizi
eleştirmeni oluyorlar, bazen doktor... Köşe yazarı gibi oldu
siyasilerimiz... Onlar bizim işimizi yapar olunca, biz de onların
işini yapar olduk.
"ARTIK ONA ÖYLE
DEMEYECEĞİM"
Ethem Sancak'a Şems derken eşcinsellik imasında mı
bulunuyorsun?
Asla! Kata! Hayatta bu tür imalarda bulunmam. Ethem Sancak söz
konusu olsa bile bunu yapmam. Mevlana ile Şems arasındaki ilişkinin
ne tür bir ilişki olduğunu anlayabilen biriyim. Bu açıdan "Şems"
sıfatı, aslında bir iltifattır Ethem Sancak için... Ama Mevleviler
çok alınıyorlar. Bu yüzden artık ona öyle demeyeceğim.
"EN İYİSİ BENDE
KALSIN"
Hangi partiye oy verdin?
AK Parti harici bir partinin adını versem, "Sen oy
vermedin, o oy vermedi, kim oy verdi o zaman" diye
çıkışabilirler. AK Parti desem, "Sen de mi arkadaş sen de
mi?" diye ağır bir mahalle baskısı işleyebilir. En iyisi
bende kalsın.
"HİÇBİR PROGRAMIMDA HİÇBİR PARTİNİN
KORUYUCULUĞUNU YAPMAM"
Tarafsız olman her kesim için çok cazip, lakin seçim öncesi
HDP'nin ekran koruyuculuğunu yapman çok şaşırtıcı, yanılıyor
muyum?
Yanılıyorsun ki hem de nasıl! HDP'nin ekran koruyuculuğunu falan
yapmadım. Selahattin Demirtaş'la yaptığımız o meşhur programı aç ve
izle... Göreceksin ki o programda Demirtaş'a sorulması gereken her
türlü soru, hem de en sert biçimde sorulmuştur.
Kardeşinin dağda olması durumu dâhil. Ben hiçbir programımda hiçbir
partinin koruyuculuğunu yapmam. Sorulması gereken her soruyu
sorarım. Bunu efelik olsun diye söylemiyorum. Aksi durumda kendime
olan saygımı yitiririm. Sorulması gereken soruyu sormaz ve
koruyuculuk yaparsam biterim ben. Başkalarının gözünde değil, kendi
gözümde biterim. Ki bir insan için en feci bitiş budur.
"BEN 40 YIL AYNI KİŞİYİ ÖVEN ESKİ
GAZETECİLERDEN DEĞİLİM"
Niye bu kadar kolay adam satmaca oynuyorsun? Önce Demirtaş,
sonra Kılıçdaroğlu, Bahçeli…
Ben günlük siyaset yazıyorum... Demirtaş mı söz konusu? Çok parlak,
çok zekice bir çıkış yapıyorsa övüyorum. Yapamıyorsa eleştiriyorum.
Bahçeli için de geçerli bu... Kılıçdaroğlu için de... Buna "adam
satma" denebilirse... Evet, satıyorum. Hakiki gazeteciler, adam
satanlardır. Daha doğrusu: Hakiki gazeteciler, satmak ya da almak
gibi tabirlerle nitelenemeyecek ilişkiler kurarlar siyasetçilerle.
Benim siyasetçilerle ilişkim böyle bir ilişkidir. Ben 40 yıl aynı
kişiyi öven ya da 40 yıl aynı kişiyi yeren eski tip gazetecilerden
değilim... Kimsenin adamı değilim. Kimsenin goygoycusu da değilim.
Kimseye verilmiş bir sözüm yok. Kimseyle ahitleşmedim. Dolayısıyla
siyasetçilere şöyle seslenmek istiyorum: Sakın bana güvenmeyin,
anında satarım.
"ERBAKAN'IN CEVABINI VERMEKLE YETİNMEK
İSTİYORUM"
Tetikçi misin?
Erbakan Hoca'mız 70'lerin anarşi yıllarında, "Hiç tetik çeken el
ile tespih çeken el bir olur mu?" derdi. Ben de aynı cevabı
vermekle yetinmek istiyorum.
"YASİN'İ DEMİRTAŞ'A, BERKİN'İ HÜKÜMETE
SORALIM"
Ben Yasin Börü katliamını oyların siyasetin çok üstünde bir
yerde görüyorum. Saz çaldırdığın adama Yasin Börü'yü sordun mu?
Berkin'i Hükümet'e soruyorsun?
Berkin Elvan ile Yasin Börü'yü karşı karşıya getirmeyi bırakalım
artık. Ne ben Yasin Börü için içimin yandığını kanıtlamaya
çalışayım, ne de sen Berkin Elvan için içinin yandığını kanıtlamaya
çalış. Yasin'i Demirtaş'a, Berkin'i hükümete soralım... Hep beraber
yapalım bunu... Hiçbir ayrım yapmadan... El ele... Hep birlikte...
Ama hükümete Berkin'i daha çok soralım, çünkü Demirtaş, hiç değilse
Yasin'in anasını meydanlarda yuhalatmadı.
"YETERİNCE İLERİ GİTMEDİK Mİ
ACABA?"
Dalağın, çorabının rengi, sık değiştirdiğin sevgililerin
haricinde malzeme edilecek başka bir özelliğin var mı?
Sanırım yok. Olsaydı kesin malzeme yaparlardı. Dön dolaş hep aynı
terane: Beyaz çorap, dalak... Beyaz çorap, dalak... Ben sıkıldım,
yazanlar sıkılmadı arkadaş.
Çok mu ileri gittik acaba diye düşündüğün anlar oldu
mu?
Gazetecilik çok ileri gitmek sanatıdır. Bu yüzden "çok mu ileri
gittik acaba" demem ben. Her zaman "yeterince ileri gidemedik mi
acaba" derim.
"İSLAMİ KESMİN ALİ KIRCA'SI
DERLERDİ"
Sence ikinci Ahmet Hakan kim?
Bana eskiden "İslami kesimin Ali Kırca'sı" derlerdi. Çok içerlerdim
bu cümleyi işittiğimde... Şükürler olsun ki artık "ikinci Ahmet
Hakan kim" falan akla gelmeye başlamış.
"GÖZÜ BURADA KALDI DENMESİN
İSTEDİM"
Kanal 7'de en çok hangi mesai arkadaşını
özledin?
Zekeriya Karaman ve Mustafa Çelik... 10 yıl geçirdim ikisiyle de...
Zekeriya Bey çok muhterem, çok saygıdeğer, çok iyi niyetli bir
insandır. Bir gün bile herhangi bir nezaketsizliğine tanık olmadım.
Mustafa Çelik'le çok daha yakındık. Onu da hep hürmetle anıyorum.
Her ikisiyle de ilişkilerimi çok yakından sürdürmek isterdim. Ama
galiba biraz, "Buradan gitti ama gözü arkada kaldı" denmesin
istedim. Kanal 7 geçmişim, benim gurur kaynağımdır. Beni
Hürriyet'ten okuyan, CNN Türk'ten izleyen birçok kişi, "Biz seni
eskiden Kanal 7'deyken de izlerdik" diyor. Buna çok memnun
oluyorum. Aslında gazetecilik çizgimde çok da büyük bir kırılma
olmadığının kanıtı gibi görüyorum bunu...
"KIRAATİMİZ SÜPER
SAĞLAMDIR"
İmam Hatip'te Kur'an notun kaçtı?
Çok ama çok yüksek, 10... Çünkü ben imam-hatipten önce Kur'an
kursuna gittim bir yıl... Hem de İsmailağa'ya bağlı Yeşil Camii
Kur'an Kursu... Ünlü hafızlar yetiştirmekle meşhur kurs. Orada
"reisül kurra" diye bilinen meşhur âlimlerden merhum Mehmet
Aşıkkutlu'nun beni dinlemişliği bile vardır. Tecvidimiz, kıraatimiz
süper sağlamdır yani.
En sık okuduğun sure…
Felak ve Nas... Bu iki sureyi sürekli okurum... Koruma kalkanı
vazifesi görür bu sureler benim için... Ama en sevdiğim sure "Fecr"
suresidir. Muhteşem bir suredir... "Ant olsun fecre/Ve on geceye/Ve
çifte ve teke/Ve karanlığıyla örten geceye..." Böyle başlar. Hem
anlamı hem musikisi pek derin, pek etkileyicidir. Abdüssamet var
ya... Hani şu Mısırlı hafız... Devrimci bir edayla bir okusun,
ağlarsın.