Ahmet Hakan'dan çıldırtacak yazı!
Abone olAhmet Hakan yine hükumeti çok kızdıracak bir yazı kaleme aldı bugün köşesinde...
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın hükumete yönelik
eleştirileri tam gaz devam ediyor. Yazar bugün de, "velev
ki siz haklısınız" demiş iktidara...
Günlerdir hükumeti eleştiren yazılar kaleme alan ve Başbakan'a açık
bir mektupla da bu eleştirisini dile getiren yazarın bugünkü yazısı
da yine eleştirilerle dolu.
İşte hükumete, "sizin arkanız sağlam, siz çok güçlüsünüz,
size iftira atana mavi gök yüzünü dar edersiniz, öyleyse bu telaş
niye?" diye seslenen Ahmet Hakan'ın çok ses getirecek o
yazısı..
YALANSA AKLANIR
TEMİZLENİRSİN
NE diyoruz?
-“Bırak yargı soruştursun” diyoruz.
-“Temizsen, tek kör kuruş geçmediyse boğazından, alayı yalan ve
iftiraysa... Aklanır, temizlenirsin” diyoruz.
-“Böylece yine yeni yeniden mağdur edebiyatı yapma imkânını da elde
edersin” diyoruz.
-“Sonuçta bırak yüzde 50’yi, yüzde 70 alırsın” diyoruz.
BİZE YAZIK DEĞİL Mİ?
Aldığımız karşılık hep şu oluyor:
“Biz bu yargıya nasıl güvenelim? Bunlar paralel devlet... Bunlar
Cemaatçi... Bunlar bize iftira atıyorlar... Bunlar bize savaş
açıyor... Bize yazık değil mi?”
SESLERİNİ
ÇIKARMIYORLAR
Buna karşı söylenmesi gerekenleri söyledik:
-“İyi de kendinizden olmayanları bu yargının kollarına davul zurna
çalarak teslim eden siz değil misiniz?” dedik.
-“Onlar insan evladı değil miydi?” dedik.
-“Onların anaları, babaları, bacıları yok muydu?” dedik.
-“Onların gözyaşları gözyaşından sayılmıyor mu?” dedik.
-“Onları beton duvarların altına bu yargı gömmedi mi?” dedik.
-“Onlara bunlar yapılırken siz ‘Şeriatın kestiği parmak acımaz’
nutukları atmıyor muydunuz?” dedik.
-“Onlara yazık değil miydi?” dedik.
Hepsini söyledik.
Fakat “çıt” yok.
Bir türlü bu konuda seslerini çıkarmıyorlar.
Ya da çıkaramıyorlar.
VARSAYALIM Kİ İFTİRA ATIYORLAR
Madem öyle...
O zaman biraz da başka bir şey söyleyelim:
-Varsayalım ki bu yargıya güvenmemekte haklısınız.
-Varsayalım ki yargı olmuş Cemaatçi.
-Varsayalım ki paralel devlet işbaşında.
-Varsayalım ki iftira atıyorlar ve atacaklar.
-Varsayalım ki gerçekten de böyle.
SİZİN ARKANIZ SAĞLAM
Ama ağalar, ama beyler...
Durun bir dakika!
-Siz İlker Başbuğ gibi sahipsiz değilsiniz ki... Bir günde
sekiz miting yapıp Edirne’den Hakkâri’ye kadar tüm ülkeyi ayağa
kaldırma imkânınız var.
-Siz telefonuna sehven yükleme yapılan o gariban teğmen gibi
derdini anlatma imkânından yoksun değilsiniz ki...
Konuşunca 18 ayrı kanalı otomatikman canlı yayına geçiren
bir korkutuculuğunuz var.
-Siz “Ergenekon’un para kasası” ilan edilen ama sonra beş
parasız hapiste can veren Kuddusi Okkır gibi arkasında dayısı
olmayan biri değilsiniz ki... Maşallah arkanız pek
sağlam.
-Siz Hanefi Avcı gibi bir başına kalmış değilsiniz ki...
Kefenlerini giyip sokaklara fırlayan adamlarınız var.
SİZE DOKUNAN YANAR
-Siz Kürtler gibi yalnız değilsiniz ki... Elinizde her biri aynı
manşeti atan sekiz gazeteniz, yüzlerce konuşan kafanız var.
-Siz Aziz Yıldırım gibi “kolay dokunabilir” değilsiniz ki... Size
dokunanın nasıl yanacağını devletin en tepesinden günde en az sekiz
kere haykırma imkânınız var.
-Siz Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi çevresi olmayan kişiler
değilsiniz ki... İstediği zaman başsavcı ile görüşen adalet
bakanınız var.
-Siz içeri tıkılan generaller gibi yetkisiz ve etkisiz değilsiniz
ki... Beş günde 4 yüz polisi hallaç pamuğu gibi dağıtacak yetkiniz
var.
Daha çok şeyiniz var.
Neyse... Uzatmayalım.
KUMPAS KURMAYA KALKANA GÖKYÜZÜNÜ DAR EDERSİNİZ
Yani demem o ki...
Böylesine devasa bir güce karşı yargı, istediği kadar art niyetli
olsun, öyle kolayca “kumpas” kuramaz.
Kurmaya kalksa o yargıya mavi gökyüzünü dar edersiniz.
-Savcı bir bildiri dağıtıyorsa... Siz bin bildiri dağıtırsınız.
-Çantada para olmadığı halde var diyorlarsa... Adamı anasından
doğduğuna pişman edersiniz.
-Ayakkabı kutusu falan yalansa... Bu yalanı atanları kutulayıp ta
Fizan’a sürersiniz...
-Tape’lerinize “sehven” sokuşturma yaparlarsa... O sokuşturmayı,
adamlara resmen yedirirsiniz.
-CD’lerinize yükleme yaparlarsa... Yükleme yapana yüklemenin
kralını yaparsınız.
-Size bir katakulli falan çevirmeye kalkarlarsa... Feleklerini
şaşırtırsınız feleklerini...
Kısacası...
“Yamuk” yapamazlar size...
Yapsalar bile o yamuğu tersine çevirecek devasa bir devlet gücü var
elinizde.
Demir yumruğunuzu “güm” diye indirirsiniz tepelerine.
Dünyanın kaç bucak olduğunu gösterirsiniz onlara.
KANITLA DİYE HAYKIRMANIZ GEREKİR
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden...
Soruşturmadan kaçmak yerine “Gel aslanım, sor soruştur bizi... Kör
bir kuruş yediysek ispatla... Açığa çıkar... Kanıtla...” diye
haykırmanız gerekir.
Titizleneceğiniz ve üzerinde duracağınız tek şey, “soruşturmada
yamuk yapılmaması” olmalıdır.
Soruşturmanın engellenmesi için harcadığınız enerjinin binde birini
bile “soruşturmanın yamuksuz yapılması” için harcasanız...
Ergenekon’dan, Balyoz’dan, KCK’dan, şikeden, Odatv’den, Devrimci
Karargâh’tan içeri tıkılan garibanların başına gelenlerin binde
biri bile sizin başınıza gelmez.
BU TELAŞ NİYE?
Benim anlamadığım şu:
Bu telaş ne diye?
AHMET HAKAN TÜM YAZILARI