Ahmet Hakan'a ölüm tehtidi
Abone olİmzasız olan mektuplarda tehditlerini boyutunu anlatan Hakan, bu mektupları ne yaptığını ise şöyle anlatıyor:
Meclis Genel Kurulu'nda CHP İstanbul Milletvekili Güldal
Okuducu, gündem dışı söz almış, kendisine gelen bir tehdit
mektubunu okuyor. O okudukça ben irkiliyorum.. Çünkü Güldal
Hanım'ın okuduğu mektuptaki cümleleri duyup da irkilmemek
imkansız.. Okuducu, tehdit mektubunu şu sözlerle anlatıyor
milletvekillerine: "Laiklik karşıtı kesimlerden bugüne kadar pek
çok tehdit mektubu aldım. Bana son olarak Sivas'tan yollanan bir
mektupta 'Sizin ve çocuklarınızın ırzına geçeceğiz. Pılınızı
pırtınızı toplayıp bu ülkeyi terk edin' ifadeleri vardı". CHP'li
Okuducu, kendisine gönderilen "tehdit mektubu"nu okuduktan sonra
AKP sıralarına dönüp, beni daha da irkilten şu sözleri söylüyor:
"Bu kişiler milletvekillerine bu mektupları yollayabiliyorlar. Ayıp
olan bu cesareti nereden buldukları. Belki de sipariş yasayla
içeriden çıkardığınız bir Hizbullahçı bu mektubu yazan. Önüne
gelene çatan sayın başbakan, bu cesaretiyle asıl bunların üzerine
yürümelidir". İmzasız tehdit mektuplarından yola çıkılarak yapılan
değerlendirmeye bakar mısınız? "Sorumlu muhalefet" böyle bir şey
mi? *** Daha geçen gün "imzasız iki tehdit mektubu" almış ve gelen
bu mektupları buruşturup çöp sepetine fırlatmış biri olarak Güldal
Okuducu'nun yaptığını yadırgadığımı belirtmek isterim. Çünkü ben,
"imzasız tehdit mektupları"ndan yola çıkılarak yapılacak siyasal
çıkarımların tümünün yanlış olduğunu düşünüyorum. Tamam,
ülkemizdeki psikopat sayısı biraz fazla gibi görünüyor ama
aldanmayalım: Ülkemizdeki psikopat sayısını nüfusa oranladığımızda
sayının 'makul' düzeyde olduğunu hemen fark edebiliriz. Bu nedenle
bana İstanbul Sirkeci Postanesi'nden gönderilen "Hem imam-hatipte
okumuşsun, hem de imam-hatip düşmanlığı yapıyorsun, sana gününü
göstereceğiz!" diye tehdit mektupları gönderenleri asla ciddiye
almam. Aynı şekilde "Senin gerçek yüzün ortaya çıktı! Sen de
yobazsın! İmam-hatipleri kapatacağız, seni de Ebu Gureyb
Cezaevi'ndekilerden beter yapacağız" diye mektup gönderenleri de
zerre kadar dikkate almam. Şişli Postanesi'nden gönderilen bu
mektuptan yola çıkarak bir kesimi mahkum etmek aklımın ucundan bile
geçmez. Bu mektupların yeri odamdaki çöp sepetidir. *** Güldal
Hanım'a da benim gibi yapmasını tavsiye ederim. Mektubu gönderen
psikopatın yakalanması için elinde bir kanıt bulunmuyorsa, mektubu
'iktidara gol atmak' için kullanmak yerine, buruşturup çöp sepetine
yollamalıdır. Aksi takdirde "imzasız tehdit mektupları"nı
gönderenlerin cesaretlerinden yola çıkılarak siyasal değerlendirme
yapmak meşruiyet kazanır. O zaman da başta Başbakan olmak üzere tüm
bakanlar, kendilerine gelen tehdit mektuplarını Meclis genel
kurulunda okuyup siyasal yorum yaparlar. Ve bundan da memleket için
hiçbir yarar çıkmaz!