Abdülmecid Efendi Köşkü'ndeki sergideki bir eser yüzünden Ahmet Hakan ve Fatih Altaylı birbirine girdi. Ahmet Hakan'ın “Penislerin karşısında el pençe divan mı duracağız?” sorusuna Fatih Altaylı, "Vallahi hangi cinsel organın karşısında el pençe divan duracağına biz karışamayız ama koskoca bir heykele bakıp orada sadece penisi görmeye çabalıyorsan, sana tavsiyem sergilere değil, psikiyatrlara gitmen olacaktır" yanıtını verdi. Abdülmecid Efendi Köşkü'ndeki sergiye yönelik saldırının ardından Hürriyet yazarı Ahmet Hakan köşe yazısında, "Sanat eserlerinin her tarafından fışkıran aşırı gerçekçi penisler karşısında hepimiz el pençe divan mı duracağız?" ifadelerini kullanmıştı. Ahmet Hakan'ın bu sözlerine Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı adeta ateş püskürdü. "Ar edip susacağına, arsızlık edip 'Kesin tıraşı, inceden uzayın' diyor" ifadelerini kullanan Fatih Altaylı, şöyle devam etti: BU YAŞTAN SONRA UZAYAMAZSIN Bir sergide sergilenen sanat eserlerine “küfretme” özgürlüğünü korumak istiyor. Kendisinin herkese ve her şeye “tıraş yapma hakkı var”, ama başkası “Bu tıraş iyi olmamış” deyince “Uzayın”. Benim boyum 1.90 yavrucuğum, uzamak sana yakışır ama bu yaştan sonra uzayamazsın, bu yaştan sonra sınıf atlayamayacağın gibi. SENDEN DE OLMAZ VE ZATEN SEN DE BUNUN FARKINDASIN “Ben istediğimi söylerim, size ne?” diyor. Sen sanata, sanatçıya hakaret edip hedef göstermemiş gibi yaparak hedef gösterirsen, senden bir tık aşağıda bir kültüre sahip olanlar da gider o sergiyi basar evladım, bu mu istediğin. Şaptan şeker olmaz, şeker kutusuna koysan da olmaz, şeker kutusuna koyulan şap kendini şeker zannetse, hatta birilerine şeker olduğunu yuttursa da olmaz. Senden de olmaz ve zaten sen de bunun farkındasın. O yüzden de diyebileceğin tek şey, “Penislerin karşısında el pençe divan mı duracağız?” olur. HANGİ CİNSEL ORGANIN KARŞISINDA... Vallahi hangi cinsel organın karşısında el pençe divan duracağına biz karışamayız ama koskoca bir heykele bakıp orada sadece penisi görmeye çabalıyorsan, sana tavsiyem sergilere değil, psikiyatrlara gitmen olacaktır. Biz sana “Beğenmelisin” demedik. “Hakaret edemezsin” dedik. Nasıl ki birtakım gazeteci müsveddelerinin sana, fikirlerine hakaret etmesinden hoşlanmıyorsan, sen de bir sanatçıyı, bir sergiyi, bir eseri hakaretlerle aşağılayamazsın, hedef gösteremezsin. Dediğimiz bu. Zorla sergilere git, karşısında el pençe divan dur diyen yok. ASLINA BAKARSAN, SANA DA BOŞUNA KIZIYORUZ Ama hem sınıf atlama hevesinle her yere koşacaksın, kendini göstermeye çalışacaksın hem de dönüp hakaret edeceksin. Sonra da bunu eleştirince “İkile, uza” diyeceksin. Aslına bakarsan, sana da boşuna kızıyoruz. Aslında kızdığımız tavrın değil. Bu tavırdan çok var. Kimi içine tükürür sanatın, kimi basar, kırar döker. Aynı kültürün ürünüsünüz hepiniz. Benim kızdığım, olmadığın bir şey gibi görünme çaban ve bunu iki kadeh şarap kadar ucuza ve kolaya mal etmeye çalışman. Bu nedenle bizim bir yere uzayacağımız falan yok. Ama sen istediğin zaman hâlâ aklının ve kafa dengi arkadaşlarının kaldığı mahallene geri uzayabilirsin. Hem İsa’ya hem Musa’ya aynı anda yaranamayacağını öğrenmiş olarak.