Ahmet Hakan 3 ismi önemsedi
Abone olKabine revizyonu büyük yankı uyandırdı. Gazeteciler değişimi sürpriz, köklü ve kapsamlı buldu.
Hükümette yapılan revizyonu gazeteciler Ruşen Çakır,
Yavuz Donat, Nazlı Ilıcak Derya Sazak ve Ahmet Hakan NTV'de
değerlendirdi: “Sürpriz isimler var, kapsamlı, köklü bir
değişiklik...”
NTV Siyaset Danışmanı Ruşen Çakır, kabinenin sürpriz isimlerinden
Enerji Bakanı Taner Yıldız için "Cumhurbaşkanı Gül'e yakınlığıyla
biliniyor" dedi.
NTV Siyaset Danışmanı Ruşen Çakır, Sabah gazetesi yazarları Yavuz
Donat ve Nazlı Ilıcak, Milliyet gazetesi yazarı Derya Sazak ve
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun, yeni kabineyi NTV
canlı yayınında değerlendirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kabinede yaptığı revizyonu NTV
Siyaset Danışmanı Ruşen Çakır, 'Yeni bir kabine geldi" şeklinde
değerlendirdi.
NTV SİYASET DANIŞMANI RUŞEN ÇAKIR:
"8 isim giderken 9 yeni isimle revizyon yapıldı. Başbakan'ın
kendisi dışında 10 bakan yerinde kaldı. 11 koltuk aynı kaldı
diyebiliriz ve 1 tane de Devlet Bakanlığı eklendi. Bazı isimler de
yer değiştirdi tabii...
İcracı bakanlıklardan devlet bakanlığına kaydırmalar oldu. Yeni bir
kabine gibi sanki. Gül'ün zamanından bu yana kalan bakan sayısı
6'ya düştü. Baştan beri var olan çok sayıda bakan; Mehmet Ali
Şahin, Kürşat Tüzmen, Murat Başesgioğlu gibi isimler dışarıda
kaldı.
AHMET DAVUTOĞLU SÜRPRİZ DEĞİL
Ahmet
Davutoğlu'nun parlamento dışından bu kadar güçlü bir yere atanması
önemli. Sürpriz isimler de var...
Davutoğlu sürekli aktif roller aldı. Ortadoğu'daki görevi önemliydi
zaten. Davutoğlu Gül'ün köşke çıkmasından sonra Ali Babacan ile
birlikte etkiliydi; şimdi daha da etkili olacak. ABD'de Ermeni
konusunda bakan gibi görüşmeler yaptı. Şaşırtıcı olan kabineye
dışarıdan bir ismin gelmesi; Davutoğlu'nun gelmesi değil.
Beklenmeyen Nazım Ekren'in dışarıda kalması oldu. Devlet Bakanı
bile olmadan kabine dışında kaldı.
BÜLENT ARINÇ 'KONUŞACAK'
Bülent Arınç siyasi ve ağırlığı olan bir kişi. Parti içerisinde
milli görüşe en yakın, eskiye en yakın görülen bir kişi. Devlet
Bakanlığı'na kaydırılan Hayati Yazıcı'nın yerine Başbakan
Yardımcısı olacak. 'Başbakan Erdoğan tek adam' eleştirileri
geliyordu ve şimdi Arınç geldi; hep de kalacak gibi görünüyor.
Medya ve kamuoyu ondan 'konuşmasını' bekleyecek. Ergenekon ve diğer
konularla ilgili Arınç'ın ortada olacağını düşünüyorum; ama Hükümet
Sözcüsü gibi değil...
CEMİL ÇİÇEK VE NİHAT ERGÜN
Cemil Çiçek'in gideceği ve hatta ağustos ayında Köksal Toptan'ın
yerine TBMM Başkanı olacağı rivayetleri vardı. Kalması sürpriz
olarak değerlendirilebilir. Yerel seçimler sonrası DTP ile ilgili
açıklamaları nedeniyle Çiçek'i eleştiren Grup Başkan Vekili Nihat
Ergün son dönemin en parlak isimlerinden biri. 1962 doğumlu ve
genç. İçişleri Bakanlığı için konuşuluyordu.
BEŞİR ATALAY VE GÜL'ÜN AĞIRLIĞI
İçişleri Bakanı
Beşir Atalay'ın Milli Eğitim'e kaydırılacağı düşünülüyordu ama
yerinde kaldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yapılan görüşmede
oynama yapılmış olabilir. Gül bu konuda ağırlık koymuş olabilir;
hükümette Gül'e en yakın isimlerin başında geliyor Atalay. Mehmet
Aydın da Gül'e yakındır ve o da hükümette kaldı. Gül'ün ağırlığını
tekrar ciddi bir şekilde görüyoruz. Taner Yıldız da buna örnek.
Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin'in ismi konuşuluyordu. Nimet
Çubukçu'nun Milli Eğitim Bakanı olması; bunun dışında Selma Aliye
Kavaf'ın kabineye girmesi önemli.
HÜRRİYET YAZARI AHMET HAKAN: ÜÇ İSİM ÖNEMLİ
Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan şöyle konuştu: “Köklü bir
vizyon değişikliği yapıldığını düşünüyorum. Ama ben üç ismi, mesaj
yüklü olması açısında çok önemsedim. Birincisi Ahmet Davutoğlu’nun
Dışişleri Bakanı olması. Büyükelçiyken bile özellikle Ortadoğu
politikasında göz dolduran bir çalışma yaptı. Eğer hükümetin 3-4
başarılı işi varsa, onlardan birinin arkasındaki isim
Davutoğlu’dur. Ali Babacan’ın görevden alınarak, yerine
Davutoğlu’nun getirilmesinin çok isabetli bir karar olduğunu
düşünüyorum.
Ben Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturduktan sonra
önemli bir açılım getireceğine inanıyorum. Çünkü orada da birtakım
radikal adımların atılması gerekiyor. Davutoğlu’nun o adımları
atacağını düşünüyorum. Orada bir şey yapmak lazım; onu da Ahmet
Davutoğlu yapabilir. İnisiyatif sahibi bir isimdir; öyle olması da
dışişleri bakanlığı koltuğunda çok önemli. Avrupa Birliği’ne de çok
soğuk yaklaşacağını düşünmüyorum ama farklı yaklaşacaktır. O
farktan da Türkiye yararlanacaktır diye düşünüyorum.
İkincisi isim Bülent Arınç... Ben iki açıdan önemsiyorum Bülent
Arınç’ı. Bir, partinin ilk başlangıç dönemlerindeki o birlik ve
beraberlik ruhu, 'AK Parti ruhu' diye bir ruh varsa, o ruhu temsil
eden isimlerden biriydi. Kabineye yeniden alınması bana o ruha
dönüş gibi geldi. İkincisi de Başbakan Erdoğan’ın son zamanlarda
tek kaldığı; işte Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olması, Abdüllatif
Şener’in ayrılması Arınç’ın Meclis Başkanı olması; Erdoğan’ı
eleştirebilecek herhangi bir ismin etrafında kalmaması konusu çok
fazla gündeme getiriliyordu. Bülent Arınç, bu boşluğu
dolduracaktır. Bana Başbakan Erdoğan'ın sanki ‘Beni bir uyaran
olsun’ yaklaşımından hareketle yapılmış bir atama gibi geldi. Bu
açıdan Recep Tayyip Erdoğan’ı da kutlamak lazım.
Üçüncü isim de Nimet Çubukçu. Bu zamana kadar parti içindeki gücü,
etkinliği çok fazla hesaba katılmamış, sanki kabineye kadın bakan
kontenjanından girmiş gibi değerlendirilen bir isim. Öyle olmadığı
bu atama ile ortaya çıktı. Başbakan Tayyip Erdoğan’a çok yakın,
parti içinde çok etkin bir isim. Kadın kimliğiyle kabineye alınan
birisi değil. İşte gördüğünüz gibi çok çok önemli bir bakanlık
verilmiş durumda. Açıkçası bu üç ismin çok önemli olduğunu
düşünüyorum.”
SABAH YAZARI YAVUZ DONAT: GEÇ KALMIŞ BİR
REVİZYON
Sabah gazetesi yazarı Yavuz Donat, kabinedeki
değişikliği, 'Büyük bir revziyon ama geç kalmış bir değişim"
şeklinde değerlendirirken, "Seçimden önce olabilirdi ama 'Partide
çalkantı olmasın' dendi. Seçimin ilk haftası yapılabilirdi ama
Başbakan 'Seçimdeki sonuçlara bağlanmasın' diye düşündü. Bürokrasi
15-20 gündür çalışmıyordu ve seçimin üzerinden 1 ay geçti"
dedi.
Donat şöyle konuştu: "Yapılan, büyük bir revizyondur. Kamuoyunda,
parti tabanında beklenti vardı. Bu bir bayrak yarışıdır ve bir adım
atılması gerekiyordu.
İki kadının bakan olması önemli. Başbakan'ın seçim kampanyası
öncesinde 'Bana kadın aday getirin' ısrarı oluyordu ama bu
değerlendirilmedi. Şimdi kabinede bu oldu. Valiler atamasında da
dileğimiz bu.
Parlamento dışından bakan alımı parti içinde tartışılacaktır.
Başbakan, dışişlerini tanıdığı bir isimle götürmek istiyordu ve
Ahmet Davutoğlu yerinde bir kişidir.
Grup başkan vekillerini onare etmek durumu gerçektir ve onlara
sahip çıktı.
Cemil Çiçek kabinenin, partinin jokeridir ve zor günlerin adamıdır.
Uzlaşmacı kişlilere ihtiyaç vardır.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül hükümetin duayenidir ve yerinde
kalması gerekiyordu. Sağlık Bakanlığı'nda değişikliğe gerek yoktu.
Ulaştırmada da hep birlikte çalıştığı isimle birlikte 'Yola devam'
dedi. Hükümetin sola açılan penceresi Ertuğrul Günay'ın değişmesi
beklenmiyordu zaten.
Milli Eğitim Bakanlığı'na bir hanımefendi geldi ve önemli bir
bakanlık... Yumuşak, uzlaşmacı ama gerektiğinde kavga edecek bir
isim Nimet Çubukçu.
Başbakan'ın ekonomideki tercihi önemli. Yeni dönemde ekonominin
direksiyonunu bizzet ele alacak gibi. Kendi altında Babacan ve reel
sektörün içinden gelen Zafer Çağlayan gibi isimlerle ekonomiyi
birlikte götürecek."
MİLLİYET YAZARI DERYA SAZAK: PARTİ İÇİ DENGELER
GÖZETİLDİ
Milliyet Gazetesi Yazarı Derya Sazak, yeni kabine değişikliğini şu
sözlerle ele aldı:
"Seçim sonuçları, ekonominin kötüye gitmesi, yönetimin zayıf
kalması, ekonomi bakanları ile ilgili ciddi kararlar alınmasına yol
açtı gibi görünüyor. Nazım Ekren dışarıda bırakıldı ve Ali Babacan
geldi.
Hukuk ve milli eğitim de AKP'yi yıpratan konulardı. Ergenekon
davası ve bir takım hukuki süreçler... Orada iki bakanın kabine
dışı kaldığını görüyoruz; Hüseyin Çelik ve Mehmet Ali Şahin.
Ekonomik kriz ve 'teğet geçecek' yorumları... Hafife alındı ve
Başbakan krizin süresiyle ilgi kendisine söylenenlerle
yanıltıldı... 6 ay içersinde krizin sona ereceği değerlendirmeleri
kabine içerisinden yapıldı... Kriz derinleşti ve AKP ağır bedel
ödedi. Erdoğan yıpranan bakanları değiştirdi.
Kendisine yakın çalışacak bir isim olan Ahmet Davutoğlu'nu
dışarıdan bakan yaptı.
Hukuk ve milli eğitim... Tartışılan Deniz Feneri, Ergenekon
davasları ve yıpranmalar, hukukun siyasallaşması tartışmaları
Mehmet Ali Şahin'i, Doğu ve Güneydoğu'da alınan sonuçlar Hüseyin
Çelik'i dışarıya itti.
Nimet Çubukçu Milli Eğitim Bakanı oldu. Deneyim kazanmış bir isim,
daha tarafsız ve etkili bir bakanlık yapabilir. İkinci bir bayanın
da kabineye girmesi önemli.
Bülent Arınç'ın gelmesi önemli. Seçimlere 2 sene var; muhalefet
sıkıştırması gündemde. Bülent Arınç ile denge kurulmuş gibi.
Başbakan, kendisine yakın olan Ömer Dinçer'i Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı olarak kabineye alarak 'rahatlamış' oluyor. Parti
içi dengeleri gözeten bir yenileme olarak görüyorum.
Bu kabine artık AKP'nin seçimde ne yapıp yapamayacağını
gösterecek."
SABAH YAZARI NAZLI ILICAK: ARINÇ SAADET'E KARŞI
KALKAN
"Beklendiği gibi kapsamlı bir değişiklik' diyen
Sabah Gazetesi Yazarı Nazlı Ilıcak, "Eleştirileri alan bakanlar,
örneğin Hüseyin Çelik dışarıya kaydırıldı; muhalefetin
eleştirilerini alıyordu. Kemal Unakıtan da başarılıydı ama o da
muhalefetin saldırısına uğruyordu. Sağlık sorunları da biliniyor ve
o da dışarıda kaldı" dedi.
Ilıcak şöyle konuştu: "Nimet Çubukçu'nun bu konuma gelmesi önemli.
Kabinede genellikle hep Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı'nda
gördüğümüz kadınları farklı yerlerde görmek güzel.
Bülent Arınç'ın girmesini önemsiyorum. Baştan beri partidedir.
Meclis Başkanlığı sırasında yıpranmıştı ve dinlendikten sonra
tekrar döndü. Parti içi dengeler bakımından 'Başbakan, Arınç'ı
değerlendirmeye mecburdu' diyebiliriz. Kimsenin başı ağrımasın diye
düşünseydi Arınç'ı önemli bir noktaya getirmezdi. Saadet
Partisi'nin iyi performans ihtimali karşısında da Arınç'ı kalkan
olarak kullanabilir. Arınç orada da etkili biri. Meclis
Başkanlığı'nda yanlış tanındı diye düşünüyorum. Fevri çıkışları var
ama diyaloğa açık biridir. (ntvmsnbc)