Ahmet Davutoğlu: Mesele baş örtülü kadınların coplanması değil
Abone olAhmet Davutoğlu, Adana'da Furkan Vakfı'nın izinsiz gösterisinde yaşananlara değinerek 'Mesele baş örtülü kadınların coplanması değil. Adana'da yaşananlar da gösteriyor ki ülkemizde sokaktaki bu şiddet meşrulaştırılmaya çalışılıyor." dedi.
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu gündeme dair açıklama
yaptı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gündeme
dair açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Sayın Erdoğan tavrını hala koyabilir. Ülkenin cumhurbaşkanı olarak yapılan işkencenin hesabını sorar. Demokratik hukuk kuralları içerisinde görevini ifa eden güvenlik görevlilerimizi bu tablodan tenzih ederiz. Kamera önünde bunlara şahit oluyorsak kim bilir arka planda neler oluyor? Bize yakışan hukuk devletine yakışacak şekilde adaletin tesis edilmesidir. Erdoğan yol ayrımındadır. Bugün bu tablo karşısında bile sesini çıkarmayan AK Parti görevlilerine sesleniyorum; bir kez olsun durun düşünün ve sorun: Nereye gidiyoruz? Bu tablo karşısında Erdoğan'ı tam bir aciziyetle susmasını aklınızın almadığını biliyorum. Bir suç istinadı varsa bu yargı önünde çözülür. Mesele baş örtülü kadınların coplanması değildir.
Ne zaman yapılırsa yapılsın önümüzdeki seçimler önümüzdeki nesillerin nasıl yaşayacağını belirleyecek. Önümüzdeki seçimlerde otoriter milliyetçi muhafazakarlık veya muhafazakar jakobenliğin kazanması durumunda ülke bir şer senaryosu yaşayacak. Adana'da yaşananlar da gösteriyor ki ülkemizde sokaktaki bu şiddet meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Gelecek olarak bizim partimizin temel amacı ülkemizin insan onuruna yaraşır şekilde yönetilmesidir. Biz ülkemizin yasaklara değil özgürlüğe, polis devletine değil hukuk düzenine dönüşmesini istiyoruz. AK Partili kardeşlerim, eğer hala partinizin düzeleceğine inanıyorsanız konuşmaktan çekinmeyin. İnanmıyorsanız da buna ortaklık etmeyin. Sizin kapalı kapılar ardında yaptığınız eleştiriler işe yaramıyor. Bir yüzükle başlayan siyasi yolculuk, şu anda açıklanamayan servetlerle devam ediyor.
Bugün yaşana güç zehirlenmesini görüyoruz. Gün gelir yıllarca
sır sırta verdiğinizi tehdit altında bırakırsınız. Bizler değil
miydik darbelere direnenler, vakıflarımıza sahip çıkanlar... AİHM
kararlarını uygulayanlar... Şimdi ne oldu da, kendi vekilini ancak
başını açıp Meclis'e sokanlara, ülkedeki hukuksuzluklara boyun
eğenlere dönüştük? AK Partililere, tüm siyasilere sesleniyorum,
Cumhurbaşkanının arkasında durduğu İçişleri Bakanı'nın boynunuzu
nasıl büktüğünü biliyoruz. Peki ne zaman ses vereceksiniz? Bu
düzene ne zaman itiraz edeceksiniz? Kalpleri kararmış kardeşlerime
sesleniyorum, daha ne zaman 90'ların aktörlerinin her yeri sardığı
dönemde bu otoriterliğe ne zaman karşı çıkacaksınız? Dışlanan,
ötelenen, dininin gerekliliklerini yerine getiremeyen sizlersiniz.
Dolayısıyla dün 28 Şubatlara nasıl karşı koyduysanız, yine aynısını
yapabilirsiniz. Biz bu yüzden buradayız. Helalleşmemiz gereken
toplumsal kesimlerle bir araya gelmeliyiz. Dava mı arıyorsunuz işte
dava! Hukuk mu diyorsunuz, sorumluluk omuzlarınızda! Bu iktidar
sizi ümitsizliğe sevk etmesin. Evet, bugün bu iktidar 28
Şubatçılarla kol kola girmiştir. Faili meçhullerle adı anılanlarla,
baş örtü yasaklarını koyanlarla beraberdir. Artık vicdanınızla
konuşun ve ayağa kalkın! Sizden bizim değil, vefakar ve mazlum
insanların sözcüsü olmanızı istiyoruz. Gelin, adalet, eşitlik ve
siyasi ahlak temelli bir düzen inşa edelim."