Ahmet Altan Taraf'ı kapatacak
Abone olAyşenur Arslan'ın CNNTÜRK'te ekranlara gelen Medya Mahallesi'ndeki eleştirilerine Ahmet Altan'dan yanıt: İspatlayın gazeteyi kapatalım...
İNTERNETHABER.COM- Ahmet Altan'dan Ayşenur
Arslan'a hodri meydan: "Taraf Gazetesi'nin yüzde doksan yanlış
çıkan haberlerini ekrandan sıralasınlar biz de bu gazeteyi
kapatalım.
CNNTÜRK Kanalı'nda ekranlara gelen 'Medya Mahallesi'nin sunucusu
Ayşenur Arslan'ın "Yaptıkları haberlerin yüzde doksanı yalan çıkan
Taraf Gazetesi" sözlerine Ahmet Altan'dan hem tepki hem de hodri
meydan geldi.
"Taraf gazetesinin haberlerinin "yalan çıkan" yüzde "doksanını"
ekranda sıralasınlar. Biz de bu gazeteyi kapatılım" diyen Altan,
'çok eskiden tanıdığı' meslektaşına ağır ifadeler kullandı:
Manüplasyonun, yalanın, iftiranın, utanmazlığın bir sınırı
vardır diye düşünüyor insan ve böylesine arsız bir cüretle
karşılaştığında gerçekten soluğu kesiliyor.
BİZ DE BU GAZETEYİ KAPATALIM
Şimdi Ayşenur Arslan'a medya programı yaptıran CNN kanalından ve
Arslan'dan rica ediyorum.
Taraf gazetesinin haberlerinin "yalan çıkan" yüzde "doksanını"
ekranda sıralasınlar.
Biz de bu gazeteyi kapatalım.
Ama bunu yapamazlar.
Çünkü Arslan, CNN ekranından pervasızca yalan söyledi.
AYŞENUR ARSLAN'A ÜZÜLDÜM
Altan yazısını şu cümlelerle tamamladı:
Nafile bir çaba bu.
Her yalan, her çarpıtma, her iftira bu sistemin nasıl tefessüh
ettiğini biraz daha fazla ortaya koyuyor.
CNN kanalı için de, Arslan için de üzüldüm aslında.
Hiçbir sonuç vermeyecek bir iş için kendilerini böyle lekemelerkine
değmezdi.
AHMET ALTAN'IN YAZISININ TAM METNİNİ
OKUMAK İÇİN İKİNCİ SAYFAYA GEÇİNİZ
[PAGE]
Bu karışık dönemden geçerken çeşitli olaylarda değişik insanlardan
hep aynı sözleri duyarız, “Ben onu tanırım, asla yapmaz”. Öyle bir
zamandan geçiyoruz ki bu sözün artık bir kıymeti kalmadı. Çünkü
tanıdığımız ya da tanıdığımızı sandığımız insanlar, bizim
hatırladığımızdan çok farklı birine dönüşebiliyorlar.Ya da biz daha
önce görmediğimiz, bilmediğimiz çok farklı yanlarını görüyoruz.
CNN’de Medya Mahallesi programını yapan Ayşenur Arslan’ı çok eskiden tanırım.
Eğer bana, onun bir “psikolojik savaş elemanı” gibi ekrana
çıkıp, milyonlarca insanın gözüne bakarak hiçbir utanma hissetmeden
yalan söyleyebileceğini söyleselerdi buna inanmazdım.
“Öyle biri değildir, asla yapmaz” derdim.
Ve, yanılırdım.
Geçen sabah onun programına bakıyordum.
“Medyadaki hataları ve yanlışları” ortaya koymayı amaçlayan
programında Yazgülü Aldoğan’la konuşuyordu.
Taraf gazetesiyle ilgili söylediklerini duyunca öyle donup kaldım.
Aynen şöyle söyledi:
“Yaptıkları haberlerin yüzde doksanı yalan çıkan Taraf gazetesi...”
Manüplasyonun, yalanın, iftiranın, utanmazlığın bir sınırı vardır diye düşünüyor insan ve böylesine arsız bir cüretle karşılaştığında gerçekten soluğu kesiliyor.
Şimdi Ayşenur Arslan’a medya programı yaptıran CNN kanalından ve Arslan’dan rica ediyorum.
Taraf gazetesinin haberlerinin “yalan çıkan” yüzde “doksanını” ekranda sıralasınlar.
Biz de bu gazeteyi kapatalım.
Yüzde doksanı yalan çıkan haberler yayınlamak için bunca insanın, bunca çile çekerek çabalamasının bir anlamı yok çünkü.
Ama bunu yapamazlar.
Çünkü Arslan, CNN ekranından pervasızca yalan söyledi.
Bir gazeteci, yalan olduğunu, kanıtlayamayacağını, rezil olacağını bile bile niye yalan söyler?
Niye kendi adını ve geçmişini böylesine bir kalemde silecek bir iş yapar?
Bir insan kendi adından ve dürüstlüğünden ne karşılığında vazgeçer?
Darbelere, çetelere, cuntalara, yolsuzluklara karşı çıkan bir gazeteyi karalamak için niye dürüstlüğü çiğner de geçer?
Bu kadar kasıtlı, bu kadar rahat yalan söyleyen, bu kadar rahat karalayan birine hangi amaçla program yaptırılır?
Bu yapılanın gazetecilikle, televizyonculukla, dürüstlükle ne alakası var?
CNN gibi bir televizyon kanalının ekranında, Ayşenur Arslan gibi biri, yalan olduğu daha söylendiği anda belli olan bir yalanı bu kadar fütursuzca söyleyebiliyorsa, bu ülkenin insanları, neye ve kime güvenecek?
Gazetelere mi, gazetecilere mi, televizyonlara mı?
Burada önemli olan, insanı kızdıran Taraf’la ilgili yalan söylenmesi değil, yalanın bu kadar rahatça, ölçüsüzce, aldırmazca söylenmesi.
Bugün Taraf için yalan söyleyip gerçekleri saptıran, yarın başka bir konuda izleyicilerini aldatacaktır.
Siz halka yalan söylemekten, gerçekleri çarpıtmaktan, çürütmecilikten çekinmiyorsanız, artık sizi durduracak hiçbir sınır, hiçbir ölçü kalmamış demektir.
Artık gerçekleri istediğiniz gibi saklar, halkı istediğiniz gibi aldatırsınız.
Biz, merkezine otoriterliğin yerleştiği, askerin siyasete egemen olduğu, halkın büyük kesiminin aşağılandığı, haklarının gasp edildiği bir sistemin değişmesi için mücadele ediyoruz, bu sistemin de bize karşı dövüşmesini, bizi mahkemelere göndermesini, sistemin yandaşlarının bize çatmasını da normal karşılarız ama savaşın bile bir kuralı vardır, bu sistemi koruyabilmek için bu ölçüde düzeysizleşilmesini bizim anlamamız pek kolay değil.
Aslında, bu tür yalanların bir çaresizlik sonucu olduğunu biliyorum.
Bütün iskeleti, kirliliği, çürümüşlüğü ortaya çıkan bir yapının sığınacak yalandan başka yeri yok ama yalan hiçbir sistemi korumaya yetmez.
CNN ekranında her sabah yalan söylense, bu, sistemi korumaya yeter mi?
Danıştay cinayetini mi, bile bile korunmayan karakolları mı, topraktan fışkıran silahları mı, faili meçhul cinayetleri mi, darbe planlarını mı, iktidar partisinin ailelerini fişleyen MİT elemanlarının gizli bir güç tarafından korunmasını mı, Kürtlerin, dindarların, Alevilerin, aydınların uğradığı haksızlıkları mı, Beşikçi’nin bir kelime için mahkûm olmasını mı saklayabilecekler, bunları ortaya çıkaran gazeteler hakkında yalan söyleyerek?
Nafile bir çaba bu.
Her yalan, her çarpıtma, her iftira bu sistemin nasıl tefessüh ettiğini biraz daha fazla ortaya koyuyor.
CNN kanalı için de, Arslan için de üzüldüm aslında.
Hiçbir sonuç vermeyecek bir iş için kendilerini böyle lekelemelerine değmezdi.