Ahmet Altan 'kof kabadayılık' yaptı! Önder Aytaç ve Ekrem Dumanlı detayı
Abone olCezaevinde bulunan Taraf Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan, yeniden yargılandığı davada "Böyle bir iktidardan korkmaktansa ömrümü hapishanede tamamlamayı tercih ederim" sözleriyle kof kabadayılık yaptı.
Yargıtay'ın bozma kararının ardından Ahmet Altan, Mehmet Altan
ve Nazlı Ilıcak davasında yeniden yargılama bugün İstanbul 26.
ACM’de başladı. Mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanıklar
Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın "terör örgütüne yardım etmek"
suçundan 5 yıldan 10'ar yıla kadar hapsini, tutuksuz sanık Mehmet
Altan'ın da beraatini istedi.
Silivri Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlanan Ahmet Altan savunmasında savcının 'darbeyi biliyordu' suçlamasının aslı astarı olmadığını söyledi. Kendisine yöneltilen suçlamaların ipe sapa gelmez olduğunu iddia eden Ahmet Altan "Böyle bir iktidardan korkmaktansa ömrümü hapishanede tamamlamayı tercih ederim" dedi.
İşte Ahmet Altan'ın savunmasından öne çıkan bölümler:
-Ben hayatımda ilk kez, bir savcının sanığa yönelttiği suçu bizzat
kendisinin işlediğini itiraf ettiği bir mütalaa okudum. Savcı,
benim 15 Temmuz’daki “darbenin gerçekleşeceğini beyan ettiğimi”
iddia ediyor. Bu yalan. Savcı, benim 15 Temmuz’daki “darbenin
gerçekleşeceğini beyan ettiğimi” iddia ediyor. Bu yalan.
-Beni ipe sapa gelmez suçlamalarla yargılamadan önce devletin, bu suçu işlediğini itiraf eden savcıya ve onun işbirlikçilerine bu soruları sorması gerekir. Mütalaa, “terör örgütünün medya unsurlarından olan Taraf gazetesi” diye başlıyor. Bir savcı bu cümleyi yazdıktan sonra bu iddianın kanıtını da yazmak zorunda. Yazmış mı? Tabii ki hayır.
Çarmıha gerilmemi de isteyecek
misiniz?
-Balyoz darbesinin gerçek olduğuna “inandığımı” söylediğim için darbe suçu işlediğimi ileri sürüyor savcı. Düpedüz bir şeye “inanmayı” suç sayıyor. Bir şeye “inanmak” diye bir suç var mı? Ortaçağ’da vardı, şimdi de Türkiye’de var anlaşılan. Meydanlarda yakılmamı, çarmıha gerilmemi, derimin yüzülmesini de talep edecek misiniz?
Gülen ile aradaki köprü Nurettin Veren mi?
-Nurettin Veren adında biri benimle Fethullah Gülen arasındaki ilişkiyi Alaattin Kaya’nın sağladığını ve benim “sık sık” Kaya ile görüştüğümü söylemiş. Bunu söyleyen adam mahkemeye gelmeye bile cesaret edemedi.HTS kayıtlarına göre ben 2010 yılında bir kere telefonda görüşmüşüm Alaattin Kaya ile. Sonuncusu 2012 yılında olmak üzere iki de mesaj atmış bana. Bu, “sık sık” görüşme mi oluyor? Söğüt ismli tanık Alaattin Kaya’nın 17-25 Aralık 2013’te bana belgeler getirdiğini söylüyor. Ben Taraf Gazetesi’nden 2012 yılında ayrıldım. 2013 yılında Kaya bana nasıl belge getirebilir?
DARBENİN İŞARETİ DENİLEN YAZI
-“Mutlak korku” başlıklı yazımda Recep
Tayyip Erdoğan’ın anayasaya uymadığını yazmışım. Yazdım, çünkü
anayasaya uymuyordu. Uymadığını “fiili bir durum” olduğunu
söyleyerek kendisi de kabul etti. Yazdığım doğru. Doğruları
yazdığım için mi yargılanıyorum? Büyük bir ihtimalle bunun için
yargılanıyorum. Çünkü doğrulardan, gerçeklerden ödünüz
patlıyor. Yazının sonunda da “sanırım kötü bir piyesin son
perdesini seyrediyoruz. Bedeli biraz ağır oluyor ama biteceğini
bilmek gene de iyi” diye yazmışım. Savcıya göre bunlar darbenin
işaretiymiş.
AK Parti gidecek İstanbul işareti
Bu savcı AK Parti’nin normal bir seçimle işbaşından gitmeyeceğine
inanıyor herhalde. Ona kötü haberi bir kere daha vereyim; AK Parti
iktidardan gidecek. İstanbul seçimleri bu gidişin nasıl olacağını
herkese gösterdi.
Önder Aytaç olayı
-Birisini hapse atmaya karar verir de bunun için bir kanıt bulamazsanız saçmalamaktan başka çareniz kalmaz. “Terör örgütü yöneticilerinden” Önder Aytaç ile konuşmuşum. Aytaç örgüt yöneticisi mi değil mi, bilemem. Benim soracağım soru daha basit ve daha net. Ne zaman görüşmüşüm? 2007’de. 2007’de Önder Aytaç, AKP hükümetinin danışmanı ve Polis Akademisi’nin hocasıydı. Taraf Gazetesi’nde yazı yazmak için beni arıyordu. İlginç olabileceğini düşündüğüm için ona yazı yazma imkânı verdim. Ama bu hikâyenin savcının hiç söz etmediği bir devamı var. Önder Aytaç, benim yazılarına son verdiğim tek yazardır. İdam cezasını savunduğu için bir daha yazmasını istemedim.
Ekrem Dumanlı ile görüşmesi
-Bir de Ekrem Dumanlı ile görüşmelerim var. En son 2015’te konuşmuşum. Ben Taraf Gazetesi’nin genel yayın müdürüyken Dumanlı da Zaman gazetesinin genel yayın müdürüydü. Eğer Ekrem Dumanlı’nın Erdoğan’ın uçağına binme sayısı benim Dumanlı’yla yaptığım konuşma sayısından azsa suçlamaları kabul edeceğim. Değilse siz ne yapacaksınız?
MAHKEMEYE MEYDAN OKUDU
-Beni suçlamaya
çalışırken çok dikkatsiz davranıyor ve kendi başınızı derde sokacak
suçlar uyduruyorsunuz. Üstelik bu iddiaları bizzat kaleme aldığınız
için bunların hepsi itiraf sayılır.
-Ya beni hapiste tutacak ve hukuktan uzaklaşacaksınız... Ya da
hukuka uyacak ve beni serbest bırakacaksınız. Beni hapiste tutmak
istiyorsanız istediğiniz kadar tutabilirsiniz, hapishane beni
korkutmaz.
-Böyle bir iktidardan korkmaktansa ömrümü hapishanede tamamlamayı
tercih ederim.