Ahmak davası paravan!

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Aylar öncesinden başlayan günlerdir konuşulan Ekrem İmamoğlu’nun ‘Ahmak Davası’.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin vereceği karar Türkiye’nin Cumhurbaşkanı adayına etki edecek.

Söz Yargıtay’ın …

Fakat…

2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanırsa İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına set çekilmiş olacak. Siyasi yasakla engellenecek.

Bu dava nasıl oluştu?

Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise 4 Kasım 2019’da yaptığı açıklamada İmamoğlu’nu hedef alarak, “Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Yazıklar olsun” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, Soylu’nun bu açıklamasına yanıt vererek, seviyesiz tartışmalara girmeyeceğini vurguladı. İmamoğlu, “Dünyada, Avrupa’da bizim nereye düştüğümüzü görünce, 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce buna odaklansınlar” dedi.

Dava, “Ahmak Davası” olarak kayıtlara geçti. Yüksek Seçim Kurulu üyelerine “ahmak” ifadesini kullandığı iddiasıyla yargılandı İmamoğlu. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve 4 yıl süreyle 14 Aralık 2022'de siyasi yasak cezası verdi. Dava yaklaşık iki yıldır istinafta...

Ahmak davası paravan, amaç engel olmak. Önceki iktidarlarda da muhalefetle siyasi güreşler yapılmıştı. Bugün de yapılıyor, yarın da yapılacak. Oysaki siyaset bileğine güvenenlerin işidir.

Kadına Şiddet İnsanlık Ayıbıdır!

Yeter artık yeter … Kemiklerim sızlıyor Ruhum çekiliyor, Nefesim kesiliyor, Bir insan, bir kadın, bir anne olarak… Aradan günler geçti geçmesine ama hala Narin’in katilleri belli değil. İki genç kadın boğazı kesilerek hayattan koparıldı.

Nasıl olur, nasıl olabilir bu kadar büyük bir vahşet, Anlayamıyorum bu kadar kötülük neden? Ülkemin insanları bu hale nasıl geldi? 19 yaşındaki Semih Çelik, yarım saat içinde iki kadını öldürüyor! Kız arkadaşı Ayşenur’un boğazını keserek öldürüyor. Sonra da İkbal’in boğazını kesip Fatih Edirnekapı’daki surlardan başını atıyor. Ayaklarını, kollarını bedeninden ayırıyor. Ardında da kendini surlardan bırakıyor. Daha Münevver Karabulut cinayetini unutamamışken o korkunç olayın faili Cem Garipoğlu’nun mezarı yeniden açılmışken, yine bir insanlık dışı olaya şahit olduk.

Olayın tek sorumlusu 5 kez psikolojik tedavi görmüş, 2 kez kaybolduğu ihbarı yapılmış, Önceden de intihar girişiminde bulunmuş bu çocuk mu? Yoksa onu hastaneye yatırmış fakat tedavisi tam olarak tamamlanmadan topluma salmış doktorlar mı? Katil Semih’in evinde yapılan aramada, İkbal'in parçalanmış cesedine uygun kara kalem çizimler bulundu. Bu cinayet bir öfke krizi, cinnet hali değil! Tasarlanmış, üzerinde çalışılmış bir plan.

En korkuncu da bu…

Ne çeşit bir psikopatlarla, şuursuz insanlarla, ağır hastalarla birlikte yan yanayız. Yolda, sokakta, caddede, mahallede, metrobüste… Her 7 dakikada bir kadının aile içi şiddete maruz kaldığı ve her 3 kadından en az birinin ömrü boyunca fiziki veya psikolojik şiddete uğradığı bir ülkede yaşıyoruz bizler. Ülkede genel bir şiddet sorunu var. Hastanede doktora şiddet, Trafikte şoföre şiddet, Annenin çocuğuna şiddeti, Kocasının eşine şiddeti, Velinin öğretmene şiddeti, Öğretmenin öğrenciye şiddeti, Ev sahibinin kiracıya şiddeti… Toplum kin ve nefretten beslenir oldu. Hırsımı kimden çıkarsam, kinimi kime kussam derdinde. İnsanlar mutsuz. Acımasız. Merhametsiz. Duyarsız. Bütün bu negatif beslenme hali şiddeti palazlandırıyor. Kadına, çocuğa, yaşlıya, hayvana, engelliye, masuma, mazluma … Şiddet uygulayanların suçlusu toplum, devlet ve en çok da ANNE

Oğullarını sadece büyüten oğullarını yetiştiremeyen, Oğullarına kadının değerini öğretemeyen, Oğullarına kadına asla el kalkamayacağını anlatamayan ANNE, Baba evinde; babasından, kardeşinden, abisinden dayak yiyen, Evlendiğinde de kocasından dayak yiyen, Susan, sindiren, katlanan ve normalleştiren ANNELER, KADINLAR Oğullarını sevgisiz büyüten, kucaklayıp saçlarını okşayamayan, Oğullarının ruhuna vicdan, merhamet tohumlarını ekemeyen, O KADINLAR O ANNELER İşte böyle omuzlarında taşırlar bir toplumun vebalini, günahını, Utanç çukurlarında yaşarlar hayatı…

Daha birkaç hafta önce sahipsiz köpekleri, sokaklarda insanlara saldırma ihtimali olabilir o nedenle öldürelim diyenler, Sokaktaki bu psikopatları, sapıkları, ruh hastalarını, kadınları surlardan atanları, melek Narin’i öldürenleri, polisimize kurşun sıkanları ne yapacağız!