Ahlaksız ve kışkırtıcı
Abone olİki yazar kılıçları çekti. Biri hedef gösterdi diğeri eski defterleri karıştırdı. İşte Can Ataklı ve Şamil Tayyar'ın düellosu..
Vatan yazarı Can Ataklı ve Star yazarı Şamil Tayyar fena
kapıştı. Tayyar'ın kendisini hedef gösteren Ataklı'ya verdiği cevap
yenilir yutulur gibi değil..
Ergenekonla ilgili bomba iddialarıyla kamuoyunu sarsan Star yazarı
dün Ataklı'nın hedefindeydi. başlıklı yazıda bakın Tayyar için
neler diyordu:
-"Şimdi diyelim ki tanıkları susturmak isteyen güçler var. Bunlar
Şamil Tayyar’ı kaçırdılar ve zor kullanarak bu isimleri öğrendiler.
Sonra da gidip bu tanıkları ortadan kaldırmaya kalktılar. Ne olacak
o zaman?"
İşte bu sözler Tayyar'ı çıldırtmaya yetti. Ağır sözlerle eleştirdi
meslektaşını. Bu cümlenin tefsirini işte böyle yapıyor:
-"Meslek ahlakından uzak ve insanlık haysiyetiyle bağdaşmayan,
kışkırtıcı, provoke edici, terör örgütüne hedef gösterici bir
nitelikte kaleme alınmış."
sözleriyle yüklendiği Ataklı hakkında suç duyurusunda bulunacak.
Öfkesi bununla sınırlı değildi elbet. Şamil Tayyar eski defterleri
karıştırdı ve bakın Ataklı ile ilgili neler ortaya çıkardı?
Kafasına göre çaktı
-Can Ataklı, bir dönem Sabah’ta birlikte çalışmaktan
utanç duyduğum bir zat. 28 Şubat sürecinde bir ara
‘demokrat’ olduğunu sanıyorduk ama o günkü
açıklamaları hep illüzyonmuş.
1999 yılı Ekim ayında Öküz Dergisi’ne, 24 Şubat 2006 tarihinde ise
Zaman’a yaptığı açıklamalarda şöyle diyordu: ‘Komutanlarla
her gün konuşulup söyledikleri manşet yapılırdı. Bir gün, ‘Paşam
bugün ne yazalım?’ diye sordular. Paşa da ‘Kafanıza göre bir şey
çakın’ dedi. Sonra komutan söylemiş gibi haber yazdılar. Bazı
komutanlar ‘Bu dediklerimi yayınlarsanız en az 3 milletvekili daha
istifa eder’ dediler.’
Ataklı’ya göre, bir general Şemdin Sakık’ın ifadesine
kendi yazdığı metni ekleyerek Cengiz Çandar ve Mehmet Ali Birand’ı
suçladı.
Uzan için askere gitti
Can Ataklı, Sabah’ta askerlerin baskısıyla işsiz
kaldıktan bir süre sonra Cem Uzan’la tanıştı. Bu grupta üst düzey
yöneticilik yaptı. Keyfi yerindeydi, maaşı dolgundu. Ama patronunun
askerlik sorunu vardı ve çözmezse işler sıkıntıya girebilirdi.
Gelin gerisini, emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia
edilen günlüklerden okuyalım.
‘Tarih 21 Temmuz 2004.
Can Ataklı geldi. Gelmeden önce ne isteyebileceğini düşündüm. Bir
çok konu arasında patronun askerlik konusu olabileceği aklıma
geldi. Kendisi ile daha önce hiç karşılaşmadım ama Star
televizyonunda, bilhassa televizyon kanalına el konuluncaya kadar,
cesaretli çıkışları ile tanıyordum. Ama ben bu çıkışları daha
ziyade patronu Uzan’lar ile ilgili olarak değerlendiriyordum.’
Demek ki, onlara bile inandırıcı gelmemiş.
Televizyondaki çıkışlarını, patron aşkına bağlamışlar.
Devam edelim.
‘Bu hükümet Uzan ailesinin canına ot tıkadı ve onların
haysiyetlerini beş paralık etti. Daha da üstüne gidiyorlar. Son
olarak da Aydın Doğan grubunun ortaya çıkardığı askerlik meselesi
var. Cem Uzan daha önce bütün kuvvet komutanlarından randevu
istemişti ama hiçbirimiz kabul etmemiştik.’
Yani, aralarındaki güven sorunu o tarihte hala devam
ediyor. Ama teste tabi tutmakta yarar görmüşler.
Kaldığımızdan yerden okuyalım.
‘Nitekim bana kendi durumunu uzun uzun anlattıktan sonra
sadede gelerek askerlik sorununu açtı. Kendilerinin haklı
olduklarını ama yargının korku ile bir karar veremediğini ve aralık
ayında Uzan’ın askere alınacağını söyledi. Ayrıca mahkeme başlasa
ellerinde kendilerini temize çıkaracak belgeler olduğunu ilave
etti.’
Peki paşa nasıl bir cevap verdi?
‘Bu davaların kuvvet komutanlıklarıyla ilgisi yoktur.
Muhatap Milli Savunma Bakanlığı’dır. Konuyu bize sormazlar
bile.’
Özetle, patronunun derdine çare bulamadı. Sonra işini
de kaybetti. Uzun süre işsiz kaldı. Zafer Mutlu, eski çalışma
arkadaşına ‘af’ çıkarınca kendini Vatan’da buldu.
Şimdi orayı vatan edinmiş, geçmişten ders çıkarmış, bir daha işsiz
kalmama uğruna ‘kafasına göre çakma’ metoduyla
duygusal bağını güçlendiriyor.
Ama unutma provokatör, o duygusal bağ, bir gün
ayakbağı olacaktır.