Okan Bayülgen, Zorlu PSM’nin YouTube programı 'İbrahim Selim ile Bu Gece'ye konuk oldu. Bayülgen yurt dışı anısını ilk kez paylaşırken ve aşka dair bakışına da anlattı.Bayülgen, "Hiç müthiş bir aşk acısı çektin mi?” sorusuna, "Çok, her kadından. Ben psikiyatra da gittim. Sevilme arzusu işte, bırakınca dünyam başıma yıkılıyor" yanıtını verdi.Ünlü oyuncu, "Daha odun bir insan olmak isterdim. İnceliklerden uzak olayım falan filan gibi şeyler, ama olmadı. Kompleksler, çocukluktan kalan yani hepimizde olan 'Beni sevmeyecekler mi, beni çocukken neden evde bırakıp gittiler' gibi ıvır zıvırlar yüzünden." dedi.Bayülgen "Bütün bunlar toplanınca hayatta sevdiğin kişi kimse bütün bu olanlar ona patlıyor. Yıllar içerisinde kendimi olgunlaştırıp bunlardan kurtulmaya çalıştım." diye konuştu."Çünkü en fena şey seni seven bir insana eziyet etmek" diyen Bayülgen "Dolayısıyla bunu yapmamak için kendimi donatmaya, durdurmaya çalıştım. Sanıyorum ki biraz olsun başarabildim" şeklinde konuştu.Bayülgen, "Hakikaten sizi seven bir insanı düşünün; seni sevmiş yani ne suçu var? O seni sevmiş, seni korumak, gözetmek istiyor ya da hastalanırsan üzülüyor." dedi.Bayülgen "Başkasının umurunda değilsin ki. O seni seviyor niye ona eziyet ediyorsun? Bu vesileyle kendimi ehlileştirdim, son 10 senedir de uslu bir çocuk olduğumu düşünüyorum" diye konuştu."En yakın arkadaşının en yakın arkadaşın olmasının üç sebebi nedir? sorusu üzerine sanatçı, "Beni aramaması, onu fazla görmemem ve ölmüş olması diyebilirim." dedi.Bayülgen "Yani yaşarken hiçbir arkadaşıma 'En iyi arkadaşımsın' demedim. Ama ölmüş olması çok büyük bir kazanç, samimi söylüyorum bunu." ifadelerini kullandı.Bayülgen "En azından dondurabiliyorsun yani sana bir kazık atmadan, saçma sapan bir şey söylemeden veya onunla ilgili herhangi bir hayal kırıklığı yaşamadan hafızanda öyleye kalabiliyor." dedi.Bayülgen "O yüzden en yakın arkadaşlarım genç yaşta ölen arkadaşlarım. Ben öldüğüm zaman da birilerinin en yakın arkadaşı olacağım" açıklamasını yaptı.Aynı zamanda seslendirme sanatçısı olan 57 yaşındaki oyuncunun anısı, sunucu İbrahim Selim ve stüdyodakileri kahkahalara boğdu.Sanatçı, “Yurt dışında insanlara ne iş yaptığını oldukça net bir biçimde açıklaman gerekiyor. Yaptığın bir sürü işi sayamazsın, yoksa seni mitomaniyle (yalan söyleme alışkanlığı) suçlama olasılıkları oldukça yüksektir" dedi.2011 yapımı 'Shrek' filminde seslendirme yapan Bayülgen, "Bir gün Paris’te bir ayakkabı firması için fotoğraf çekimi yapıyoruz. Modeller geldi, çekim mekanı için de iki farklı lokasyon vardı." ifadelerini kullandı.Bayülgen "O günlerde 'Shrek' ilk filmiyle dünyada vizyona girmişti ve biz de bir noktadan diğerine giderken modellerden bir tanesi arabada ‘Shrek’i Fransız bilmem kim aktör seslendiriyor’ dedi." diye konuştu."Ben de yol boyu hiç konuşmamıştım" diyen Bayülgen "Bir anda ‘Türkiye’de Shrek'i ben seslendiriyorum’ dedim. Sessizlik oldu. ‘Vallahi hatta yakında 'Garfield' da vizyona girecek, onu da ben seslendiriyorum' dedim." ifadelerini kullandı.Bayülgen "Gideceğimiz yere varınca modeller bir hışımla arabadan inip gitti. Şoför de arkasını dönüp ‘Siz ne yapıyorsunuz? Neden Shrek’i, Garfield’ı seslendiriyorum diyorsunuz?’ dedi." diye anlattı.Bayülgen "Şaşırdım kaldım. Çünkü bizdeki gibi sanatçıların çok yönlü olması, birden fazla iş yapması yabancılar tarafından kaldırılabilir bir şey değil." ifadelerini kullandı.Bayülgen "Kesin yalan söylediğini, dolandırdığını ya da ahlaksız bir teklifte bulunmak için bunları söylediğini düşünüyorlar. Tek bir iş yani ne yapıyorsan onu söylemen gerekiyor" dedi.