Yeni jenerasyonun parlayan üç erkek oyuncusu Yusuf Çim, Serkay Tütüncü ve Ekin Mert Daymaz, Hayaller ve Hayatlar dizisiyle hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanırken Hürriyet'ten Hakan Gence'ye konuştu.‘Hayaller ve Hayatlar’ beIN CONNECT’te başladı. Sizin nasıl hayalleriniz vardı? Nasıl hayatlara kavuştunuz?Ekin Mert Daymaz: Çok hayal kuran biri değildim. Ama her zaman basketbolcu olmak istemiştim ve olamadım maalesef. Bir şekilde kendimi oyunculuk içinde buldum ama çok mutluyum. Şimdi çocuk olsam ve ne olmak isterdin diye sorsalar “Oyunculuk” derdim.Yusuf Çim: Beni hep mutlu edecek küçük hayallerim oldu bu hayatta. Futbol oynadım, futbolcu olma hayalleri kurdum. Ama kısmet değilmiş. Ardından bilgisayar mühendisi olurum dedim ama ondan dasıkıldım. Karşıma oyunculuk çıktı. Şu anda bu hayalin içindeyim ve çok memnunum. Daha yolun başındayım, çok emek veriyorum ve vermeye devam edeceğim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.Serkay Tütüncü: Uzun yıllar sörf yaptım. Ama hayalim hep yeteneğimden para kazanmaktı. O yüzden şu an hem sevdiğim işi yapıyor hem de hayalimi yaşıyorum.Peki, oyunculukta ne umdunuz, ne buldunuz?Yusuf Çim: Dışarıdan çok güzel ve renkli görünen bir meslek. İçeriden de çok keyifli. Çalışma şartları iyi ama bazen çalışma saatleri yoruyor. Bizim işimiz dijitalde; bu da şans. Daha iyi hazırlanıp daha iyi hissediyorum. Sürekli yeni insanlar tanıdığım güzel bir yolculuk benim için.Negatif tarafı yok mu?Serkay Tütüncü: Yaptığımız işte başka bir karakterle tanışmak, onu çözümlemek keyifli. Ama insanların, ekranda gördükleri kişinin kalbinin olmadığını düşünmesi ve çok kırıcı davranması beni başlarda zorladı. “Acaba yanlış mı yapıyorum”, “Doğru mu söylüyorum” derken bu iş sayesinde kendimle barıştım.Ekin Mert Daymaz: Ben çok çalışma disiplini olan biri değildim. Rahat hayat seviyordum. O sebeple benim için zorlukları daha da fazlaydı. Çalışma saatleri, az uyumak. Bir de sınıfta cevabı doğru bilip el kaldıramayan çocuktum ben. Bu sektöre ilk girdiğimde onun çekincesini yaşadım; sen kamera önünde teksin, kamera arkasında 50 kişi var ama zamanla, tecrübeyle hepsine alıştım.Canlandırdığınız karakterleri kendi gözünüzden nasıl anlatırsınız?Serkay Tütüncü: Alaz başarılı bir avukat. Kendisi hakkında konuşmayı pek sevmeyen, kendisinin birçok versiyonuyla henüz tanışmamış biri. Sevdikleri için riskler alırken başını belaya sokmaktan çekinmiyor.Yusuf Çim: Sergen bir dergi grubunun genç ve yakışıklı patronu. İnsanların yapmacıklıklarından hazzetmiyor, etrafında gerçek ve samimi birilerini istiyor.Ekin Mert Daymaz: Emre bir bankacı. Parayla arasını iyi tutma derdinde ama çok fazla sorumluluk almayı dasevmiyor.Bu karakterler dizide ilk görüşte aşkı yaşıyor. Sizler ilk görüşte aşka inanır mısınız?Serkay Tütüncü: Var öyle bir şey.Yusuf Çim: Aslında ilk görüşte bir çekim gücü olabilir ve o zamanla aşka dönüşebilir.Serkay Tütüncü: Evet, aslında ilk elektrik sonrasında aşk... Aşk var mı zaten?Hiç âşık olmadın mı?Serkay Tütüncü: Kendime göre âşık olduğumu sandım ama belki de aşk daha başka bir şey, bilmiyorum. Peki, siz üç erkek, aşkı nasıl anlatırsınız?Ekin Mert Daymaz: Aşk benim için tutku... Uç noktalarda yaşarım. Bir ilişkinin aynı seviyede devam etmesi için ten uyumu da önemlidir.Yusuf Çim: Eyvahlar olsun (gülüyor). Benimki sıradan olacak ama insanın kendini unutma hali.Yakışıklı adamlarsınız; partnerleriniz de hep güzel kadın oyuncular oluyor. Romantik işlerde oynuyorsunuz. Haliyle bir sürü aşk dedikodusu çıkıyor. Uzun saatler çalışmak ve âşık rolleri, beraberinde aşkı getiriyor mu?Ekin Mert Daymaz: Ben hiç karşılaşmadım böyle bir şeyle.Yusuf Çim: Bence olabilir... Oluyor da arkadaşlar... Herkesten çok onu görüyorsun.Serkay Tütüncü: Ama bu zihnimizin kodlarıyla da alakalı olabilir. Birine çok fazla âşık olmayı oynadığında o kişiyi gördüğünde bunu tekrar hissediyor olabilirsin. Sonuçta hormonlarımızı kontrol edemiyor olabiliriz. Yaşanır yaşanmaz o ayrı ama hepimiz insanız, sadece oyuncu değiliz.Kontrolü kaybettiğin bir an.Yakışıklı adamlarsınız; partnerleriniz de hep güzel kadın oyuncular oluyor. Romantik işlerde oynuyorsunuz. Haliyle bir sürü aşk dedikodusu çıkıyor. Uzun saatler çalışmak ve âşık rolleri, beraberinde aşkı getiriyor mu?Ekin Mert Daymaz: Ben hiç karşılaşmadım böyle bir şeyle.Yusuf Çim: Bence olabilir... Oluyor da arkadaşlar... Herkesten çok onu görüyorsun.Serkay Tütüncü: Ama bu zihnimizin kodlarıyla da alakalı olabilir. Birine çok fazla âşık olmayı oynadığında o kişiyi gördüğünde bunu tekrar hissediyor olabilirsin. Sonuçta hormonlarımızı kontrol edemiyor olabiliriz. Yaşanır yaşanmaz o ayrı ama hepimiz insanız, sadece oyuncu değiliz.SERKAY TÜTÜNCÜHikâyen nasıl başlıyor?İzmir Tire’de doğdum. Alaçatı’da büyüdüm. 2016’da İstanbul’a gelip oyunculuk eğitimlerine başladım. İlk projem ‘İnsanlık Suçu’ oldu ve serüvenim başladı. Yetenekli ve yakışıklı olmanın ötesinde kendini nasıl anlatırsın?Çalıştığım yerde huzurlu ve mutlu değilsem oradaki kariyer, popülerlik, para değersizleşiyor. Olabildiğince mutluluk arıyorum ve arayıştayım. Mutlu olmayı başarıyor musun?Zaman zaman kayboluyorum, kendimi bir temponun içinde buluyorum. Ama galiba sosyal çevremde ve iş arkadaşlarım arasında bunu en fazla yapmaya çalışan, konsantresi olanlardan biriyim. Hayatta nelerle derdin var?Hadsizlik canımı sıkıyor. İnsanların samimiyetsizliğiyle de derdim var. Önceliğim gerçeklik. Hayatımda birçok şeyde sanırım şu an gerçeklik yok, çoğu şey yüzeysel. Sen karşındakilere ne kadar gerçek olabiliyorsun?Sanırım eskiden çok gerçektim. Şimdi gol yememek, sonradan üzülmemek ya da yıpranmamak için bazı noktalarda politik davranmaya başladım. Seni çileden çıkaran kırmızı çizgilerin var mı?Hakkım yendiğinde bambaşka biri haline dönüşüp çok sinirli olabiliyorum.YUSUF ÇİMHikâyen nerede başlıyor?Üç kardeşiz. Fatih’te doğdum. 2006’da annemi kaybettim, kanserdi. 15 yaşımdaydım, o sebeple ergenliğim zordu. Bu sebeple hastaneleri sevmem. Babaannem ve dedemlerle büyüdüm. Bir aile apartmanıydı. Aslında futbolcu olmak istiyordum. Çevremdekiler “İyi görünüyorsun” diyordu, ben de ajansa yazıldım. Para da kazanmam gerekiyordu. Modellik yapmaya başladım. Harçlığım çıkıyordu. Menajerim kanıma girdi, oyunculuğa başladım.Yedi yıldır işin içindesin. Bu iş sana ne ifade ediyor?Oyunculuğa ilk başladığım zamana göre daha çok çalışmam gerektiğini kavradım. Şimdi daha çok çalışıp daha çok anlıyorum. Kendimi daha sık eleştiriyorum. Kendini nasıl anlatırsın?Olduğum gibiyim. Kendi hayatımda rol yapamıyorum. Sempatik, çalışkan, disiplinli… Sette senaryo açmam, her zaman ezberim hazırdır. Kafamda sahneleri öncesinden çekerim. Düzensizlikten hoşlanmam. Bir uyku düzenim var, bozulsun istemem. Belki daha anda yaşamam lazım ama ben öyle yaşamıyorum. Neler seni kızdırır?Saygısızlık. Daha çok hoşgörü ve sevgiyle yaklaşmamız lazım.EKİN MERT DAYMAZ Hollanda’da doğuyorsun. Sonra nasıl ilerliyor hayatın?Evet, Hollanda’da doğdum. 1 yaşımdayken Türkiye’ye Çatalca’ya taşınmışız. Çocukluğum basketbolla geçti. 2013’te merkeze taşındım ve oyunculukla tanıştım, hayatımın merkezi haline geldi. Mutluyum yaptığım işten.Oyunculuk sana ne ifade ediyor?Geçen seneye kadar çok düzenli bir hayatım yoktu açıkçası. 30 yaşına girdikten sonra bir sarsıldım. Her insanın hayatında dönüm noktaları vardır. Bu benim için 30 yaş oldu. Artık hayatım daha planlı, programlı. Herkesin geçmişte hataları vardır, önemli olan bunlardan ders çıkarmak. Bundan sonra da geçmişte yaptığım hataları daha fazla çalışarak telafi edeceğim. Ve yaptığım işte en iyi yerlere gelmek için elimden gelenin en iyisini yapacağım.Kendini nasıl anlatırsın?Dürüstüm, çevremdekiler beni bu yüzden severler. Eğlenceliyim. Bazen dengeli, bazen dengesiz… Bazen mantıklı, bazen mantıksız… Nelerle derdin var?En büyük derdim çok dengeli olmayışımdı. Plansız, programsız yaşıyordum. Son bir yılda bunun üstüne gittim. Şimdi pazardan programımı yaparım ve uygularım.Milyonlarca takipçiniz var. Sosyal medyayı hesaplı kitaplı mı kullanırsınız?Ekin Mert Daymaz: Ben olduğum gibiyim, normal hayatımda nasılsam sosyal medyada da aynıyım diyebilirim.Yusuf Çim: Ben geçen baktım, paylaşım yapmayalı iki ay olmuş, bir fotoğraf paylaştım. Daha aktif kullanmam lazım.Serkay Tütüncü: Bazen frenliyorum kendimi, bazen de partiliyorum paylaşıyorum, ‘ne yapayım’ diyorum. Televizyonun sorumluluğunu sosyal medyada da yaşarsan hayat çekilmez hale gelir. Olabildiğince özgürüm ama yine de dikkat ediyorum.Ünlüler örnek olmak zorunda mıdır?Serkay Tütüncü: Hayır, kendimi düşündüğümde çok da örnek alınacak biri olduğumu düşünmüyorum.Yusuf Çim: Kendimi iyi hissetmek için yaşamıma, insanlarla iletişimime kendi normlarıma göre dikkat ediyorum. Örnek olmak gibi bir amacım yok, zorunlu da değiliz ama birilerine iyi şeyler için ilham vermek isterim.Bu kadar takipçi varken ahlaksız teklif geliyor mu?Ekin Mert Daymaz: Ahlaksız teklif almak için ünlü olmana gerek yok. Her yerde var öyle şeyler.Peki, oradan gelen bir mesajın peşinden gider misin?Ekin Mert Daymaz: Gidilmez gidilmez, yapmayın öyle şeyler çocuklar.Serkay Tütüncü: Sosyal medya o açıdan doğru bir yer değil. Oradan sana âşık oldum diyeni de diğer mesajları da ciddiye almamak gerekir.Şöhretin yıpratıcı taraflarından korunmak için neler yapıyorsunuz?Ekin Mert Daymaz: Ben bir şey yapmıyorum ama yapmam gerekiyor.Yusuf Çim: Ben zaten korumalı yaşıyorum. Hatta bir ‘tık’ asosyal olabilirim.Serkay Tütüncü: Fikirlerimi saklıyorum.Nasıl yani?Serkay Tütüncü: Şu an bile her şeyi rahatlıkla konuşmayı çok isterdim. Ama beynimizde hep ‘Şunu söylersem ne olur’ sorusu var. Bence bütün bir sektör, sevilmek için fikrini saklamaya başladı.Çapkın mısınız?Serkay Tütüncü: Hayatımda biri yoksa çapkınımdır, flörtü severim.Ekin Mert Daymaz: Biraz (gülüyor)… Eskiden daha çoktu, yaş ilerledikçe sakinleşiyorsun. Ama tabii hayatımda biri olmadığı zaman çapkınımdır diyebilirim.Yusuf Çim: Bende flörtözlük falan yok. Çok netim. Düzümdür hayatımdaki isteklerimde.Nasıl biri ilginizi çeker?Yusuf Çim: Güzel gülen biri ilgimi çeker.Ekin Mert Daymaz: Ben esmer kadınları beğeniyorum ama hayatıma daha çok sarışınlar giriyor (gülüyor).Serkay Tütüncü: Değişken, tek bir tipim yok.Romantik mi gerçekçi mi takılırsınız?Yusuf Çim: Daha gerçekçiyim.Serkay Tütüncü: O, dönemin moduna göre değişebiliyor. Bazen duygusal, bazen de ilişkide kırılıp yorulduysam mantık devreye giriyor.Ekin Mert Daymaz: Mantık tarafı az basıyor. Düşünmeden hareket edebiliyorum.Sevgilinizin odasında bir obje olsanız, ne olurdu?Serkay Tütüncü: Sevgilimin odasında kapı olurdum, genelde çıkıp gidiyorlar.Ekin Mert Daymaz: Ben yatağı olurdum. Şimdi bu hemen cinsel tarafa çekilmesin. Herkes sevgilisiyle, eşiyle beraber uyumak ister. Bu yüzden yatak.Yusuf Çim: Ben yorganı olurdum.