Ah o öldüren bakışlar
Abone ol17 yıl önce yakalandığı meme kanserini uzun yıllar mücadele ederek kazandı. Ama yaşadıklarını bir de ona sorun.
17 yıl önce meme kanserine yakalanan ve başarılı bir tedaviyle
hastalığı yenen, Mart 2009’a kadar sürecek olan “Annemle
Biz Kanseri Yeneriz” kampanyasının yüzü, ünlü oyuncu Serra
Yılmaz, 36 yaşında çıktığı yolculukta kendisini en çok insanların
zorladığını söylüyor.
Kanseri yenen Serra Yılmaz o zorlu yolculukta kendisine eşlik eden
duyguları NTVMSNBC’ye anlattı.
“Mide bulantılarını, halsizliği, ağrıları ve acıları çabuk
unutuyorsunuz ama insanların hissettirdiklerini unutamıyorsunuz.
Önceden etrafınızda olanların bir anda uzaklaştığını görüyorsunuz.
Bu, sanki üzerinizde ölümü taşıyormuşsunuz gibi bir duygu” diye
konuşuyor.
“İnsanların düşüncesizliğinin sınırsızlığı beni hep hayrete
düşürmüştür ama hasta olunca bunu daha çok gördüm” diyen Yılmaz,
başkalarının hastalığına tanık olanlara, yani kanserle birebir
yüzleşmeyip ona dışarıdan bakanlara çarpıcı mesajlar veriyor.
"BEN KANSER OLDUM" DEDİĞİNİZDE
Altı kür kemoterapi ve radyoterapi gören Yılmaz, hastalık sürecinde
önemli fiziksel zorluklar yaşadığını söylüyor. “Beni en olumsuz
etkileyen şey, insanların kanser hastalarına bakışı oldu” diyen
ünlü oyuncu, başa çıkmaya çalıştığı bu sıkıntıları ve kendisini
yoran yaklaşımları şöyle açıyor:
“Fiziksel zorluklar en kolay unutulan zorluklardır. Yani kendinizi
nasıl kötü hissettiğinizi, nasıl midenizin bulanıp kustuğunuzu,
halsizliğinizi, ağrılarınızı, acılarınızı çabuk unutuyorsunuz ama
psikolojik sıkıntıları unutamıyorsunuz. Bence kanser sürecindeki en
sıkıntılı şeylerden biri çevre. Çünkü özellikle ülkemizde insanlar
tıp konusunda çok cahiller. Tıp konusundaki cehaletin şaşırtıcı
kesimlerde olması daha da ilginç. Mesela adam mühendistir ama tıbbi
cehaleti o kadar fazladır ki şaşırırsınız. O nedenle çevredekilere
‘Ben kanser oldum’ dediğinizde birden bire size karşı beden dilleri
ve bakışları değişiyor ve bir anda sizden uzaklaştıklarını
hissediyorsunuz. Sanki bulaşıcı bir şeymiş gibi. Bu durum sanki
üzerinizde ölümü taşıyormuşsunuz gibi bir duygu yaratıyor
insanda.”
KANSER SUÇLULUK DUYGUSUNDAN KAYNAKLANIYOR
Araştırmalar, içe atılmış ve bastırılmış yıkıcı duyguların kanser
oluşumunda etkili olduğunu gösteriyor. Serra Yılmaz, ‘Neden kanser
oldum?’ sorusunun, ‘suçluluk duygusu’ adı altında genellediği ve
‘özelim’ dediği cevabını bulduğunu söylüyor:
“O zaman çok düşündüm ve bir neden buldum. ‘Şundan dolayı kanser
oldum’ dedim. Ama aradan yıllar geçti, bugün düşündüğümde o gün
yaptığım değerlendirmenin hatalı olduğunu görüyorum. Tamamen başka
bir nedenden kanser olduğumu, bunun büyük bir suçluluk duygusundan
kaynaklandığını düşünüyorum.
Biri bana ‘Nedir o sebep?’ diye sordu. Ben yöntemi söylüyorum ama o
yöntemde kendi hayatımın içinde ne buldum, o kimseyi ilgilendirmez,
çünkü o benim özelim. Türkiye’de ve dünyada şu sırada her şey
öylesine çığırından çıkmış durumda ve öylesine arlanmaz bir özel
hayat teşhirciliği var ki insanlar böyle bir şeyi size sormakta
beis dahi duymuyorlar. Oysa o çok bana ait bir şey. Ben hayatımda
neden suçluluk duyuyorum, neden bunu düşündüm ve ne durumdayım
kimseyi ilgilendirmez.”
SUÇLULUK DUYGUSU İNSANI ZEHİRLİYOR
Yılmaz’ın meme kanserine karşı kadınlara tavsiyesi ise şu: “Adet
döneminden sonra kendi kendilerine meme muayenesini öğrenmelerini
ve meme taramalarına katılmalarını öneriyorum. Ama her şeyden
önemlisi olumsuz düşüncelerden uzak kalmaya çalışsınlar. Hakikaten
suçluluk duygusu insan hayatını zehirleyen bir şey ama hayatta
suçluluk duygusunu yükleyen o kadar çok şey var ki...”