Ağrıya ilaç İstanbulda bulunacak
Abone olDünyanın en büyük tıp sorunu olan ağrıya çare arayan tıp tongrelerinden biri İstanbul'da açıldı.
Başkanlığını Türkiye’den Prof. Dr. Serdar Erdine’nin yaptığı
Avrupa Ağrı Dernekleri Federasyonu-EFIC’in 5. Uluslararası
Kongresi, “Yaşlılarda Ağrı’ya Son” sloganıyla Lütfi Kırdar
Salonlarında bugün açıldı.
Vücut ağrıları konusunda uzman 3000’i aşkın tıp otoritesinin
katıldığı 5. Avrupa Ağrı Kongresi dünyanın en büyük tıp
kongrelerinden biri olma ünvanını taşıyor. Prof. Erdine’nin verdiği
bilgilere göre, İstanbul’da 14-16 Eylül tarihleri arasında yapılan
EFIC kongresi, 12 panel toplantısı, 36 seminer, 800 poster, 3
klinik tartışma grubu ve 3 serbest tartışma grubu, 8 adet de tıp
öğrenimi kursuyla, içerik olarak da dünya ölçeğinde önemli tıp
kongrelerinden biri.
Kongrenin açılış konuşmasını yapan, ağrı tedavisi konusunun en
önemli tıp otoritelerinden biri olan EFIC Başkanı Prof. Dr. Serdar
Erdine, yaşlı insanların dünya nüfusu içinde giderek daha fazla bir
orana vardığını ve bu nedenle yaşlıların ve hekimlerin ağrıyı kader
olarak görmelerinin gelecekte çok daha fazla maliyetli olacağını ve
önlem alınmazsa, daha da çözülmez ve büyük sorunlar yaratabileceği
vurguladı. Bu nedenle, EFIC’in 5. Kongresi’nin ana temasının
“Yaşlılarda Ağrı’ya” ayrıldığını söyledi.
Ağrı, sadece bir hastalık belirtisi değil, başlıbaşına bir
hastalıktır.
Tıp camiasında uzun süredir tartışılmakta olan, ağrı nedir
sorusunun cevabını EFIC Kongresi veriyor. EFIC tarafından
hazırlanan bildiride, kronik ağrının sadece bir vücut arızası
belirtisi değil, başlıbaşına ele alınması ve tedavi edilmesi
gereken bir hastalık olduğunun artık dünya tıp topluluğunun önemli
bir kısmı tarafından kabul edildiği ve Tıp Fakültelerinde ağrının
bir “ihtisas dalı” olmasının yaygınlaştığı belirtiliyor. Bu nedenle
“ağrı tedavisinin” artık bir insan hakkı olması gerektiği savunulan
bildiride, yaşlılarda görülen ağrının “olağan bir yaşlılık
belirtisi” değil, dindirilebilecek bir acı ve tedavi edilebilecek
bir hastalık olarak ele alınmasının hem ekonomik, hem de insan
mutluluğu açısından büyük yararlar sağlayacağı belitiliyor.
Bugün dünyada yılda sadece ağrı tedavisi alanında 200 milyar Euro
harcanıyor. Bu miktar Türkiye’nin yıllık Gayri Safi Milli
Hasılasına eşit. Toplam dünya nüfusunun % 20’sı kronik ağrıdan
şikayetçi. Buna karşılık ağrı konusundaki tıp araştırmalarına
ayrılan pay, tüm sağlık araştırmaları içinde % 1’in altında; tam
tamına % 0.2 düzeyinde. Oysa, nüfusun sadece % 15’inde görülen
çeşitli kanser hastalıklarının tedavisi için yapılan araştırmalara
ayrılan paranın toplam sağlık araştırma harcamaları içindeki payı %
25. Buna karşın, % 90’ı dindirilebilecekken, ağrının tek başına ele
alınmaması ve araştırılmaması nedeniyle kanser ağrılarının sadece %
28’i dindirilebiliyor.
Sağlık alanında ağrı ile ilgili çarpıklık bu kadarla da kalmıyor;
her bir milyon kalp hastasına düşen kardiyalog hekim sayısının
binlerce olmasına karşın, her bir milyon kronik ağrı hastasına
düşen ağrı konusunda uzman hekim sayısı sadece yüzlerle anılıyor.
Bu dengesizliklerin sonucunda, büyük sayılardaki insan
topluluklarını etkileyen kronik ağrı hastalığının tedavisi
yeterince ve lâyıkınca yapılamıyor.
Yaşlılarda görülen kronik ağrılar ise daha acı bir manzara sunuyor.
Yaşlılarda iletişim ve hareket zorlukları nedeniyle, ağrı konusunda
şikayetlerin çok azı hekimlere ulaşabiliyor. Ağrının, bir
hastalığın belirtisi olduğunun düşünülmesinden dolayı tek başına
tedavisi de düşünülemiyor ve dolayısıyla, hekimlere yapılan
şikâyetlerde, ağrı ya yeterince anlatılamıyor, ya da hekime, sanki
olağan bir şeymiş gibi aktarılıyor. Yani, “ağrı” şikayetinin
başlamasından, tıp önlemi aşamasına gelene kadar çok zaman geçiyor
ve tedavisi de çok düşük kalitede yapılabiliyor. Yaşlı nüfusun
giderek artması sonucunda, şu anda dünyada yıllık 200 milyar Euroyu
bulan “ağrı dindirme” harcamasının 2010 yılında % 50 artması olası.
EFIC raporunda belirtildiği üzere, ağrı konusunda sağlık
çalışanları ve hekimler de yeterince bilgili ve bilinçli değil.
“İnsanın en lanetli şeytanı ağrıdır.”
İstanbul’da yapılan EFIC- 5. Avrupa Ağrı Kongresi açılış töreninde
son konuşmayı yapan, ağrı konusunun dünya duayeni Profesör Prithvi
Raj’ın, efsanevi hekim ve insan hakları savunucusu Albert
Schwaitzer’den naklederek söylediği şu alıntı, EFIC Kongresi’nin
sayısal büyüklüğünün yanısıra, insanlık açısından önemini
vurguluyor: “İnsanın en eski ve lanetli şeytanı ağrıdır.”
EFIC Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine de, “EFIC İstanbul kongresine
katılan dünya tıp otoritelerinin en büyük savaşımının bu şeytanı
yenmek ve ağrısız hayatın olasılıklarını arttırmak” olduğunu
vurguluyor.
“Ağrıda tabular yıkılıyor”
Özellikle kanser ağrılarında kullanılan morfin benzeri ağrı
kesici-uyuşturucu maddelerin bağımlılık yapacağı endişesi nedeniyle
kanser dışı ağrılarda kullanılmadığına dikkat çeken Prof.Erdine,
kongrede sunulan tebliğlerden birinin bu açıdan önemine dikkat
çekti. Tebliğ, ağrı tedavisinde kullanılan morfin benzeri
maddelerin bağımlılık yapmadığına dikkat çekerek, kanser dışı
ağrıların tedavisinde de kullanılabileceğini dile getiriyor.