Ağız yarası oluşumunu azaltmak için ne yapmalı? Uzman isimden öneriler
Abone olMedipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Vedat Göral, ağızdaki aftların 10 günden fazla sürmesi durumunda hekime başvurulması gerektiğini, ağız yarası oluşumunu azaltmak için vitamin takviyesinin şart olduğunu bildirdi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada
görüşlerine yer verilen Göral, ağızdaki aftın iyileşmeden başka bir
yerde de oluşabileceğini belirtti.
Göral, şunları kaydetti:
"Aft, dudak ve yanakların iç kısmında, dil kenarlarında veya dilin alt tarafında, damakta veya diş etinde görülen, küçük ülserlere verilen isimdir. Genelde yuvarlak veya oval şekilde ortası beyaz renkte olan, 1-10 mm büyüklükteki küçük lezyonlardan oluşan aft, ağızda pamuksu bir görünüme neden olabilir. Bazı durumlarda biri iyileşirken, bir diğeri başka bir yerde oluşabilir. Hastanın ve hastalığın durumuna göre farklı ilaçlar ve tedavi yöntemleri uygulanabilir. Ortaya çıkmasında etkili olan faktörlerin bulunması ve ona göre bir yaklaşım gerekir.
Ağızdaki aftların 10 günden fazla sürmesi durumunda hekime başvurulması gerek. Aftın çıkma sebebiyle ilişkili olarak birkaç örnek verecek olursak, stres, vücut direncinin düşmesi, ağza tam oturmayan takma dişler, ağız ve diş sağlığının bozulması, gıdalara karşı hassasiyet, C vitamini eksikliği, Herpes virüsü adını verdiğimiz uçuk virüsü, AIDS hastalığı, bazı bağırsak hastalıkları, bazı romatizmal hastalıklar, demir, fosfat, çinko, B1, B2, B6, B12 vitamin eksikliği, diş macunları ve bazı ilaçlar da ağızda afta neden olabilir. Aft, ağız içerisinde hassas bölgelerde ortaya çıktığından dolayı kişinin yemek yemesine ya da içmesine; oluşan ağrı, hassasiyet, acı ve rahatsızlık nedeniyle engel olabileceği gibi kimi zaman yutma güçlüğüne de neden olur."
Gebelik döneminde artış gösterebilir
Prof. Dr. Vedat Göral, ağızdaki aftın oluşma nedeninin tam olarak
bilinmediğini, toplumda "uçuk" veya "oral pamukçuk" olarak da
adlandırıldığını, gebelik döneminde de artış gösterebildiğini
bildirdi.
Aft çıktığında çok sıcak veya çok soğuk, asitli, limon ve portakal gibi yakıcı nitelikte olan tahriş edici gıdalardan uzak durulması gerektiğini belirten Göral, şunları kaydetti:
"Genelde belirtiler yeme, içme veya konuşma esnasında olur. Aft genellikle 7 ila 10 gün içerisinde kendiliğinden geçer ancak aftların ağrısı şiddetli ve uzun sürüyorsa gastroenteroloji, diş doktoru veya kulak burun boğaz doktoru tarafından muayene olmak gerekir. 4 ila 6 hafta arasında iyileşmeyen aftöz ülserlere gerekli durumda aft dokusundan biyopsi yapılabilir. Genel olarak tedavisinde gargara ve ağız pomadları uygulanır. Bu gibi durumlarda çok sıcak veya çok soğuk, asitli, limon ve portakal gibi yakıcı nitelikte olan tahriş edici gıdalardan uzak durulmalıdır.
Genel olarak acılı, baharatlı gıdalar, kızarmış ekmek, fındık veya ceviz gibi sert gıdaların ve asitli içeceklerin yanı sıra tuzlu besinlerden uzak durmak, gazlı içecek, sigara ve alkol tüketimini kesmek önerilir. Tuzlu su ya da karbonatlı su ile ağzı çalkalamak, gargara yapmak, diş macunu seçerken sodyum lauryl sülfat içermeyen ürünleri tercih etmek fayda sağlayabilir. İleriki dönemde aft oluşumunu engellemek için sigarayı bırakmak, düzenli ve dengeli beslenmek, stresten uzak durmak, gerekirse psikolojik destek almak, çok sıcak içeceklerden uzak durmak faydalı olabilir. Bağırsak hastalığı veya enfeksiyon hastalığı varsa bu hastalıkların tedavisini de yapmak gerekir."
Göral, aft oluşumunu azaltmak için vitamin takviyesinin şart olduğunu vurguladı.