Ağar'dan Kürt raporu sürprizi
Abone olAydın Yenipazar Cezaevi'nde yatan Susurluk hükümlüsü Mehmet Ağar, merak edilen konulara yanıt verdi
Ağar, 'düz ovada siyaset'ten sonra ikinci admını hapiste
'Kürt raporu' yazarak atıyor. Raporu hükümete sunacak olan Ağar'ın
çözüm formülleri, 'geçmişten ders almaya' dayalı.
Hapiste yatan Ağar, konuştu. Sessizliğini Ömer Şahin'e bozan
Ağar, "Dağda kurşun yerine kuş sesleri duymak
istiyorum" diyor.
Mehmet Ağar, Susurluk davası mahkûmu. Nisan ayından beri
Aydın’daki Yenipazar Cezaevi’nde yatıyor. Cezaevi personeli
Ağar’dan çok memnun. Ondan bahsederken “Mehmet Bey” diyorlar.
Geldiği gün ilk söylediği, “Imtiyaz istemiyorum. Görevinizi
yapın” olmuş. Ağar’ın gelişi birçok şeyi değiştirmiş.
Cezaevinin statüsü müdürlük haline gelmiş. Cezaevine ufak tefek
tadilatlar yapılmış. Doğal olarak güvenlik tedbirleri
arttırılmış.
GÜNDE 15 ZİYARETÇİ
Ağar’ın geleni gideni eksik olmuyor. Polis şefi iken de, siyasette
de farklı kesimlerle ilişkileri vardı. Ziyaretçileri de enteresan.
Yenipazar şöhretlerin akınına uğruyor. Sanatçı, sporcu, işadamı,
siyasetçi orada. Her ziyaretçisi ‘ünlü’ değil. Halktan isimler de
geliyor. Günde ortalama 15 kişiyle görüşüyor. Bu görüşmeler izinle
oluyor. Adı listede olanlar cezaevinin bahçesindeki kamelyada
sırasını bekliyor. Bekleme süresince personel çay ikram ediyor.
Sıra gelince güvenlik aramasından geçip görüşülüyor.
Mehmet Ağar’a aslında 20 gün önce gitmiş, merak edilen her soruyu
sormuştum. Ağar, medyaya mesafeli duruyor. Röportaj taleplerini
geri çeviriyor. O görüşmenin haber olmasını istemedi. Çok ısrarcı
olduğumu görünce de “Bir süre bekle, ilk sana konuşacağım” diyerek
beni uğurladı. Perşembe günü cezaevine gidişimde ‘Ağar’la ilk
görüşme’ haberi çıkmıştı. Şaşırdım, bozuldum ve Ağar’a sitem ettim.
Ağar da haberden rahatsızdı. Ziyaret sırasındaki konuşulanların
haber olacağını bilmiyormuş. Artık olan olmuştu…
BURASI HİLTON DEĞİL
Yine bir ünlü oradaydı. Adnan Şenses benden önce girdi görüşmeye.
Ağar moralli fakat biraz da yorgundu. Küslüğü, kızgınlığı yok.
Hakkında çıkan yalan haberlere üzülmüş. Kendisine karşı
şartlanılmış bir düşmanlık olduğuna inanıyor. “Burası Hilton değil,
çok merak eden varsa gelsin. Özgürlük bize kalsın” sözü çıktı
ağzından. Yenipazar’a helikopter pisti yapılmasıyla ilgisi yokmuş.
MHP’li belediyenin yardımıyla CHP’li belediye yapmış. Ağar’ı
ziyarete helikopterle sadece bir kişi gelmiş. Cezaevinde oluşunu
‘kader’ olarak görüyor. Selçuklu’dan Osmanlı’ya ‘güvenlik’ görevi
yapanların başına geldiğini anlatıyor. “Kimi sürüldü, kimi öldü,
kimi hapse atıldı. Sonunda hak yerini buldu” diyor. Içeride ne
yaptığına gelince. Karşımda ‘milliyetçi’ olduğu kadar ‘muhafazakâr’
birisini gördüm. Düzenli namazını kılıyor, dini kitaplar da okuyor.
Günde dört saatini dış politika, tarih, güncel ağırlıklı olarak
kitap okumaya ayırıyor. Kilo vermeye çalışıyor. Sabah düzenli spor
yapmaya başlamış. Sigarayı da azaltmış. Mütevekkil bir hali var.
“Allah bir sabır veriyor. Dışarda gezmek dahil canımın
çektiği hiçbir şey yok” diyerek tahliye gününü
bekliyor.
KÜRT SORUNUNA ÇALIŞIYOR
‘Burada benim tek bir düşüncem var. Memleket iyi olsun, huzurlu
olsun. Bunun için çalışıyoruz” diyen Ağar’ın neye ‘çalıştığı’nı da
öğrendim. Ağar, ‘Kürt sorunu’na odaklanmış. Yılların deneyimi var.
Bu konuda yazılıp çizilenleri okuyor, söylenenleri takip ediyor.
DYP’nin başındayken ‘düz ovada siyaset’ diyerek beklenmedik bir
açılım yapmıştı. Ikinci bir adım daha atıyor. Mehmet Ağar,
cezaevinde bir ‘Kürt raporu’ hazırlıyor. Içeriğini öğrenmeye
çalıştım. “Güvenlik ağırlıklı mı?” diye sordum. “Güvenlik
de var, özgürlük de. Ülke müşterekliği, vatanın bölünmez bütünlüğü
içinde her türlü fikir konuşulmalı” dedi. Peki, Ağar’ın
sorun çözücü formülü var mı? Bu soruya yanıt verirken kendinden
emindi:
“Tarihi formüller kafamda ve üzerinde çalışıyorum. Geçmişin
hatalarını tekrar mı edeceğiz, yoksa yaşananlardan ders alıp vizyon
mu geliştireceğiz? Ben ikincisini tercih ediyorum.”
PKK’nın silah bırakmasını önşart görüyor. Yazdığı raporun geleceği
konusunda “Yıl sonuna kadar bu çalışmayı tamamlayıp Adalet
Bakanlığı’na sunacağım. Sayın Bakan isterse Başbakan’a takdim eder”
bilgisini veriyor.
Çözüm geciktikçe maliyetin arttığını vurgulayan Ağar da çözümün
anahtarı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı görüyor. Leyla
Zana’nın sözlerini ve girişimini destekliyor. “Kürt sorununu
Başbakan çözer” sözlerine, “Bunu görmemek için kör olmak
lazım” diyerek karşılık veriyor. CHP, MHP ve BDP’nin de
süreçte görev alması gerekliliğine işaret ediyor. Ağar’ın sürekli
tekrar ettiği cümle, “Herkes aynı kaderin içinde. Silah ve
terörle sonuç alınamayacağı görüldü. Huzur bütünlüktedir. Hepimiz
samimi olalım. Çok laf söyleniyor. Biraz sükûnet lazım. Önce güven
iklimini oluşturalım” oluyor. Ve Ağar’dan jeneriklik bir
söz: “Dağda kurşun sesi yerine kuş cıvıltıları
olsun.”
SİYASETE DÖNECEK Mİ?
Ağar, cezaevinden çıkınca siyasete girer mi? Çok net ‘hayır’ diyor.
Siyaseten jübile yaptığını söylüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine
katılmamalarının büyük hata olduğunu saklamıyor. “Devleti
biliyorduk ama siyaseten acemiydik” özeleştirisi yapıyor. Daha
sonra kendisine ceza keserek siyaseti bıraktığını söylüyor.Turgut
Özal’a olan sevgi ve hayranlığını anlatan Ağar’a göre, bundan sonra
da ‘dindar, geleneğe bağlı ve modern’ çizgideki siyasi partiler
iktidar olacak.
NÖBETÇİ PİDECİLER
Son bir not. Mehmet Ağar’ı ilçede ağırlamaktan en fazla esnaf
memmun. Pidesiyle ünlü Yenipazar’a her gelen pidecilere uğruyor,
yaz sıcağında kar helvasıyla serinliyor. Perşembe günleri esnafın
tatili. O gün ‘nöbetçi pideci’ uygulaması var. Her hafta dokuz
pideciden altısı tatilini o gün yapıyor.
GÜLDAL MUMCU'YA ÖYLE DEMEDİM
Güldal Mumcu, eşi Uğur Mumcu’nun ölümünden sonra evlerine gelen
Ağar’ın “Bir tuğla çekersem devlet yıkılır”
dediğini aktarmıştı. Ağar’ın gizemini arttıran bu söz 20 yıla yakın
zamandır kullanılır. Ağar, Mülkiye’den sınıf arkadaşı olduğunu
söylediği Güldal Hanım’ı tekzip ediyor, “Kendisi sınıf
arkadaşımdır. Aileyi de tanırım. Böyle bir sözü
söylemedim” diyor.
KÜRT İŞADAMLARI LİSTESİ
Susurluk’tan bugüne kadar Mehmet Ağar’ı belki de en fazla eleştiren
gazete Radikal olmuştur. Radikal okurlarının duyarlı olduğu
konuları da sordum. ‘Susurluk, derin devlet, mezara kadar gidecek
1000 operasyon’ Ağar, “Hizmetlerimizde kusur olabilir ama suç
atfedilemez” deyip iddiaların hesabını yargıya verdiğini
hatırlatıyor: “Mahkeme kararları vicdanımızda yer bulmasa, içimize
sinmese de saygı duyuyorum.”
1990’lı yıllarda faili meçhuller oldu, peş peşe Kürt işadamları
öldürüldü. Ağar, o dönemin emniyet genel müdürüydü. Sonra da
Içişleri ve Adalet Bakanlığı yaptı. MGK’da infaz kararı verildiği
iddia edilen ‘Kürt işadamı listesi’ni sordum. Işte cevabı:
“Bizim görev yaptığımız zamanlarda böyle bir liste olmadı.
Başka zaman olmuş mudur, bilmiyorum. Biz MGK toplantılarına memur
olarak katıldık. Takdim bölümünde bulunduk. O zaman böyle bir şeye
şahit olmadım.”
Sonra Kürtlerle sorunu olmadığını söylüyor. Ziyarete gelenlerin
önemli bölümü Kürt ve Zaza imiş. Yasalar çerçevesinde görev
yaptığını söylüyor, “Pişmanlık duyacak iş yapmadım,
geçmişime kefilim” diyor.
FUTBOLCULAR NİYE GELİYOR?
Ağar’a ‘geçmiş olsun’ ziyaretinde bulunanlar arasında futbol
dünyasının ayrı bir yeri var. Fatih Terim, Arda Turan, Rıdvan
Dilmen, Hakan Şükür, Emre Belözoğlu gibi birçok yönetici ve
futbolcu Yenipazar’a gitti. Ağar, futbol dünyasının bu ilgisini,
aralarındaki ilişkiye bağlıyor. “Resmi görevim dışında tek hobim,
keyfim futboldu” diyen Ağar, yıllarca maçlara, antrenman izlemeye
gittiğini hatırlatıyor. Bu hobi tek başına güçlü bir vefa
oluşturabilir mi? Ağar, futbol camiasıyla ilişkisinin saha dışında
da sürdüğünü anlatıyor:
“Yıllarca sıkıntıları olduğu zaman bana geldiler. Acı,
tatlı günlerde beraber olduk. Bizim Türk geleneğinde yüz kızartıcı
suç işlemedikçe cezaevine ziyarete gidilir. Onlar da
karakterlerinin gereğini yaptılar.”
Ağar, “Yakın arkadaşım, dostum” dediği Fenerbahçe Kulübü Başkanı
Aziz Yıldırım’ın tahliyesine çok sevinmiş. “Inşallah Yargıtay’da da
sorun yaşamaz” diye temennide bulunuyor.