Ağardan hükümete tehdit!
Abone olDYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, iktidarı kaçtığı yere kadar kovalayacağını söyledi!
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Fındık parasını milletten
esirgeyen bir iktidarı kaçtığı yere kadar kovalamak, benim boynumun
borcudur” dedi.
Mehmet Ağar, Trabzon'un Kaşüstü beldesinde, belediye başkanlığı
hizmet binasının açılış töreninde yaptığı konuşmada, fındık
fiyatlarına yönelik tepkileri değerlendirdi.
Bugün bir gazetede Başbakan'ın yakın çevresinden edinilen bilgiler
doğrultusunda, fındık fiyatlarıyla ilgili bir haber yer aldığını
kaydeden Ağar, şunları söyledi:
“Başbakan diyormuş ki (Bana geldiler Karadeniz'de AK Parti bitti.
Bu fındığı düzeltelim yoksa biz bittik.) O da demiş ki (Biz
Türkiye'yi düşünüyoruz, biterse biter) demiş. Yazar çok memnun
olmuş bu haberden ve yakın danışmanlarından birine sormuş,
(Başbakan böyle birşey dedi mi) diye. Yalanlamakla meşhur bir
Başbakan Sözcüsü kardeşimiz var. İşi Başbakan'ın her söylediğine
(söylemedi) demek olan. Bu sefer nasıl olduysa (galiba öyle bir
şeyler dedi) demiş. Başbakan Türkiye'de fındık politikasının ne
olduğunu bilmiyorsa üzülürüm.”
6 milyon insanın fındıkla uğraştığını ifade eden Ağar, “Eken,
biçen, toplayan, perişan olanlar ve sıkıntıya düşenler. Fındık
parası olmadığından işleri kötü giden esnaf, 3 kuruş memur maaşının
yanına fındık parasını ekleyen insanlar. Diyor ki (biz fındıkta bu
politikayla Türkiye'yi kurtardık.) Kurtardığın bir yer var.
İtalya'daki fındık sanayicilerini kurtardın. Sadece ve sadece
onları kurtardın” dedi.
Fındığın, ihracat geliri sağlamaya ve cari açık varsa kapatmaya
yaradığına dikkati çeken Ağar, şöyle devam etti:
“Fındık, milyonlarca insana iş bulma zahmetini, devlete vermez.
Devlette fındık sayesinde geçinen insanlar vardır, istihdam
yaratır. Üç gelir vergisi ve SSK primi öder, devlet bundan gelir
elde eder. Burada, 1 milyonun üstünde insanı büyük yerlere göç
etmekten, suç şebekelerinin bataklığına düşmekten kurtarır.”
HİÇ KİMSE BİZİ BU GÖREVDEN GERİ KOYAMAZ
Ağar, siyaseti yapıcı anlamda yaptıklarını, zora dara düştükleri
zaman demokrasi adına orada olduklarını vurgulayarak, şunları
söyledi:
“Milletin vicdanının sesi olan, dikili fındık ağacına hayatını
bağlamış en hayırlı, en helal işin arkasında olan, fındık parasını
milletten esirgeyen bir iktidarı, kaçtığı yere kadar kovalamak
benim boynumun borcu. Hiç kimse bizi bu görevden geri koyamaz. Biz
burada oy hesabında falan değiliz. Bundan da bir oy beklemeyiz. 6
milyon insan ekmeğinin elinden alındığı ortamda, siyaset hesabının
da uzağındayız. (Efendim buradan siyaset yapıyorlar) Ne yapacaktık?
Milletin vicdanının sesini siyasete taşımayacak mıydık? Tabii ki
taşıyacağız.”
Ordu'da 10 binlerin sokağa döküldüğünü hatırlatan Ağar, “Kim bilgi
veriyorsa, ne diyorsa Başbakan'a o da çıktı dedi ki (yasadışı
örgütler, teröristler bu mitingi yaptı.) Karadeniz'e hangi terörist
cesaret edecek de gelecek. Geleni ensesinden tuttuğu gibi bir
köşeye koyuyorlar. Halbuki orada millet feryadını söylüyor,
(borcumuz, hastamız var) diyor. Dünyada rakibi olmayan Türkiye'nin
yegane ürünü fındıktır. Fındığı almadan dünyada çikolata
fabrikaları mal işleyemezler” dedi.
Ağar, bu işin takipçisi olacaklarını ifade ederek, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Türkiye, bir yolu tercih edecektir. Türkiye, bir yandan emir
almaya alışkın. Kendi milletine güvenen ve geleneğinden gelen
gücünü modern dünyanın değerleriyle örtüştüren, kendi kararını
kendi iradesiyle vareden ama dünyadaki gelişmelerin hiçbirini
görmezden gelmeden, evrensel değerlerle kendi ülkesinin değerlerini
birleştiren bir siyaseti hep birlikte varedeceğiz.”
Karadeniz'in köylüsü ve çiftçisinin her zaman Türkiye'nin arkasında
olduğunu dile getiren Ağar, “Kabadayılık onlara karşı değil,
Türkiye'yi rahatsız edenlere karşı yapılacak. Önümüz, yolumuz her
şekilde açık olacaktır. Bu fındık politikaları değişene kadar her
ay Karadeniz'deyiz. Hükümet gelip diz çöküp af dileyecek. (Ben
ettim, siz etmeyin. Biz yanlış yaptık) diyecek. Oylar onların
olsun, paralar Karadeniz insanının olsun. İşin şerefi de bizim
olsun. Bizim istediğimiz de odur.
Türkiye'nin yarını bugününden çok daha açık olacaktır. İçte hiçbir
çatışma alanı kalmamış Türkiye'yi varetmenin heyecanı içindeyiz. Bu
dönüşümün de lideri Karadeniz olacaktır.”