Ağar'dan hükümete Kerkük eleştirisi
Abone olDYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Barzani ve Talabani'nin, bölgedeki etnik unsurları kışkırtan politikalarıyla Kerkük'ü terörün, kanlı çatışmaların kucağına ittiğini savundu.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Barzani ve Talabani'nin,
bölgedeki etnik unsurları kışkırtan politikalarıyla Kerkük'ü
terörün, kanlı çatışmaların kucağına ittiğini ifade ederek,
''Maceraperestlere cüret veren ürkek iktidar politikalarını
şiddetle kınıyorum'' dedi. Ağar, yaptığı yazılı açıklamada,
önümüzdeki Pazar günü Irak'ta seçimlerin yapılacağını anımsattı.
Türkiye için en önemli konunun, Kerkük'te belirecek tablo olduğunu
belirten Ağar, Irak'ta bağımsız bir devlet kurma peşindeki Barzani
ve Talabani güçlerinin bu seçimlerde özellikle Kerkük'e
yoğunlaştıklarını kaydetti. Kerkük'teki sonucun bağımsızlık
girişimlerinin temeli olacağını iddia eden Ağar, Kerkük, Türkmen,
Kürt ve Arap nüfusunun birarada yaşadığı özerk statüde bir şehir
olduğunu ifade etti. Ağar, Saddam döneminde Kerkük bölgesindeki
Türkmenlere ve Kürtlere yönelik baskı ve sindirme politikası
uygulandığını, Kerkük'ün demografik yapısının değiştirilmeye
çalışıldığını belirtti. Bugün aynı taktiklerin, Barzani ve Talabani
güçlerince yürütüldüğünü kaydeden Ağar, ''Bu iki maceraperest,
bölgedeki etnik unsurları kışkırtan politikalarıyla Kerkük'ü
terörün, kanlı çatışmaların kucağına itmektedirler'' dedi.
İktidarın, Irak krizinin başından beri, bölgeye ilişkin Türkiye'nin
her türlü güvenlik ve çıkar politikasını ABD'ye emanet ettiğini
savunan Ağar, şu görüşleri dile getirdi: ''Şoförlerimiz,
işadamlarımız kaçırılırken, Türkmenlere yönelik sistematik baskılar
uygulanırken, çaresiz bir strateji olarak hep Amerika yardıma
çağrılmıştır. Amerika'nın Kerkük'e ilişkin ne yapacağı, Irak'ta
bugüne kadar yürüttüğü politikalarından apaçık bellidir: Sadece
seyircilik! Siyasi tarihimizde, milletin verdiği emaneti bu kadar
vurdumduymaz şekilde başka ülkeye bırakan bir iktidar daha
görülmemiştir. Amerika, binlerce mil uzaktan, tehdit potansiyeli
olduğu iddiasıyla Saddam'ın Irak'ına müdahale edebilirken, sınır
komşusu Türkiye'nin apaçık tehlikeleri görmezden gelmesini kimse
bekleyemez. Türkiye, bölgedeki tüm etnik grupları tehdit eden bu
gelişmeyi önlemek ve kendi güvenliğini sağlamak zorunda ve
iradesindedir. Maceraperestlere cüret veren ürkek iktidar
politikalarını sonuna kadar ve şiddetle kınıyorum. İktidara bakarak
azgınlıklarını artıranlara sesleniyorum: Hiç kimse Türkiye'yi
denemeye kalkmasın. Unutulmasın ki, Türkiye ile dost kalmanın
kazancı hasım olmanın bedelinden kat be kat fazladır.''