Ağara Diyarbakırdan telefon
Abone olDYP Genel Başkanı Mehmet Ağar olayların patlak verdiği Diyarbakır'dan çok sayıda telefon aldı.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Diyarbakır'da dükkanları
yağmalanan onlarca esnafın kendisini telefonla aradığını
açıkladı.
Ağar, “Bana (Can pahasına kurulan huzuru koruyamadılar, ama biz
yine de size güveniyoruz, inanıyoruz. Ülkemizin, devletimizin,
bayrağımızın yanında olmaya kararlıyız.) dediler. O gün
Diyarbakır'da açık olan esnaf kepenkleri cumhuriyetin namusu idi.
Ama bu aciz, korkak hükümet, cumhuriyetin namusunu koruyamadı.”
dedi. DYP lideri, 9 Kasım’daki bombalamanın ardından başlayan
olaylarda mahsur kalan bir polis memurunun da kendisini aradığını
ileri sürmüştü. Ağar, “Bir polis memuru telefonla aradı. Ateş
altındayız, diyordu. Hakkari Emniyet Müdürü’nü aradım, müdahale
ettiler ve onları kurtardılar. Şimdi buradan yola çıkıp iki gündür
olay yaratmak istiyorlar. Soruyorlar. O kadar adam varken niye
Ağar’ı aramışlar? Demek ki ortada o kadar adam yok.” açıklamasını
yapmıştı.
Partisinin Rize il kongresine katılan Mehmet Ağar, hükümete
yüklendi. Türkiye'nin çaresizlikler, sıkıntılar, zorluklar içinde
olduğu her dönem bir güce ihtiyaç duyulduğunu, ülkeyi bu
sorunlardan kurtaracak hizmetlerin her zaman kendilerine nasip
olduğunu savundu. Türkiye'nin son günlerde Güneydoğu'da bazı
sıkıntılar yaşadığını anlatan Ağar, hükümeti zafiyet içinde olmakla
suçladı. Ağar, şöyle konuştu: “Hiç kimse birtakım bahanelerin
arkasına saklanarak, acizliğinin, korkaklığının, öngörü sahibi
olamadığının, davul çala çala gelen olayları önleyemediğinin
mazeretini anlatamaz. Elbette Türkiye suçu olanla olmayanı ayıracak
akla ve ortama sahiptir. Ama bu olaylarda, AK Parti iktidarının
başlangıcından bu yana bölgedeki birtakım makam sahiplerinin
sorumsuz beyanatları, bölgede gittikçe gelişen olaylar karşısında
UEFA gözlemcisi gibi kenardan seyreden bu beceriksiz hükümetin hiç
mi günahı yok. Orada üç gün olay oluyor. Meşru otorite ortadan
kalkıyor, üçüncü günün sonunda ancak hükümet üyeleri teşrif
edebiliyor. O gün gideceksin, hem orada örselenen, çaresiz kalan
esnafa sahip çıkacaksın, hem de canı pahasına orada görev yapan
güvenlik güçlerine sahip çıkacaksın. Bu hükümet, bu konulara ne
şekilde müdahale edeceğinin talimatını ya Avrupa Birliği'nden (AB)
ya da Amerika'dan almaktadır. Bunlar hep kâr ortağı. Tatlı
zamanlarda televizyonlara çıkıp nutuk atacaklar. Zor olduğu, kan
gövdeyi götürdüğü zaman da uzaktan bakacaklar. Ben, Şemdinli
olaylarından dolayı konuşunca bana cevap vermeye kalktılar. ‘Ben
oralara gittim siz de gidin.' dedi. Bizi oralar kesmez, gel yüreğin
yetiyorsa Kandil'e gidelim. Biz oralarda milletin yanında, güvenlik
güçlerinin önünde görev yaparken siz o zaman İstanbul'da balık
tutuyordunuz.”
Haber: Hasan Demir
Kaynak: