Ağar yine hükümete yüklendi

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ''Türkiye, bir ekonominin sağlam temeller üzerinde olmasını gerekli kılan yatırım, üretim, ihracat ve istihdamı belirleyen sağlam ayakları üzerinden kopmuş, borsa, döviz, faiz üçgeninde adeta bir kumar ekonomisi çerçevesine oturtulmuştur'' dedi. Ağar, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de uygulanan ekonomik modele bakıldığında Türkiye'nin gelecek vizyonunun görünmediğini savundu. Türkiye'nin, büyüyen, gelişen nüfusuna uygun bir ekonomik bir modele kavuşturulamadığını öne süren Ağar, şunları kaydetti: ''Böyle gidebilmesi mümkün değildir. Türkiye, bir ekonominin sağlam temeller üzerinde olmasını gerekli kılan yatırım, üretim, onun doğal sonucu olan ihracat ve istihdamı belirleyen sağlam ayakları üzerinden kopmuş, borsa, döviz, faiz üçgeninde adeta bir kumar ekonomisi çerçevesine oturtulmuştur. Bu tablodan işsizlik, fukaralık, çaresizlik çıkmaktadır. Allah korusun bu tablo böyle devam ederse kaos çıkar. Türkiye yeni baştan yatırım, istihdam modeliyle yürümek zorundadır.'' Demokratik bir ülkede yöneticilerin temel meselesinin, ''halka hesap verebilir olmak'' olduğunu kaydeden Ağar, ''Halka şefkatle yaklaşılmalıdır. Demokrasi azarlama rejimi filan olamaz. Demokrasi her türlü fikrin, sözün özgürce tartışıldığı bir ortamın adıdır'' dedi. Türkiye'nin en önemli sektörlerinden tarım sektörünün imha edildiğini iddia eden Ağar, ''Tasfiye filan demiyoruz. Bilerek yapıldığı adeta görülmektedir. Türkiye burada koyması lazım gereken kaynakların hiçbirini bulamamaktadır veya bulmamaktadır'' diye konuştu. Türkiye'nin doğrudan yabancı sermaye yatırımı alamadığını savunan Ağar, şöyle devam etti: ''Bütün her şeye, çizilen pembe tablolara rağmen, yabancı sermayenin gelmeyişinin altında güven unsuru yatmaktadır. Bu hükümetin güven veren bir politikanın sahibi olamadığı ortadadır. Türkiye, borcuna borç katarak yoluna devam etmek zorunda bırakılmaktadır.'' TERÖR OLAYLARI Terör olaylarının siyaset dışında kalmasını temenni ettiklerini belirten Ağar, şunları kaydetti: ''Hepimizin siyaset dışında olmasını temenni ettiğimiz terör sıkıntıları yeniden Türkiye'yi rahatsız edici boyutlara ulaşmıştır. Türkiye'de 1984-1985'lerden sonra en şanslı konjonktürü yakalayan hükümetti AK Parti hükümeti... Hükümetin sıfıra yakın bir terör riski içerisinde aldığı tablo, bugün adeta yükselen bir terör trendiyle karşı karşıyadır. Türkiye'nin en önemli döviz girdilerinden birini teşkil eden turizm sektörü, terör tehdidiyle karşı karşıyadır. Türkiye'nin gücü, büyüklüğündedir. 70 milyon bütünlüğünü muhafaza ettiği sürece güçlü olacaktır. Türkiye, bütün bu zorlukların üstesinden gelecektir. Türkiye'nin aşamayacağı hiçbir güç yoktur. Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu yaygın terör olaylarının arkasında dış destekler vardır. Ne anlamında olmuştur bu, teçhizat, malzeme anlamında olmuştur. Zaman zaman siyasi destek anlamında da olmuştur.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen günlerde bir televizyon programında, ''Gerektiğinde hudut dışı operasyon yaparız'' dediğini hatırlatan Ağar, bunun hiç söylenmemesi gereken bir söz olduğunu belirterek, ''Böyle şey yapacaksanız yaparsınız, kimseye ilan etmeniz gerekmez'' dedi. Türkiye'nin kendi iç dinamikleri olması, yeni reformlara başlaması gerektiğini ifade eden Ağar, ''Öncelikle Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarından başlanmalı. Türkiye'de artık dışarının dayatmasıyla reform yapma alışkanlığı terk edilmeli'' diye konuştu. Ağar, Eylül ayı itibariyle mitingler düzenleyeceklerini de kaydetti.