Ağar sistemi parçalayacak

Abone ol

DYP lideri Ağar aksayan sistemi yerle bir edecek. Peki Ağar bu işi nasıl yapacak?

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar Vatan gazetesine birbirinden ilginç açıklamalarda bulundu. İşte Vatan'ın Ağarla yaptığı röportaj:

2007’de Cumhurbaşkanlığı seçimleri arkasından genel seçim yapılacak. Sizce bu önemli virajlara Türk siyaseti nasıl giriyor?
Türkiye artık fiilen seçim sathına girmiştir. Türkiye farklı bir süreç yaşadı bu dönemde. Halk 2002 seçimlerinde bana göre 3 talepte bulundu. Siyasette ve ekonomide yeniden yapılanma olmadı. Toplumsal gerginliklerin kaldırılması konusu ise, ortaya çıkan son manzaralar bu konuda da hükümetin başarısızlığını ortaya koyuyor.

* Peki DYP 2002 seçimlerinden çıkan mesaj doğrultusunda ne yaptı?
Kitle bağlarımız kopmuş kesimlerle, çiftçi-köylü, esnaf, KOBİ’ler ve emekliler ile yeniden ciddi biçimde buluştuk. Merkez sağı var eden bütün güçlerle organik bağı kurmaya başladık. Göreve başladığımız günlerde bizimle diyalog kurmaktan çekinen kesimler, şimdi toplantılarına çağırıyorlar.

* Sanki yarın seçim var ve DYP iktidar olacak gibi konuşuyorsunuz.
Çok güveniyoruz kendimize. Türkiye’de bir büyük değişim yapılsın diye AKP iktidar oldu. Ama tek başına iktidar avantajını kullanamadı. Kendi meşruiyetini kendi milletinde, kendine oy verenlerde aramak yerine ilave güçlerde arayanların cesaretli bir reformist olması söz konusu olamaz. Biz bürokrasi hayatından geldik. Sistemi, sistemin içinden gelen adam paralayacaktır. Bu benim. Sistemin içinden gelen, sistemin aksaklıklarını bilen, rejime bağlı ama bu sistemi yerle bir edecek iradeyi ortaya koyacağız.

* Sistemi nasıl yerle bir edeceksiniz?
En radikal dönüşüm reformlarını yapmakta kararlıyız. Öncelikle Siyasi Partiler Kanunu’nu değiştireceğiz. Üyelik kaydı eş zamanlı olarak parti genel merkezinde, il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarında hakim teminatında olacak. SPK değişikliğine bağlı yapılacak tüzük değişikliği ile DYP’yi Türkiye tarihinin en demokrat partisi yapacağız. Modelimde Genel Başkanlık seçimi, 81 ilde aynı gün sandık koyularak, tüm üyelerin katıldığı tek dereceli seçimle yapılacak.

* Kendinizden emin konuşuyorsunuz ama kamuoyunda birtakım arayışların olduğu biliniyor...
Kimse unutmasın, son seçimle siyasetin tepeden tanzim dönemi bitti. Kendilerini vazgeçilmez görenler, milleti kendilerine mecbur zannedenler 2002 seçimlerinde, öyle olmadığını gördüler. Siyasetin geçmişinde birtakım hizmetlerin, başarıların veya tanınmışlığın sahibi olmak bugünün siyasetinde söz sahibi olmaya yetmiyor.

* Buradan kastınız... 9. Cumhurbaşkanı, DYP’nin manevi lideri...
Aynı konumda, hiç değişmez

* Arayışların içinde deniyor...
O arayışların içinde olduğunu ben görmüyorum. Süleyman Bey kendisiyle görüşmek isteyen herkesle görüşür. Ben de periyodik olarak görüşüyorum kendisiyle...

* Anavatan ve DYP güç birliği yapsa, güçlenirler deniyor...
Siyasette bütünleşme tabii yollardan olmalı, yoksa sonuç vermez. Koltuk değneğine değil, halkın tercihine ihtiyacım var.

Cumhuriyet seçkinlerin bekçiliğindeki rejim değil
* Cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye açısından sıkıntı yaratacağını düşünüyor musunuz?
Her şey demokrasi içinde olacak. Birçok kişi AKP’yi meşru olmayan bir parti gibi gösterme hevesinde olabilir ama milletin seçtiği her şey meşrudur. Bu makama hevesli olan, demokrasi içinde ülkenin menfaatlerini en iyi şekilde değerlendirmek durumunda olacaktır. Bunun şekli tarafını, Meclis’teki sayısal üstünlüğü ile iktidar partisi belirleyecektir. Meseleye bakış açımız, bu makama aday olan kişinin her yönüyle bu makamın ifade ettiği şekli ve manevi havayı temsil edeceğine dair kayıtsız ve şartsız inanç olması, bunun toplumun tüm kesimlerince paylaşılan bir inanç olması lazım.

* Tahmininiz ne? Erdoğan aday olacak ve seçilecek mi?
Bu büyük ölçüde grubunu ne kadar ikna edeceğine bağlı bir iş. Benim işim değil rakip partinin genel başkanının Cumhurbaşkanı olmasına giden yolda oy vermek. Kriterim, bugüne kadar yapılan görevlerdeki başarılardır. Bana göre bu hükümetin ve Başbakan’ın en önemli eksiği, kendisine oy vermeyen kesimlerin güvenini kazanma yönünde ciddi gayret sahibi olamaması. Kendisine oy veren kesimin güvenini de kaybetmesi. Bu manzara karşısında, AKP böyle bir adayla içine sindiriyorsa, kendi bileceği iş.

* Bazı çevreler Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ciddi sıkıntı yaratacağını iddia ediyor. Katılıyor musunuz?
Türkiye her işin çaresini demokrasi içinde bulacak, demokrasi dışı yollara giremez artık. AB vizyonuna sahip ülkenin çözümleri demokrasi içinde olmalıdır. Ülkenin geleceğine yönelik aklıselimi ve sağduyuyu sergilemek en başta iktidarın işi. Demokrasi çoğunlukta olanların, milletin o an içerisindeki genel kanaatlarına uygun davranışları sergileme yeteneğiyle ölçülü. Demokrasi, şu anda genel tasvip görmeyen bir sonuç çıksa bile, onu yine kendi içinde çözecek olan güçtür. Türkiye demokrasi ile güçlenen bir cumhuriyet rejimine sahip. Cumhuriyet de seçkinlerin bekçiliğinde olan bir rejim değildir.

Siyasette var olmamım temel sebebi Güneydoğu meselesi
* Son olarak koordinatör ataması yapıldı. Buna ne diyorsunuz?
Vahim, yanlış bir gelişme. Hükümet öyle bir hava yarattı ki, sanki ABD ile terörle mücadele kapsamında daha önce hiç ilişkimiz, işbirliğimiz olmamış. Koordinatörü de bir marifet gibi sunuyorlar. Bu mesele ABD’nin, Irak’ın değil Türkiye’nin kendi meselesi. Irak kendi içinde güvenliği sağlayamamış, Irak’tan koordinatör atanacak ve koordinatörlük meselesiyle bunun üstesinden gelinecek. Böyle bir şey yok. Benim siyasette var olmamın temel sebebi Güneydoğu meselesidir. Terörle mücadelenin en önemli silahı dildir, akıldır, beyindir, insani vasıflardır. Bu dillerden anlamayanlarla konuşacak dil zaten her zaman var. AKP 4 yıldır işbaşında, elinde büyük imkanlar var, bu dönemde yeni hiçbir adam çıkmamalıydı kendi devletine silah çeken. Hükümet bunu yapamamıştır. Çünkü Güneydoğu meselesinde inisiyatifi yok, bu konuda hükümet dışındaki herkes konuşmakta. Biz kendi insanımızın dilini, huyunu, suyunu anlamıyoruz da, ABD mi anlayacak? Hükümetin burada bir şey yapacağı falan yoktur. Seçime kadar vakit geçirmeye çalışıyorlar. Onlar ayrıldıktan sonra iktidarımızda bu meseleyi milletle bütünleşerek çözeceğiz.

* O desteği nasıl alacaksınız?
Bu halkla bütünleşen siyasetin işi. Başbakan’ın, bakanların ettiği sözlerin Güneydoğu illerinde karşılığı, millet nezdinde inandırıcılığı yok. Bu meselenin üzerinden bizim dışımızda hiç kimse gelemez. Türkiye, demokrasi ve özgürlük içinde güvenlik konseptini oluşturacaktır. Millete “Ya Amerika vermiyor ki, kurtaralım bu işi” deyip, bu mazeretin altında Türkiye’yi küçültmeye hakları yok. Meseleyi tek başına güvenlik ve istihbarat meselesi olarak değil, bir toplumsal şemsiyenin altında bir büyük olay olarak algılamak lazım. Milletin isteği özgürlüktür, zenginliktir, gelişmedir. Onun için AB vizyonu terk edilemez.

Biri köy, biri memur çocuğu
Cumhurİyetİn iki önemli başarı hikayesi 8. ve 9. Cumhurbaşkanlarıdır. Bir köy çocuğu ile bir memur çocuğu çeşitli merhalelerden gelerek oy yoluyla ülkeyi yönetme hakkına sahip oldular. O seçimlerde toplumun genel bir rızasının olduğunu bilmek, görmek lazım. Tarihi iyi değerlendirip, bundan uygun dersler çıkarmak lazım. Sabır herşeyin ilacı. Bugün çözülemeyen yarın çözülür, öbür gün çözülür, demokrasi içinde çözülür.

Röportaj: Şebnem Hoşgör
Kaynak: www.vatanim.com.tr

Günün Önemli Haberleri