Ağar: Olaylar planlı ve programlı
Abone olDYP lideri Mehmet Ağar, son günlerde meydana gelen olaylarla ilgili TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Ağar olayların planlı ve programlı olduğunu savundu.
Mart ve Nisan aylarında Diyarbakır, Mardin, Muş ve Batman'da
parti kongrelerini yaptıklarına değinen Ağar, buralarda,
''çiftçinin, köylünün, esnafın çöküşü ve işsizlik boyutu nedeniyle
yoğun bir teröre hazırlık dönemi manzaralarını gördüklerini''
söyledi. O dönemlerde hükümeti göreve çağırarak, önemli
sıkıntılarla karşı karşıya kalınabilecek potansiyeli yüksek
bölgelerde tedbir alınmasını istediklerini belirten Ağar,
''Uyarılarımıza rağmen, hükümet sahil bölgelerinden bu bölgelere
gelerek tedbir almadı'' dedi. -DİYARBAKIR GEZİSİ- Mehmet Ağar,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır gezisinin ''Anlamsız
bir şekilde abartılarak, yurt dışında bir ülkeye gider gibi takdim
edildiğini'' söyledi. Başbakanların, ''Kürt sorunu, pozitif
ayrımcılık gibi'' kelimeleri dikkatli kullanması gerektiğini
kaydeden Ağar, şöyle devam etti: ''Ortaya konan tavır ve tutumdan,
sanki bir terör örgütünün muhatap alındığı izlenimi doğdu. Böyle
bir niyetin olup olmadığı önemli değildir. Bu izlenim ortaya
çıkmıştır. Kimse bunun aksini iddia edemez. Bu örgüt, arkasında
onlarca gizli servis varken elde edemediğini, Başbakandan rüşveti
kelam olarak elde etmiştir. Sıkıntı veren bu olmuştur. Bunun
yanlışlığı ortadaydı. Çabuk telafi edilebilirdi.'' -''MESELEMİZ,
KANI DURDURMAK''- Bu olayların dikkatle değerlendirilmesi gerektiği
üzerinde duran Ağar, konuyu siyaset üstü bir mesele olarak
gördüklerini, bunu açıklamalarına rağmen Başbakan Erdoğan'ın
''Kanla siyaset yapılmaz'' diye cevap verdiğini söyledi. ''Bizim
meselemiz kanı durdurmak, kanı... O kanın, neye mal olduğunu, ne
acılara mal olduğunu biliyoruz'' diyen Ağar, şöyle konuştu: ''Yeni
acılar yaşanmasın, yeni ocaklar sönmesin derdindeydik. Ama,
maalesef gelişen olaylar bizi doğruluyor. Bu ülkenin insanları,
pozitif ayrımcılık istemiyor, adalet istiyor, yoksulluğa, işsizliğe
karşı mücadele istiyor. Terörle mücadeledeki yerimizi herkes bilir.
Biz mücadeleyi, milletimizle kazandık. Bugün millette olan bu
irade, hükümette yok. Türkiye, PKK terörünü yenmiştir, arkasına
destek koyanların tamamını da yenmiştir. Terörle mücadeleye asla
iştirak etmeme gibi geçmişin içinde olanlar, bugün neler olup
bittiğini anlamakta zorluk çekmektedir. Türkiye'de etnik anlamda
bir sorun yoktur ve olmayacaktır. Şahidim, tarihimizdir, omuz omuza
mücadele verdiğimiz şehit olan sakat kalan ve halen yaşayan Kürt
kökenli kardeşlerimizdir.'' -ŞİDDET EYLEMLERİ...- DYP Genel Başkanı
Ağar, 4 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısı sonucunda halkın
ferahlatıcı bir söz beklediğini, ancak bu toplantının sonunda
hükümet sözcüsünün ''bu meselenin kenarından dolanmayı tercih
ettiğini'' ileri sürdü. Toplantı sonrası (araştırıyoruz,
inceliyoruz) açıklamalarıyla meselenin hafife alındığını öne süren
Ağar, ''Meseleyi hafife alma, (3-5 provokatörün işidir) diyerek,
geçmişteki acı olayları anımsatan hafife almadır. Olaylar, yaygın,
planlı programlı şiddet eylemleridir. Fevkalade önemli zararı
olacak nitelikteki şiddet eylemleridir'' dedi. -HÜKÜMETE UYARI...-
Hükümeti çok açık bir dille uyardığını ifade eden Ağar, ''Milletin
ayranının kabarmamasına uğraşıyoruz. Taşırdığınız öfkenin altında,
bu eylemleri yapanlar da ezilir, bu hükümet de ezilir. Millette, bu
toprağa, bu beraberliğe sahip olma idraki büyüktür'' diye konuştu.
Sokak olaylarının çözüm yeri olmadığına dikkati çeken Ağar,
sözlerini şöyle tamamladı: ''Bütün şiddet eylemlerinin, yasadışı
olayların karşısına, sadece devletin meşru güvenlik güçleri karşı
çıkar. Başka hiçbir güç bu eylemlerin karşısına çıkmamalıdır.
Hükümet, görevini sokağa bırakamaz Hükümetin işi, sokaklara görevi
bırakmamaktır. Başka hiç kimseye böylesine önemli bir iş
bırakılamaz. Türkiye, terörü sadece güvenlik tedbirleriyle değil,
sosyal ekonomik tedbirlerle çözecek güçtedir. Bütün milletimiz
sağduyulu olmalıdır. Türkiye'nin içine hiç kimse nifak sokma
hakkına sahip değildir. Böyle hevesleri olanların karşısına sadece
devletin meşru güvenlik güçleri çıkar. Demokrasi temel zemininin
dışında hiçbir çözüme dönüp bakabilmemiz söz konusu bile değildir.
Hükümet, milletin beklediği iradeyi ortaya koymak zorundadır.''