Ağar hükümeti zayıf buldu
Abone olDYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, AB'nin yayınladığı karşı deklarasyon ve müzakere çerçeve belgesinin, AB yolunda Türkiye'ye ciddi sıkıntılar yaşatacağını savundu.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ''Türkiye'nin çok sağlıklı
yürümesi gereken AB yolculuğunu, bu hükümetle götüremeyeceği açık
bir gösterge olarak karşımızda durmaktadır'' dedi. İzmir gezisini
sürdüren Ağar, düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin AB
yolunun çok zor olduğunu ileri sürdü. Ağar, şunları kaydetti:
''Türkiye bu muamelelerin muhatabı olacak bir ülke değildir. Bu
muamelelere layık olan sadece AK Parti hükümeti, iktidarıdır.
Türkiye bu iktidardan çok büyüktür ve bu büyüklüğüne yaraşır bir
iktidarı ortaya koyacaktır, onunla birlikte AB dahil her alanda
daha sağlıklı bir biçimde yürümeye devam edecektir. AB'nin ortaya
koyduğu karşı deklarasyonun, Türkiye'nin gücüne, Türkiye'nin
büyüklüğüne yaraşır ölçüler içinde olmadığı ortadadır. Karşı
deklarasyondan sonra nitelikleri belli olan müzakere çerçeve
belgesinin de Türkiye'yi ciddi sıkıntılarla bırakacağı
görülmektedir.'' 1980'li yıllarda Yunanistan'ın, NATO'nun askeri
kanadına girmesini sağlayan operasyon gibi bu sefer de AB'nin
operasyonunun gündeme geldiğini savunan Ağar, ''Kıbrıs Rum
Kesimi'ni Kıbrıs Cumhuriyeti gibi NATO'ya sokmanın kaldırım taşları
döşenmeye çalışılmaktadır. Türkiye'nin Kıbrıs'tan asker çekmesinin
gündeme geleceği anlaşılmaktadır'' dedi. -''DENKTAŞLAŞMA
POLİTİKASI''- Hükümetin, geçmişte şikayet ettiği ''Denktaşlaşma''
politikalarını yürüttüğünü savunan Ağar, Denktaş politikalarının,
bir milli çıkarı savunan politikalar olarak bugün yine gündeme
geldiğini bildirdi. AB'ye tam üyeliğin garanti altında olmadığını
öne süren Ağar, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin çok sağlıklı
yürümesi gereken AB yolculuğunu, bu hükümetle götüremeyeceği açık
bir gösterge olarak karşımızda durmaktadır. Ortaya çıkan tablo, AB
tam üyeliğinin garanti altında olduğu değil, risk altında olduğu
sonucunu doğurmaktadır. Türkiye'nin direnç noktalarında yeteri
derecede sağlam durmayan hükümet, her dakika Türkiye'nin karşısına
bu problemleri çıkarmıştır. İş artık öylesine ileri noktaya
gitmiştir ki, AB'de aykırı sesler, Türkiye'deki rejime,
Türkiye'deki resmi dairelere, okullardaki Atatürk fotoğraflarına
karışmakta, bunu kendisinde hak zannetmeye başlamıştır. Dünyadaki
hiçbir devlet, kurucusunu bu ağızlarda tartıştırmamıştır. Bu
hükümet dönemine kadar da Türkiye, böyle bir tartışmaya hiçbir
yerde müsaade etmemiştir. Bu hükümetin kendi meşruiyetini, kendi
iktidarının devamlılığını sadece ve sadece dış destekli arama
yanlışlığı, Türkiye'nin bu noktada duyması mümkün olmayan sözleri
duymaya kadar getirmiştir.'' Mehmet Ağar, erken seçim arzularının
Türkiye'nin her yanında artarak devam edeceğini, önümüzdeki yılın
seçim yılı olacağını ileri sürdü. Türkiye'de toplumun çok önemli
bir kesiminin zor hayat şartları içinde olmasını bir alternatif
olarak sunanların büyük bir yanılgı içinde olduğunu belirten Ağar,
gerek uygulanan ekonomi, gerek uygulanan iç politika
uygulamalarında hükümetin inisiyatif kaybettiğini dile getirdi.
-SORULAR- Ağar, bir gazetecinin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt'ın sözleriyle ilgili yorumunu sorması üzerine,
kendi iktidarı döneminde böyle bir şeyin olmayacağını söyledi. Bu
değerlendirmelerin hükümet tarafından yapılması gerektiğini
belirten Ağar, şöyle dedi: ''Hükümet birtakım korkulara endeksli
olarak Türkiye'de politika üretemez, Türkiye neyse odur. Türkiye'de
başka kılıflara sığınılarak siyaset üretilebilmesi mümkün değildir.
Geçen hafta Fransa'da 120 aydın Türkiye'nin meşru güvenlik
güçleriyle terör örgütünü aynı kefeye koyan bir bildiri
yayınlamıştır. Bu bildiriyi yayınlarken de kaynak olarak
Başbakan'ın Diyarbakır konuşmasını öne sürmüştür. Türkiye'de
hükümet idare etme durumunda olanlar kelimeleri çok dikkatli
kullanmak durumundalar. Yanlış ve farklı anlamalara sebebiyet
verecek tarzda bir ifade içinde olduğunuz vakit, bunu olumsuz
anlamda kullanmanın önünü açmış olursunuz.'' -TERÖRLE MÜCADELE-
Dünyadaki her ülkenin kendi düzeni içinde meşru güçleriyle terörle
mücadele edeceğini belirten Ağar, şöyle devam etti: ''Devam eden
terörist faaliyetlere karşı 3 Ekim'de ne olur, 5 Ekim'de ne olur
bakışı içinde mücadeleden geri duramazsınız. Ama önemli olan bu
konuları askeri bürokratlar yerine, yüksek rütbeli komutanlar
yerine, hükümetin açık yüreklilikle ve samimiyetle dile
getirmesidir. Alanda boşluk bırakırsanız, bu boşluk doldurulur.
Bizim temel bakış açımız, her şeyin sorumlusu hükümettir.
Hükümetin, bu alana kimsenin girmemesini sağlayacak tarzda
görüşlerini açık yüreklilikle ifade etmesi lazımdır. Bakanlar,
Başbakan bu konuda konuşmalıdır. Hükümet sonra da kapalı kapılar
ardında bu şikayetlerini ortaya koyarak, AB'nin kontra şekilde
Türkiye'de sivil asker münasebetlerinin Kopenhag kriterleri
çerçevesine oturtulması gibi bir söylemin önünü açmaması lazım.
Hükümet kendi üzerine düşeni yapmadığı için, yapamadığı için böyle
bir çelişkili manzara ortaya çıkmaktadır. Benim iktidarımda, DYP
iktidarında hiçbir sivil ve askeri bürokrat, kendini korumak
ihtiyacını hissetmeyecektir. Çünkü hükümet olacaktır. Hükümet kendi
sorumluluğunun, görev alanının ne olacağını bilecektir. Kimsenin bu
alanda herhangi bir şey söylemesine de ihtiyaç kalmayacaktır.''