Ağar hükümete esti gürledi
Abone olİstanbul'da esnaf ziyaretlerine ağırlık veren DYP Lideri Mehmet Ağar, hükümete esti gürledi! Ağar, hükümetin 'Kerkük ve Musul misyonunun kaybolduğunu ileri sürdü.
Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, "Hükümet
göreve gelmeden önce, Türkiye'nin bir Kerkük, Musul, Ortadoğu
misyonu vardı. Bu misyonun kaybına sebep verdiler" dedi. DYP Genel
Başkanı Ağar, Rami Toptancılar Sitesi'ni ziyaret ederek, hükümetin
ekonomi uygulamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Rami Kuru
Gıda Sitesi'nde bir süre gezen Ağar, esnafın sıkıntılarını dinledi.
Ziyareti sırasında bir konuşma yapan Mehmet Ağar, hükümeti
eleştirerek, "Bir de 'ülkede kriz yok' diyorlar. 2005 yılında
protestolu senet sayısı, binlerce on binlerce dükkan kapattı.
Bunların hepsi yüreğe inen yaradır. Allah kimsenin işini, gücünü
bozmasın. Bir dükkanın kapısına kilit vurmak ne demek? Bir vücutta
nasıl omurga ve bel kemiği olmazsa insan vücudu görevini ifa
edemezse, bir toplum içinde de esnaf dediğimiz helal kazancın
peşinde koşan, geleneğe göreneğe bağlı, oturduğu her mahallede,
çalıştığı her alanda, toplumsal bir dengenin huzurun ve
dayanışmanın sembolü olmuş kesimin önemi büyüktür. Esnaf kesimi
sağlıklı ve huzurlu değilse, o toplumun geleceğinden kaygı duyması
lazım. Başımız dara düştüğünde gideceğimiz yer mahallenin
bakkalıdır. Esnaflar böyle bir dengenin sahibi olan insanlardır"
dedi. Hükümetlerin dikkat etmesi gereken temel konular olduğuna
dikkat çeken Ağar, "Şüphesiz en önemlisi, toplumda var olan esnafın
düzen içinde nereye oturtulacağı. Esnafın karşısındaki problemlerin
en önemlisi, tüm dünyada var olan gros marketlerdir. Bu bir hayalet
gibi insanların karşısına çıkıyor. İkincisi yabancı sermayenin
dağılımı, gelişimi. O da insanların karşısına problem olarak
çıkıyor. Daralan, kullanılamayan piyasalar yüzünden, kullanılmayan
krediler de esnaf karşısında bir sorundur. Tüm bunlar bir araya
geldiğinde, esnafı dar çerçeve içinde sınırlama mikanı yoktur.
Hükümet diyor ki, 'hipermarketler, grosmarketler şehir dışına
çıkarılacak'. Herkes bunu beklerken, hükümetin başkanı ve bakanları
ellerinde makas ha babam gros market açmaya gidiyorlar. Allah'tan
korkun, millete karşı ödemiş olduğunuz bir mükellefiyet, vermiş
olduğunuz sözler var. Bunu gerçekleştirmek yerine, sabah akşam
renkli, balonlu, bol şarkılı türkülü marketler açmaktan da geri
durmuyorsunuz" diye konuştu. Ağar, sözlerine şöyle devam etti:
"Baktığınız vakit, yabancı sermaye masalları anlatılıyor. Ancak
hiçbir ilerleme kaydedilmiyor. İşsizlik azalacağına günbegün
artıyor. Bir yandan da onların girdiği alanlarda helal rızık
peşinde koşan insanlar, alanlardan dışarı çıkartılıyor. Kimsenin
sizden bir kredi istediği yok. Kimsenin dönmeyen kredilerle işi de
yok. Buradaki insanlar sözünün eri, aldığı bütün kredileri kuruşuna
kadar geri ödüyor. Ama bugünün şartlarında, acımasız rekabet
koşullarında karşı karşıya kalıyorlar. Serbest piyasa ekonomisi
diyorsanız, adaletli rekabet koşullarını var etmek, hükümetin temel
görevleridir. Helal para kazanan, alın terinin peşinde koşan
insanların her noktada yanındayız. Bu insanların her meselelerinde
arkalarında olmak bizim için bir görevdir. Bu ülkenin masal
dinleyecek hali kalmamıştır." Türkiye'deki sistemde sadece borsadan
faiz üçgenine, ekonominin nimetlerinden istifade eden bir azınlığın
dışına çıkılması gerektiğinin altını çizen Ağar, "Bunun dışına
çıkılmasının yolu üretimdir, yatırımdır. Yatırımın ortaya
çıkaracağı istihdamdır. Ülkenin önü ancak böyle açılacak. Bunun
haricindeki gidiş, gidiş değildir. İnsanlarımızın alan dışı
bırakıldığı bir yapılanmanın, bir karşılığı olacağını düşünmek
mümkün değildir. Bu yönüyle Türkiye, yeniden orta sınıfın
güçlendirileceği, orta sınıfın bugünkü gibi yoksulluk sınırlarından
tekrar üst sınırlara çekilecek maliye politikalarına, yatırım
politikalarına, vergi politikalarına ihtiyacı vardır" ifadelerini
kullandı. Ağar, dernek binasındaki esnafa yönelik konuşmasının
ardından, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin, Irak seçimlerine yönelik soruları üzerine Ağar,
"Seçimlerin sonuçlarını görelim. Irak'ın siyasi bütünlüğünün
sağlanması yönündeki temenniler hala devam ediyor. Mevcut
anayasada, bu çerçeve üzerinde, bu bütünlüğün devamı yönünde gayret
sarf edilerek hazırlandı. Asıl olan bu gelişmenin ne ölçüde kalıcı
olacağının görülmesidir. Türkiye'de bu çerçevede etkin olabilmesi,
inisiyatif sahibi olabilmesi gerekli bir döneme girdi. Irak
krizinin başlamasıyla beraber, hükümetin bu konuda inisiyatif
sahibi olmasının gerektiğini ortaya koymuştuk. Türkiye'nin
stratejik önemi, bu bölgede olacak tüm oluşumların Türkiye'ye
rağmen kalıcı olabilmesi mümkün değildir. Türkiye, Türkiye gibi
yönetildiği vakit, mesele Türkiye ile yaraşabilir biçimde
yönetilmesidir. Ve buna uygun politikaların üretilip geliştirilmesi
lazım" yanıtını verdi. Türkiye'nin Irak meselesine bakışını
muhafaza eden bir devlet olmadığını öne süren Ağar, "Hükümet göreve
gelmeden önce, Türkiye'nin bir Kerkük, Musul, Ortadoğu misyonu
vardı. Bu misyonun kaybına sebep verdiler. Türkiye bir terör
örgütüyle yaptığı mücadeleyi, kimsenin insafı içinde yapmadı.
Mesele bu hükümete gelene kadar böyle gitti. Türkiye, kendi
meselesini kendi çözecek güce sahiptir. Benim iktidarımda
Türkiye'nin dağlarında da dışarıdaki dağlarda da kimse olmayacak.
Herkes şehirde olacak, düzde olacak. Türkiye tüm bunları kendi
gücüyle aşar. Türkiye bunu yapacak güce sahip olan bir ülkedir.
Hükümette olmayan irade, millette vardır. Teröristleri dağdan
indirmenin yolları ve metotları var. Kimse dağa çıkmak istemeyecek.
Türkiye demokratik bir ülke, gelişen bir ülke olacak. Kalkınan bir
ülke olacak. Terör sadece kendi dar kalıpları içinde, marjinallik
sınırları içinde hapis olacak" dedi. Basın mensuplarının imam hatip
lisesi mezunlarının üniversiteye girilmeyen kredilerle işi de yok.
Buradaki insanlar sözünün eri, aldş yolunun açılmasını sağlayan
yasayla ilgili sorularına Ağar, "Millet mağdur. Hakların, hukukun
tanınması konusunda bir takım talepleri olmuştur. Hükümet bu
meseleleri çözeceğim diye, seçimden beri ortada gezmektedir. Şimdi
bu meselelerin takipçisi olanların, bu konuda ne düşündükleri
önemlidir. Görünen odur ki, hükümetin politikası pantolon olmadı
ceket verelim yönündedir" şeklinde yanıt verdi. Başbakan Erdoğan'ın
kendisine yönelik eleştirilerde bulunması konusuna da değinen Ağar,
"Başbakanı, ülkeyi gezerken, çarşıyı, pazarı gezerken gören var mı?
Esnafa bakkala, manava gittiğini gören var mı? Onun yaptığı şovdur.
Ben geçen görüşmelerde söyledim. 'Siz bu halde giderseniz, halkın
karşısına çıkamazsınız' dedim. Girip giremeyeceklerini sandık
geldiğinde beraber göreceğiz. Köylerde kasabalarda bir takım
insanlarla kavga edip onları mahkemeye verdiler. Kendini eleştiren
vatandaşla mahkemelik olan milletvekilleri var. Biz sokağa çıkarız,
vatandaş bizi de eleştirir. Demokraside bunlara hoşgörüyle
bakacaksın. Milletin elbette eleştiri hakkı olacaktır. Vatandaştan
korkuyorsan neden siyaset yapıyorsun?" diye konuştu. DYP Genel
Başkanı Ağar, açıklamalarının ardından, Rami Kuru Gıda Sitesi
esnaflarını gezdi. Esnafla selamlaşıp sohbet eden Ağar, kendisine
ikram edilen kuruyemişleri yedi.