Ağar: Düz ovada kaldılar
Abone olDYP Lideri Mehmet Ağar "düz ovada siyaset çağrısının işe yaradığını söyledi" ve konuşmalarını şöyle sürdürdü...
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ''Allah'a bin şükür,
arkadaşlardan aldığım bilgi, bizim sözlerimizden sonra dağa,
bayıra, maceraya giden kimse yoktur'' dedi.
DYP Diyarbakır İl Başkanlığını ziyaret eden Ağar, burada yaptığı
konuşmada, inançlı ve kararlı bir şekilde Türkiye'nin meselelerini
kavrayan, gerginliği ve kutuplaşmayı ortadan kaldıran, toplumun her
kesimiyle barışık tek parti olduklarını söyledi.
''Bizim iktidarımız döneminde Türkiye yeni baştan kendi iç
sıkıntılarını aşacak, etrafındaki sıkıntılarla baş edebilecektir,
komşularıyla hiçbir problemi olmayacaktır. Bu konudaki
kararlılığımız kesindir'' diyen Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Herkesin yüzünün güleceği günler yakındır. Biz başkaları gibi
Ankara'nın, İstanbul'un lüks restoranlarında, otellerinde oturup
kuru nutuklar atmıyoruz. Bizim işimiz alandadır. Siyaseti başkaları
gibi oturduğumuz yerden yapmıyoruz. Türkiye'nin dört bir yanını
ıslata ıslata geliyoruz. Yürüdüğümüz yolların önemi büyüktür. Bu
topraklarda asla insanları üzecek silah sesleri olmayacaktır bizim
iktidarımızda. Ülkenin birliğini, beraberliğini savunan milyonlar,
kardeşlik içerisinde onurun ve gururun temsilcisi olacaklardır.
Başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Türkiye'nin her tarafı aynı
ritimle kalpleri atan insanlarla dolu olacaktır. Türkiye'nin dört
bir tarafında yaşayanlar, büyük Türkiye davasında olacaktır.
Gönlümüz bu sevda ile doludur. Seçimde en iyi sonucu
alacağız.''
''TÜRKİYE BİR KARIŞ TOPRAĞINI FEDA EDEMEZ''
Bir gazetecinin, ''Dağda çarpışacaklarına düz ovada siyaset
yapsınlar sözünüz üzerine özellikle kırsal alanda oy artışı olduğu
yönünde beyanlar var. Siz ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Ağar,
bunu oy için değil Türkiye'nin gelecekte huzurlu olması için
yaptığını ifade etti.
DYP lideri Ağar, şöyle devam etti: ''Benim söylediğim bir söz var,
Türkiye ne bir karış toprağını ne de bir yurttaşını feda edemez.
Türkiye müşterek bir vatanda bölünmez birliktelik içerisinde daha
gelişen, büyüyen, kalkınan bir ülke olacaktır. Türkiye'nin
geleceğinde silahlar konuşmayacak, bilgisayar tuşları, makine
tezgahları, biçerdöverler, traktörler konuşacak. Bizim Türkiyemizde
silah sesi olmayacak. Ben bu açılımları hem sıkıntıları aşmak hem
de Türkiye'nin Orta Doğu'da daha güçlü bir ülke olmasını sağlamak
için yapıyorum. Doğru olan budur. Bunlar oy için yapılmaz.''
''DTP seçime bağımsız aday çıkaracak. Bu dengeleri etkiler mi?''
sorusu üzerine de Ağar, siyasette herkesin istediğini
yapabileceğini, kendi yollarında inançlı bir şekilde
yürüyeceklerini söyledi.
Mehmet Ağar, ''Bölgede yaklaşan Nevruz Bayramı öncesi gerginlik
yaratılmak istendiği'' yönündeki bir soruyu da şöyle yanıtladı:
''Türkiye'de bugün gerginlikler üzerine siyaset yapılmayan bir
süreç varsa bunlar benim açılımlarımdır, benim partimin
politikalarıdır. Türkiye ak ile kara arasında bir tercih
yapmayacaktır. Ana muhalefet de iktidar da suni gerginlik üzerine
Türkiye'yi iki eksenli bir seçime oturtmak istiyor. Başka partiler
de karşılıklı olarak etnik hassasiyetleri kaşıyarak başka bir
gerginlik yaratıyorlar. Bunların hiçbiri doğru değil. Bu topraklar
üzerinde yaşayan herkes bizimdir. Bir ayrım yapılmasını biz kabul
edemeyiz. Gerginlik üzerine siyaset yapmayız, yaptırmayız. Allah'a
bin şükür, arkadaşlardan aldığım bilgi, bizim sözlerimizden sonra
dağa, bayıra, maceraya giden kimse yoktur. Kimse de gitmeyecektir.
Nevruz gibi bir dönem yaklaşıyor. Bu dönemin her türlü tahrikten
uzak, sükunet ve rahatlık içerisinde, hiçbir yıkıcı eyleme müsaade
etmeyecek şekilde geçeceğine inanıyorum.''
Ağar, Irak'la ilgili bir soru üzerine de Irak meselesinin Türkiye
açısından bir güvenlik meselesi olduğunu belirtti. Türkiye'nin
güvenlik meselesinin konuşulacağı kurullar bulunduğunu, sivil ve
askeri bürokrasinin sorumluluğunun hükümete ait olduğunu kaydeden
Ağar, şöyle konuştu:
''Askerle siyaset yapılmaz ama askersiz de devlet idare edilmez.
Irak ve Kıbrıs gibi meselelerde askerle konuşmayacaksınız da
kiminle konuşacaksınız. Orada ortaya çıkacak tablonun sorumluluğu
doğrudan Hükümete aittir. Hükümet burada kurullarda, komitelerde
müşterek çalışmalarda bu politikayı oluşturur ve ortaya tek sesli
bir sonuç çıkar. Ama bunu çıkaramamak Hükümetin bir zafiyeti ise
millet de bunu değerlendirmek durumundadır.''