Bugün Hürriyet gazetesinin manşetleri arasında
dolaşırken gözüme bir haber ilişti. Tahmin edersiniz ki okuyan
herkes gibi ben de bir süre afalladım.
Haber, "Afyonkarahisar Belediyesi sonunda bunu da
yaptı" başlığıyla ve satırı satırına şu ifadelerle
okurlara aktarılmıştı:
"Belediyeye ait bazı araçlar sadece kadınlara
hizmet vermeye başladı. Bu amaçla belediyeye ait bu araçlara, özel
bir uyarı levhası konuldu. Uyarıda hangi gerekçe ile bu seferlerin
konulduğu açıklanıyor. Yazıda, “Araçlarımızda aşırı
yoğunluk nedeniyle yaşanan hırsızlık ve ahlak dışı olayların
artması sebebiyle, ücretsiz servislerimiz sadece bayanlar için
geçerlidir. Halkımıza duyurulur. Afyonkarahisar
Belediyesi” uyarısı bulunuyor."
Haber bununla bitmiyor.
Devamı var...
Okuyun lütfen:
"Afyonkarahisar Valiliği’nin, bir süre önce kamuya açık
alanlarda içki içilmesini 2012/3 sayılı kararla yasaklaması basına
yansımıştı. Valilik, mart başında yayınladığı genelgeyle de
okullarda ibadet yapmak isteyen öğrenciler için mescit açılmasını
istemişti. Basına yansıyan genelge, 17 ilçe kaymakamı ve okul
müdürlerine gönderilerek, “İbadet etmek isteyen öğrencilere
yardımcı olunması” yönünde talimat verilmişti."
Sizin de ağzınıza klasik 28 Şubat
manşeti tadı geldi mi?
Yıllardır dehşeti ve korkuyu halkın koynuna sinsi bir yılan gibi
sokan gazetenin böyle bir manşet atması şaşırtmadı beni. Bu
işte bir bit yeniği var diyerek araştırma gereği duydum. Ortaya
nasıl bir gerçek çıktı biliyor musunuz?
Meğer okurlara, "Haremlik-Selamlık" diye sunulan
irticanın habercisi olarak lanse edilen bu durum, Afyonkarahisar
Belediyesi'nin Çarşamba ve Cumartesi günleri semt pazarına giden
kadınlar için hizmete sunduğu ücretsiz bir servis.
Pazara giden kadınlar yollarda mağdur olmasın, pazar fileleriyle
beraber belediye otobüslerinde, dolmuşlarda perişanlık yaşamasın
diye yapılmış masum bir uygulama anlayacağınız.
Haberin altına iliştirilen yorumlara baktım. İnsanlığın beta
versiyonunu temsil eden ne kadar beş para etmez, asalak, boşa
oksijen tüketip doğaya yük olan canlı varsa, hepsi hırlamış
tıslamış, anırmış.
"Afyonkarahisar şeriata geçişte pilot bölge seçildi.
Ayaklanın" naralarını görmeniz gerek.
Önüne konan tabaktakileri birer sığırcık gibi didiklemekten başka
işe yaramayan bu zavallılara ne desek boş.
Boş da..
Bu haberi kasti bir tahrikle ve yeni bir savaş cephesi açmak
hevesiyle yazan gazeteye ne diyeceğiz?
Japonya'da ve Dubai'de yıllardır kadınlara özel pembe metro ve
otobüs seferleri yapılırken buna "Medeniyet"
diyenlerin, söz konusu Türkiye'de olunca "Şeriat
geliyor" diye tepinmesine ne isim koyacağız?
Vakti zamanında da böyle yaptılar işte.. Hem de ne
feci işler yaptılar. darbeleri böyle yaptırdılar, liderleri böyle
koltuktan indirdiler. Hayallerinde bugün bile silahlar patlıyor,
idam sehpaları kuruluyor, kafalar kesiliyor, iktidarlar devriliyor.
Bunların hırsının da düşmanlığının da sınırı yok.
28 Şubat'ta da toplumun kinine kin katan böylesi alçakça manşetler
az atılmadı. O dönemlerde attıkları her manşet düpedüz yalandı ve
nasılsa Allah Beyaz Türkler'in bu türden beyaz yalanlarına
günah yazmazdı. Daha doğrusu onların günah yazacağına
inandığı bir Allah'ı yoktu.
Sırf o yüzden yüzbinlerce insana haksızlık yapıldı. Soldaki
fotoğrafa iyi bakın. O fotoğraf şeytana yamak olacak kişilerin
eseridir işte. Yaşlı bir kadını sırf başında başörtüsü var diye
tehlikeli gösteren ve stadyumlardan kovduran işte bu manşetleri
atan güruhtu..
Bugün oynanan yine aynı satranç oyunuydu ve amaç yine belliydi.
Şahı mat etmek!
Şükürler olsun ki bu oyunlar artık maya tutmuyor. Karanlık ışığa
kavuştu. Millet, tıpkı kör bir adamın yıllar sonra görmeye
başlaması gibi herşeyi tüm çıplaklığıyla görüyor artık.
Hal böyle olunca, Hürriyet ve benzeri darbe özlemi çeken
gazetelere, kuyruğunun yarısını kapanda bırakmış fare misali hızla
sıvışmak kalıyor!