Afganistan'da mahsur kalan Bursalı hemşire ve arkadaşları kurtarılmayı bekliyor
Abone olBURSA'dan 3 ay önce Afganistan’a çalışmak için giden 20 yaşındaki hemşire İrem Kahraman ve 2 arkadaşı, Taliban işgalinden sonraki süreçte mahsur kaldıkları bölgeden çıkarılmak için yardım bekliyor. Genç kızın endişeli ailesi, kızlarına kavuşacağı günü iple çekiyor.
Taliban'ın Afganistan'da idareyi ele geçirmesinden sonra
ülkedeki kaos sivil vatandaşları korkutmaya devam ediyor. 3 ay önce
çalışmak için hemşire olarak gittiği Afganistan’da mahsur kalan 20
yaşındaki İrem Kahraman, Taliban’ın işgalinden sonra yaşadığı
bölgede mahsur kaldı.
Ailesinden Türkiye’ye dönebilmek için yardım isteyen Kahraman, bölgedeki kaos ve korkuyu telefondan anlattı.Genç hemşirenin babası Mahmut Kahraman, Bursa Valiliğinden bakanlıklara kadar bütün yetkililere ulaşmaya çalışıp, kızını evine getirmek istiyor.
"Devletimizden sağ salim getirilmelerini
istiyoruz"
Gün içerisinde Türkiye-Afganistan Konsolosluğu ile irtibat halinde
olan baba Kahraman, “Taliban yönetimi ele geçirdiğinden beri
konsolosluk yetkilileri ile irtibat halindeyiz. Havaalanında çok
fazla yoğunluk olduğu söylendi. Türk vatandaşlarının tahliyesinin
başladığı, fakat meydana gelen izdihamın önüne geçebilmek için
tedbirler alındığı ve bu şekilde ulaşımın sağlandığı belirtildi.
Biz devlet büyüklerimizden bir ân önce kızımı ve diğer
vatandaşlarımızın sağ salim ülkemize getirilmesini istiyoruz”
dedi.
"Günlerdir ne uyuyoruz ne yiyip
içebiliyoruz"
El bebek, gül bebek büyüttüğü kızıyla sadece internet bağlantısı
sağlanabildiğinde belirli zamanlarda görüşebildiğini anlatan anne
Fatma Kahraman, “Kızımın ve bizim günlerdir ne yaşadığımız bir tek
Allah biliyor. İrem orada sürekli korku içerisinde, psikolojisi
bozulmuş bir hâlde. Her aradığında ‘Anne beni kurtar‘ diye
sesleniyor. Sürekli birilerine ulaşıp kızımı oradan kurtarmamızı
istiyoruz. Yetkililerden Allah razı olsun, ulaşıyoruz. Fakat herkes
bir şeyler yapmaya çalışsa da, oradaki yoğunluktan henüz sonuca
ulaşamıyoruz. Şu ânda sadece bilgilerini alıyorlar. Kızma ulaşıp
onunla irtibata geçiyorlar. Kızımın bulunduğu bölgede güvende
olmasını istiyoruz. Türkiye’ye bir ân önce getirilmesini istiyoruz.
Burada başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün yetkilere
sesleniyorum. Kızımın, arkadaşlarının ve oradaki Türk
vatandaşlarının sesini duyun” dedi.
İnternetten konuşan İrem Kahraman ise, yaşanan olayların aniden geliştiğini ve çaresiz kaldıklarını şöyle anlattı: “15 Ağustos günü olaylar gelişince biz de kendimizi havaalanına attık. Orada bulunan, Türk Hava Yollarına ait tarifeli Türkiye seferi gerçekleştiren uçağa binmek istedik. Fakat o sırada Taliban ve Amerikan askerleri karşılıklı ateş açtı. Açılan ateş sonucu 5 sivil vatandaş öldü. O sırada biz de uçağa binmek istedik. Bindiğimiz uçak 200 kişilik olmasına rağmen, içerisinde binden fazla kişi vardı. Afgan askerleri bizi kolumuzdan tutarak aşağı indirdi. Sonra uçak hareket etti.
"Afgan vatandaşı bizi güvenli bölgeye götürdü"
Biz de kargaşa ve kaosun ortasında kaldık. Tanımadığımız bir Afgan vatandaşı, arabasıyla bizi güvenli bir bölgeye götürdü. Fakat çok korktuk, çünkü burada kimseye güvenemiyoruz. Bize yemek getirenler bile tanımadığımız Afgan vatandaşları"
"Türk yetkilerle irtibat kurmakta zorluk
çekiyoruz"
Türk yetkilerle sadece internetin çektiği sırada irtibata
geçebildiklerini belirten İrem Kahraman, “İkinci bir uçağın
havaalanına iniş yaptığını duyduk, fakat havaalanında yaşanan
izdiham sonucu bölgeye vatandaşların alınmadığını öğrendik. Şu ânda
bir evin içerisinde kısılıp kaldık. Sokağa çıkamıyoruz. Türk
yetkilerle irtibat kurmakta zorluk çekiyoruz. Arkadaşımla birlikte
bir ân önce buradan alınarak ülkemize dönmek istiyoruz. Buradan
bütün yetkililere sesleniyoruz, Arkadaşım Mert Yamaç ile ben 20
yaşında Türk vatandaşıyız. Bu yaşadıklarımız gerçekten çok zor. Çok
korkuyoruz. Buradan güvenli bir şekilde kurtarılmayı bekliyoruz.
Biz buraya gezmeye gelmedik. İşimiz için geldik” diye konuştu.